0.3

133K 5.7K 4.3K
                                    

3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3. BÖLÜM "ŞEHVET"

Oflayarak elindeki kalemi kitabının üzerine bıraktı ve ayaklandı. Okuldan geldiğinden beridir odasına kapanmış ders çalışıyordu. O adamla karşı karşıya kalmamak için gününün çoğunu odasında geçirmeye çalışıyordu. Odasında da yapacak bir şey olmadığı için mecbur ders çalışıyordu. Hem bu adam notlarının güzel gelmesi için sürekli uyarılarda bulunuyordu kendisine.

Ne telefonu ne tableti ne başka bir şeyi vardı. Teknolojik hiçbir şey kullanamıyordu çünkü yasaktı. Adam ona güvenmediği için bu tür şeyler vermiyordu. Olur da onu umursamayan ailesine ulaşmaya çalışır diye. Babası bile isteye Mazhar'ın yanına bırakmıştı zaten Yağız'ı.

Mazhar olmasa Yağız ya onların yanında boktan bir hayat sürecekti ya da bir gün evden kaçıp başka bir boktan hayat sürecekti. Mazhar en çok bunu engellemek istedi.

Bu evde her şey yasaktı. Her şey o adamın izniyle olmak zorundaydı. Bundan nefret ediyordu ama mecburdu. Televizyonu bile ondan izin alarak belirli aralıklarla izlerdi. Kendi yaşıtları teknolojinin doruğundayken o son bir yıldır hayal ediyordu anca.

Mazhar Çelikoğlu.

Babasının işi nedeniyle tanıştığı adam.

Babasının işleri çok kötüydü ve bu yüzden zar zor bu adamı ikna ederek akşam yemeğine davet etmişti. İlk o zaman görmüştü Yağız bu adamı. Babası o gün herkesi tembih etmişti bu adamı güzel ağırlamaları için. Çünkü bu adamla iş bağlarsa hayatları kurtulurdu. Adam çok uzaktı babasıyla iş yapmaya, bu yüzden Yağız babası için bu adamla konuşmuştu. Adamın ilk günden beridir kendine olan bakışlarını hep sorgulamıştı zaten. Çok farklı bakıyordu Yağız'a. En sonunda konuştuğunda adam onun için kabul etmişti bu teklifi. O zamandan beri ara sıra onu görmüş, birkaç kere yemek yemişlerdi birkaç ay. Gel zaman git zaman böyle böyle uzun süredir bu adamla bir muhasebeti olmuştu.

Sonunda sıkıntıdan patlayacağını anladığında odasından çıktı ve çalışma odasına doğru yol aldı. Akşam yemeğinden sonra hep çalışma odasında olurdu adam.

Odanın önüne geldiğinde kapıyı tıklattı ve içeriden girmesi için komut gelince yavaşça kapının kulpunu indirip odaya girdi. Büyük masada önünde kağıtlar ve tabletiyle çalışan adama baktı. İçeriye girmesine rağmen kafasını kaldırmadı adam.

Bir süre duraksadı, ona baba demek istemiyordu ilk başlarda ama şimdi alışmıştı. Eskiden onun niyetini öğrenmeden önce Mazhar abi derdi, yalnız kaldıklarında Mazhar derdi. Her zaman kendisine karşı ilgiliydi, Yağız da ona karşı ilgiliydi ama bunu ikisi de eyleme dökmemişti hiç.

"Baba." dedi.

Adam ilgilendiği şeylerden kafasını kaldırmadan "Hım?" dedi sadece.

"Televizyon izleyebilir miyim?" diye sordu. Sorusuyla birlikte adam kafasını kaldırdı.

BAĞIMLI | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin