"Dönmeyeceğim." dedi Yağız omuzlarını silkerek çocuk gibi.

"Güzelim sinirimi bozuyorsun."

"Of!" dedi Yağız telefona karşı ve adamın yüzüne kapatıp kapıdaki adama uzattı telefonu. Adam telefonu aldı ve dış kapıyı kapattı.

Yağız kaşları çatık sinirli bir şekilde merdivenlerden çıktı ve ikisinin de odasının olduğu kata gelince duraksadı. Kendi odasına gidecekti ama vazgeçip adamın odasına doğru adımladı. Lambaderin ışığını açıp siyah çarşafla döşenmiş yatağa yürüdü.

Yorganı açıp içine girerken serin olan yatağın içi çıplak bacaklarını üşütmüştü ama kısa zamanda alıştı. Yorganı üzerine örtüp gözlerini kapatırken burada uyumaya karar vermişti. Mazhar gelirse haberi olurdu böylece.

Yaklaşık iki saat sonra Mazhar eve geldi ve yorgunlukla merdivenlere yöneldi direkt. Vücudu bu aralar gerektiği uykuyu almıyordu, bu yüzden Mazhar sıkıntılıydı.

Adımları çocuğun odasına doğru yöneldi ve kapıyı açıp içeriye baktı. Yağız'ı yatakta göremeyince kaşlarını çattı ve hızla kendi odasına yöneldi. Kısık bir ışık gözüken kapıdan içeriye girince yatağında yatan bebeğini görünce gülümsedi. Aslında ona kızacaktı uyku saatini geçirdiği için fakat şimdi bu halini görünce kıyamazdı tabii.

Elindeki çantasını masasının üzerine bıraktı ve ceketini çıkartıp yatağın önündeki küçük koltuğa fırlattı. Yavaşça çocuğun yanına adımladı ve masum bir şekilde uyuyan yüze baktı.

Eğilip çocuğun saçlarını okşadı ve hafif aralık dolgun dudaklara tüy kadar hafif bir öpücük kondurup geri çekildi. Yağız'ın böyle bir şey yaptığını ilk kez görüyordu. İlk kez Yağız onu arayıp eve gelmesini istemişti resmen ve şimdi de adamın yatağında yatıyordu. Bu Mazhar'ın oldukça hoşuna giderken tüm yorgunluğunu almıştı.

Hızla üzerini değiştirip çocuğun yanında kalan boşluğa oturunca Yağız kıpırdandı. Mazhar ona bakarken kirpikleri kırpışan ve gözlerini zorlukla aralayan çocuğa gülümsedi.

"Gelmişsin..." dedi Yağız uykulu sesle ve adama doğru yaklaştı.

"Geldim bebeğim." dedi Mazhar ve çocuğun kendisine uzattığı eli tutup üstünü öptü.

Yağız adama gülümseyip gözlerini kapattı ve uykusuna devam etti. Mazhar yüzükoyun yatan çocuğu belinden tutup düzeltirken "Böyle uyuma, vücudun için iyi değil." dedi ve çocuğu düz yatırdı.

Yağız hiç gözlerini açmadan uykusuna devam ederken adam da yanına yatıp gözlerini kapadı. Tabii yorgun hayatına iyi gelen tek şeyi kollarına alıp sarmalayarak.

----

"Bugün de mi geç geleceksin?" diye sordu Yağız elinde çatalıyla.

Mazhar yumurtasını ağzına atmadan önce çocuğa baktı. "Hayır, erken geleceğim." dediğinde kendisine gülümseyen mavi gözlere gülümseyerek karşılık verdi.

İkisi de kahvaltılarını ederken bugün Mazhar okula bırakacak diye seviniyordu Yağız. Bu yüzden kahvaltısı bitince hızla odasına çıktı ve çantasını kapıp merdivenlerden koşarak aşağı indi.

Mazhar kapıda ceketini giyerken, "Vitaminlerini içtin mi?" diye sordu.

Yağız kafasını salladı ve polar hırkasını üzerine geçirdi. Havalar tam soğumamıştı, o yüzden hırka iyiydi şimdilik.

İkisi dışarı çıkıp arabaya yürüdüler ve bindiler. Yağız sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa otururken emniyet kemerini taktı. Mazhar da taktıktan sonra arabayı çalıştırdı.

BAĞIMLI | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin