| İstersen Dünyanın Öbür Ucuna Git, Yine Bulurum Seni

136 15 0
                                    

Vedalar her zaman zordur. Hem giden kişi için, hem de arkasında bıraktıkları için. Fakat bu kez, giden için biraz daha zordu.

Taehyung hayatında sahip olduğu güzel ne varsa, arkasında bırakmaya mecbur kalmıştı. Aslında buna kendisini zorlayan oydu. Kaldığı yerden devam edebilir, hiçbir şey olmamış gibi yaşayabilirdi hayatını. Fakat kabullenmek zordu. Küçüktü ve ağır geliyordu. Yaşadıkları onun kaldırabileceğinden çok daha fazlasıydı ve bu zamana kadar bile oldukça iyi idare etmişti. Bu yüzden olaylar onun açısından daha da zorlaşmadan vazgeçmesi, şu anda alabileceği en doğru karardı.

Etrafındaki insanları üzdüğünü biliyordu ama en az onlar kadar kendisi de üzülüyordu. Bu yüzden sessizce gitmeye karar vermişti. Daha fazla insan duymadan, yeni bir düzen kurmaya ve alışmaya ihtiyacı vardı.

Nasıl yapacağı konusunda tereddütleri olsa da en azından hala olan destek olan Bay ve Bayan Jeon vardı... Onlara her seferinde daha da minnettar oluyordu çünkü onlar olmasa, şu anda evsiz ve yapayalnız kalmış olacaktı. Neyse ki teklifini kabul etmişlerdi ve ona istediği yeni düzen konusunda yardım etmekten çekinmiyorlardı.

Taehyung'un onlarla konuştuğu günden sonra, Bayan Jeon onun için uygun olabilecek ufak bir daire araştırmaya başlamıştı. Bu sırada Bay Jeon ise Taehyung'un naklini aldırabileceği iyi bir okul bulmuş ve kayıt işlemleriyle ilgilenmişti.

Evden gitmek istemesine bir şey diyemiyorlardı, elbette ki içlerine sinen bir durum değildi ama küçük oğulları böyle yapmak istiyorsa, ona destek olmak zorundaydılar. Taehyung'un gerçekleri öğrenmiş olması, var olan düzeni ve gerçekleri degiştirmeyecekti. O hala, Jeon ailesinin minik ve sevimli oğluydu.

Yaşanan en büyük değişim Jungkook ve Taehyung arasında olacaktı. Aralarındaki bağ tamamen kopacaktı çünkü Taehyung böyle olmasını istemişti. Jungkook'u kendinden uzaklaştırmazsa eğer, işleri daha da çıkmaza sürüklerdi. Bu yüzden olur da o evden ayrıldıktan sonra kendisini aramaya çalışırsa diye, herkesi uyarmış ve kaldığı yeri ona söylememelerini rica etmişti.

Onunla tekrar görüşeceği gün, ancak ikisinin de olmaması gereken o duyguların yok olduğu zaman olabilirdi. Aksi halde, sonsuza kadar ayrı kalmaları gerekirdi. Bunu istemezdi.Jungkook, hayatında varlığını hissetmeye en çok ihtiyaç duyduğu kişiydi.

Evden ayrılalı, yaklaşık bir hafta gibi bir süre geçmişti. Bu süre içerisinde, minik dairesini düzenlemekle uğraşmıştı. Okula gidecek vakti olmamıştı fakat yarından itibaren, yeni okulundaki hayatına adım atmış olacaktı.

Aynı zamanda bu bir hafta içerisinde, Bayan Jeon onu kontrole geldiğinde birlikte alışveriş yapmaya da çıkmışlardı. Yanına kıyafetlerinden hiçbirini almadığı için giyecek yeni kıyafetlere ihtiyacı vardı. Yeni bir tarz yaratmak istiyordu kendine.

Madem hayatında yeni bir sayfa açıyordu,yeni biri olmak istiyordu. Ne hayatında ne de üzerinde geçmişe dair izler taşımak istemiyordu. Kendisine baktığında, eskilerden birer parça görmeye katlanabileceğini sanmıyordu. Bu işleri onun için daha da zorlaştırırdı.

Bir an önce alışması gerekiyordu ve yalnızlığa nasıl alışacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. Şimdiden o eski, sıcacık ev ortamını özlemişti. Birlikte yapılan kahvaltı ve akşam yemeklerini, yaramazlik yaptıklarında onları azarlayan anne ve babasını, Jungkook'a sataşmayı... Her şeyi çok özlüyordu.

Okulu bile özlemişti. Onunla alay eden onca kişi olmasına rağmen, sürekli yanında olup elinden tutan Jimin'i özlemişti.

Acaba Jungkook o günden sonra, eve uğramış mıydı ? Ya da okuldaki yokluğunu hissedip meraklanmış mıydı? Onu deli gibi merak ediyordu ama buna alışmak zorundaydı. Bayan Jeon'a sormak istese de yapmamıştı.

Dare For More | TaekookWhere stories live. Discover now