bir şarkının efsanesi - mavi duvar

96 18 9
                                    

Mavi umutların dalgalar arasında yittiği şarkı: Mavi Duvar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mavi umutların dalgalar arasında yittiği şarkı: Mavi Duvar

Maviyi ve denizi severiz öyle değil mi? İçimizde hissettirdiği o huzuru, tarif edilemez mutluluğa çoğumuz aşinayızdır. Mavi ve deniz her ne kadar bizlere umudu, iyi hissetmeyi öğretse de hayatın uzun kolları ve elleri var. Bu uzun kolların elleri bizi okşadığı gibi boğabiliyor da. Şimdi paylaşacağım şarkının hikâyesi gibi...

Mavi Duvar şarkısı 1998 yılında Haramiler adlı grubun ilk albümünden bir şarkıdır fakat bu şarkının gerçekten çok acı bir hikâyesi vardır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mavi Duvar şarkısı 1998 yılında Haramiler adlı grubun ilk albümünden bir şarkıdır fakat bu şarkının gerçekten çok acı bir hikâyesi vardır. İnternette çeşitli hikayeler olsa da bilinen iki tanesini sizler için derledim.

"Bir rivayete göre yıllar yıllar önce bir doktor hastanede tedavi gören kanser hastası kadına aşık oluyor ve bu yaşam savası veren kadının en sevdiği çiçek menekşeymiş, odasında hep menekşeler olurmuş, onu ziyaret edenler bunu bildikleri için odası menekşeyle dolarmış. En sevdiği renkler de mor ve mavi tonlarıymış, maviye olan derin sevgisi de denizin uçsuz bucaksız maviliğinden gelirmiş.

Kadın ve doktor gel zaman git zaman birbirlerinden etkilenip sevgili olmuşlar ve evlilik planları yapmaya başlamışlar. Kadının deniz kenarında yaşama hayali varmış denize olan sevgisi yüzünden ve bir yandan da kadının hastalığı ilerlemekteymiş. Doktor bir an önce o deniz kenarındaki evi almış, camlarına menekşeler koymuş ve duvarları maviye boyamış.

Kadın o akşam otobüse binip sevgilisinin yanına gidecekmiş ve adam da ona sürpriz yapacakmış. Adam kadını beklemiş, beklemiş ve beklemiş ama geç saate kadar kadından haber alamamış. Sonra sabaha karşı bir telefon gelmiş ve ne yazık ki sevgilisini ve hayalindeki evi görmeye kadının ömrü yetmemiştir."

Neden bilmiyorum ama şimdi anlatacağım bu ikinci hikaye daha çok hoşuma gitti, sanki şarkının sözlerine daha iyi geliyor ve sanki şarkının gözlerinden süzülen yaşı daha iyi simgeliyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Neden bilmiyorum ama şimdi anlatacağım bu ikinci hikaye daha çok hoşuma gitti, sanki şarkının sözlerine daha iyi geliyor ve sanki şarkının gözlerinden süzülen yaşı daha iyi simgeliyor. Hemen onu da sizlerle paylaşayım.

"Bir başka rivayete göre ise deniz kenarındaki eski püskü bir evde yaşayan kötürüm bir balıkçı varmış. Ara sıra hâlâ balığa çıkabiliyormuş ama ev işlerini yapmakta zorlandığından kendisine bir yardımcı tutmuş.

Yardımcısı kendisinden genç, çok neşeli hayat dolu bir kadınmış. Balıkçıyla çok ilgilenmiş, eski püskü evi temizlemiş ve her yere menekşeler ekmiş. İşi olmasa bile her gün menekşeleri sulamaya geliyormuş, gel zaman git zaman kadın balıkçıya âşık olmuş balıkçı da ona.

Kadının en sevdiği renk maviymiş, balıkçı kadının doğum günü için evin duvarlarını da maviye boyamış. Havanın çok güzel, denizin çok durgun olduğu bir gün balıkçı balığa çıkmak istemiş ama sevgilisinin içinde çok kötü bir his varmış, gitmemesi için balıkçıya yalvarmış ama hava o kadar güzelmiş ki balıkçı başına hiçbir şey gelmeyeceğinden eminmiş ve kadını dinlememiş.

Balık tutmaktan döndüğünde evde hiç kimseyi bulamamış, tekerlekli sandalyesi ile etrafı soruşturmuş ama nafile. Balıkçı bütün gece uyuyamamış, sabah doğru birileri gelmiş, dediklerine göre kıyıya genç bir kadın cesedi vurmuş ve kendisinden tanıyıp tanımadığını görmek için sahile gelmesini istemişler.

Balıkçı hemen anlamış bunun sevgili olduğunu, yıllardır kalkamadığı tekerlekli sandalyesinden bir anda kalkmış ve sahile koşmaya başlamış. Vardığında rüzgâr sertleşmiş ve deniz dalgalıymış. Yıllardır kendisine bakan, menekşelerini sulayan, aşık olduğu kadının cansız bedeni kumsalda yatıyormuş."

Bu iki derinden yaralayan hikâyeden ziyade Mavi Duvar şarkısının sözlerini, melodisini, verdiği hisleri o kadar seviyorum ki bu hüzünden doğan şarkıyı sizlerle paylaşmak istedim.

Gerek aşk, gerek pişmanlık, gerekse hüznü içimizde yetiştiren bu şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim ve şunu da belirtmeliyim ki şarkının sözlerindeki detayı fark ettiğimden beri daha fazla seviyorum şarkıyı.

Duvarları maviye boyadım
Maviyi çok seversin
Penceremde menekşeler dizili
Sularken şarkı söylersin

Gramafon da eski alaturka
Hoşuna gider bilirim
O yaz evinin içinde
Denize nazır

Sabaha kadar bekledim seni
Birden dalgalar dedi ki gelmeyeceksin
Birden çıktım viraneden
Koşa koşa indim kumsala
Acı acı sövdüm sonra
Yüzümü kırbaçlayan rüzgara

Duvarları maviye boyadım
Maviyi çok severdin

Haramiler grubunun solisti Ayhan Yener'in söylediği versiyonunda bu detayı fark edebilirsiniz.

Mavi Duvar şarkısının bendeki yeri ve anlamı epey özel gerçekten. Umarım sizler de beğenmişsinizdir. Mavinin, denize nazır o yaz evinin penceresinde dizili menekşelerin hüzün değil umut verdiği günler diliyorum.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
vade mecum | Üç'te Birlik Dilim Bizim!Where stories live. Discover now