"Doğru mu? Senin torunun olmadığım doğru mu?"

"Şükürler olsun ki evet!" Nasıl bir kadındı. Ellerimi ağzıma götürdüğümde kocamın yumruk yaptığı ellerine baktım. Kıpkırmızı olan elleri titriyordu. Şahin lanet olsun, diyerek tısladığında ona bir şey yapacak sandım ama yapmadan geri çekildi. Kor öfkeyle odadan çıkıp gittiğinde kadınla yalnız kaldım. "Ne var nende öyle bakıyorsun? Bu sözleri söylemek için çok bekledim. Ayağıma geleceği günü bekliyordum ki geldi. Sonunda piç olduğunu öğrendi. Şimdi git zavallı kocanı teselli et."

"Sen... Size söyleyecek söz bulamıyorum. Ayağınız bir çukurdayken yüreğinizin kin bağlaması... Zavallı olan aslında sizsiniz... Tek başınıza öleceksiniz mezarınızı ziyaret edecek bir Allah'ın kulu olmayacak arkanızdan kimse dua etmeyecek... Kime ne diyorum ki sizin gözünüz kör kulağınız sağır olmuş, şu saatten sonra ancak size Allah yardım edebilir."

Ağzında bir şeyler homurdanarak odadan çıkıp kocamın peşinden koştum. Arabaya geldiğimde korumalar kapıyı açmıştı ki oğlumun ağlama sesi kulağımı doldurdu. Dadıya diğer araca binmesini söyleyince elime oğlumun mamasını verip indi. "Şahin..." Arabaya bindiğimde kucağında oğlumla duran kocama bakmıştım. Oğlumuzu teselli etmeye çalışırken çok tuhaf görünüyordu. Bana baktığında gözlerinin dolduğunu fark edip oğlum gibi bende ona sarıldım.

Yol boyunca konu hakkında hiç konuşmamıştım ki sakinleşmesini beklemiştim. Eve geç saatler de geldiğimizde koşarak eve gitmiş bende oğlumu dadısına vererek peşi sıra koşmuştum. Sürekli kilitli olan kapıyı açtığında bende peşi sıra girmiştim. Eski yatak odası olan odada dört dönüp sürekli kutular açmıştı. En sonunda bir kutudan zarf bulup yatağa dayanarak oturdu. Bende hemen yanına oturduğumda gözleri dolu şekilde okuyordu. Bir kadının ağzından yazıldığı belli olan satırları okurken gözleri doluydu. Birkaç damla gözyaşı akıttığında uzanıp öpmek istedim. Annesi Gülya Hanım, bir mektuba koca hayatını sığdırmış oğlundan da özür diliyordu. Bir hata yaptığını ama her şeye rağmen kocasını sevdiğini söylüyordu. Evlenmeden önce hamile olduğumu bilseydim asla babanla evlenmezdim yazan yeri yüreğimi dağlamıştı. Elinden kağıt düştüğüme kocamın boynuna sarıldım.

Oysa bugün evden çıkarken ne kadar da umutluydu. Her şeye rağmen o kadını bu eve getirecek ve bakımını üstlenecekti. O ne yapmıştı ki peki, hiçbir şeyden haberi olmayan kocamı parçalara ayırmıştı. Şahin sabaha kadar gözlerini tavana dikip sesini çıkarmadı. Efe de babasının acısını anlamış olmalıydı yanına sokulup öyle uykuya dalmıştı. Onun küçük elleriyle babasının gözyaşlarını silmesi benimde ağlamama sebep olmuştu. Sonra aklıma Kozanoğulları düştü. Yalnızca bundan birkaç ay öncesinde evimize gelmişler ve kocamı tehdit etmişlerdi. Bende o gün dayanamayıp silahımı çekmiştim ki karısının gözünün önünde yapmaktan pekte onur duymuyordum. İyi ama bir adam daha vardı ve kardeş olduklarını söylemişti. Diğer adam da Şahin'in kardeşi mi oluyordu.

Şahin sabaha karşı uyumuş olmalıydı ki oğlum uyanınca babasını uyandırmaması için aşağıya indim. "Anne..." Tatlı oğlum benden su isteyince ona suyunu verip yine düşüncelere daldım. "Şahin..." Şahin hızla aşağıya inerken hemen önünü kesmiştim. "Nereye gidiyorsun?" Hangi ara hazırlanmıştı da gidiyordu. "İadeyi ziyarete gidiyorum Mavi."

"Öfkelisin Şahin, biraz sakinleşsin beraber gideriz. Lütfen..."

"Geç bile kaldım Mavi, o mektubumu okumayarak hayatımın hatasını yaptım. Şimdi gidip kardeşlerimle yüzleşeceğim. Bakalım tepkileri ne olacak?" Kardeşlerin dediğimde kaşları biraz da çatıldı. "Doğan, Kartal ve Serçe... Ne komik değil mi? Sevgili babamızın kuş sevgisi çok fazlaymış ki bütün çocuklarına bu isimleri layık görmüş."

AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin