Ne güzeldik oysa biz

Start from the beginning
                                    

Benden ayrıldığında yutkunmuştum. Senin ablan koca bir bencil nasıl derdim. "Özür dilerim ablacım beni affet. Sana söz veriyorum bundan sonra hep yanında olacağım. Hatta valizimi bile alıp geldim burada seninle kalacağım."

"Neden?" Yüzü ciddiyetle gerildiğinde istenmediğimi anlamıştım. "Bugün Şahin enişte aradı ve bazı nedenlerden ötürü senin burada bizimle kalman gerektiğini söyledi. Bu güvenliğin için şartmış. Neler oluyor abla başın tehlikede mi? En önemli soru hala boşanamadığın kocan burada kalmanı istemeseydi bizi görmeye gelecek miydin? Onca zaman sonra yeğeninin içimde nasıl nefret ettiğini hissetmeye tenezzül edecek misin? Yengem bile arada arayıp iyi oldu diyor, doğumumda burada yanımda olacağını söylüyor ama ben ablamın neden beni arayıp sormadığına akıl fikir erdiremiyorum." Ekin ne çok dolmuştu. Kardeşim bile bana bu kadar kin doluyken Şahin'in davranışlarını yadırgamam gerekirdi.

"Ben gitsem...."

"Kaç abla her zaman ki gibi kaç git. Kaçarak var olanları yok sayamazsın kaçtığında acın biraz daha azalmaz. Ama ben artık kendimden de geçtim. En çok babama acıyordum. Babam ki seni benden daha çok sever değer verirdi. Ben onun kendini bilmez gereksiz kızıydım. Peki ya sen kimdin? O mükemmel kadına ne oldu?" Durup bitirmesini beklemiştim. Ekin duvardan destek alarak ayaklanmıştı. Karnına bir kez daha baktığımda doğumunun yaklaştığını fark ettim. "Sana kırgın olamam düşman olduğumuz anlamına gelmez. Sen benim ablamsın ve burası da senin evin gitmene gerek yok." Kardeşim gerçekleri yüzüme tokat gibi vurup gitmişti. Bende yine onun ardından bakıp kalmıştım.

Tekrar duvara yaslandığımda elim karnıma gitti. Ne sanıyordum. Herkesin bebeğin varlığını öğrenince havalara uçacağını mı? Sen nerdeyse kendine hoyratça davrandığın için bebeğini kaybedecektin. Bebeğin bile az kalsın seni bırakıp gidecekti... Bugün bir kez daha aklıma düşmüştü. Doktora gittiğimizde Şahin kesinlikle içeriye girmemiş kapıda beklemişti. Yalnızca tahlillerden sonra bilgi almak için ayaküstü konuşmuş daha sonra da Rıdvan'ı başıma dikip gitmişti.

Ben kaybetmiştim. Bütün sevdiklerimi tek tek kaybetmiştim. Şahin seni sildim dediğinde dünyam nasıl da başıma yıkılmıştı. Ona öylesine çok kızmıştım ki ağzıma her ne geldiyse söylemiştim. Öfkeden gözüm dönünce kalbini defalarca kırmaktan zerre çekinmemiştim. Biliyorum bitmişti. Onun gözlerinde gördüğüm şeyden sonra içimden bir şeyler akıp gitmişti. Şimdi kendime bir yol çizmeliydim. Ya sevdiklerimi yeniden kazanacaktım ya da yine vasat yaşamıma geri dönecektim

"Bebeğim belki teyzen hatta deden bile beni affeder de baban beni kolay kolay affetmez."

Uzun süre bulunduğum yerde oturup kalmıştım. Birileri burada olduğumu hatırlamış olmalıydı ki hizmetlileri beni yemeğe davet etti. Ona geleceğimi söylemiştim. Biraz daha kendime geldiğimde salona geçtim. Ekin yüzüme bakmazken Meriç sürekli şekilde laf veriyordu. Yemekten sonra odam gösterilmiş yerleşmeme rağmen yerimden kalkmamıştım. Keşke Şahin orada kalmam için bir seçenek sunsaydı. Orada kalmam için bir nedenim olurdu.

Bir zamanlar oradan deli gibi kaçmak isteyen ben artık oraya dönmek istiyordum.

****

"Rıdvan senin şu patronun yarın hastaneye gelecek mi?"

İçimde daha fazla tutamayarak sormuştum. Onu neredeyse üç haftadır görmüyordum ve artık bir şeyler olsun istiyordum. Bana tuhaf şekilde baktığında şaşırdığını fark ettim. Evde benimle konuşmayan bir kardeşim arayıp sormayan kocam ve bana kırgın bir babam vardı. Boşuna demiyorlardı ağlarsa anam ağlar gerisi yaman ağlar... Bir saniye ya öyle miydi? "Şahin Bey uzun süredir yurt dışında Mavi Hanım bildiğinizi zangırdıyordum."

Nasıl bilecektim ben müneccim miyim, adam arayıp sormuyor bile illa başıma bir şey gelecek ki o zaman peşime düşsün. "Bilmiyordum Rıdvan, kör değilsen aramızdaki sorunları biliyorsun. Şimdi söyle yarın gelir mi? Hem neden sürekli yurt dışında yoksa kendine..." Metres mi tuttu diyecektim ki son anda yuttum.

"Şahin Beyin bütün bağlantıları yurt dışındadır. Sizde önce her hafta başka bir ülkedeydi. En azından iki hafta da bir mutlaka uçardı. Sizinle evlendikten sonra seyahatleri kısıtlamıştı ki son yaşanan olaylardan sonra tekrar eski yaşantısına döndü." Demek benden önce gezgin bir adamdı. Bana hiç bahsetmemişti. Yeri gelmişken ona abimin ölümünü sorsam mı ki?

Hayır, Mavi yeni geçmişe sünger çekmişken geçmişi eşelemeyeceksin. Ondan uzaklaşarak Şahin'i aradım. Telefon çalarken bilinmez bir heyecana kapılmıştım ki telefonu yüzüme kaptı. O kadar sinirlenmiştim ki gözlerim dönmüştü. Beni bildiğin ret etmişti. Bunu nasıl yapardı? Ben hamileyim be adam hadi başıma bir şey geldiyse hadi sana ihtiyacım varsa... Telefonla kavga ederken telefon çalmaya başlamıştı ki heyecana kapıldım. Saniyesinde telefonu açarak efendim demiştim.

"Beni aradın?" Tabi ya ben aradım. Ona müsait misin diye sorduğumda karşıdan derin bir nefes aldığını fark ettim. Kesin parmaklarını burnuna götürüp gözlerini kapatmıştır bunu hissedebiliyordum. "Olmasaydım aramazdım Mavi, şimdi ne olduğunu söyler misin yarım kalan toplantım var."

"İyi be ne kızıyorsun? Yarın kontrole gideceğim gelecek misin diye soracaktım."

"Neden Mavi, neden geleyim sen zaten her hafta gidiyorsun? Yarını önemli kılan nedir?" Sorularına karşılık ağzımın inde bir şeyler söylesem de dillendirmedim. "Yarın bebeğimizin cinsiyeti belli olacak Şahin, bebeğimiz on altı hatalık oldu. Ben de düşündüm ki sevgili babası olarak yanımda olmak istersin ama görüyorum ki bizden daha önemli hatta dünyayı kurtaracak kadar önemli işlerin var." Soluksuz şekilde konuşup durduğumda dişlerimi sıktım.

"Belçika'dayım Mavi, sizden çok ama çok uzaktayım ve sen bana bunu şimdi söylüyorsun. Bir gün önce öyle mi?" Yine bana kızmıştı. Biz seninle kavga etmeden yapamıyorduk. "Gelecek misin?" Karşıda ki sessizlik sürünce telefonu kapatmaya hazırlanıyordum ki çalışacağım demişti. Telefonu kulağımdan uzaklaştırdığım için tam anlayamamıştım. Anladım dediğimde yine söylendi. "Yarın orada olamaya çalışacağım Mavi, oldu mu?" Bende keyfin bilir diyerek telefonu kapattım. Yakınlarımda olsa beni bir kaşık suda boğacak gibiydi

Ertesi günü iple çekmiştim ki aşırı bir heyecan vardı. Hem bebeğimin cinsiyetini öğrenecek hem de Şahin'i görecektim. Beş on dakika derken saat epey geç olmuştu. Tam zamanında gelsin diye randevuyu üçe almıştım. Elim karnımdayken bir yandan da gözüm koridordaydı. Neden gelmiyordu. Oysa geleceğim demişti. Gelmezse onu boğardım.

"Mavi Hanım," Hemşire seslendiğinde ayaklanmıştım ki hala gelmemişti. Şahin gelemezse hiç iyi olmazdı. O gelmezse cinsiyeti bile öğrenmezdim. Yanına gittiğimde ne diyeceğimi bilemedim. "Şey ben..." derken bana gülümsemişti. "Eşinizi mi bekliyorsunuz?" O kadar belli mi oluyordu.

Ben diye gevelerken burnuma tanıdık bir koku gelmişti. Başımı çevirdiğimde Şahin hızlı adımlarla buraya doğru geliyordu. İstemesizce dudaklarım yukarıya kıvrılmıştı. "Geç mi kaldım?" Yanımıza ulaştığına nefes nefeseydi ki ona sarılmamak için kendimi zor tuttum.

"Hayır, sen hiçbir zaman geç kalmazsın."





BAZEN HER ŞEYE GEÇ KALABİLİYORUZ

GEÇ KALAMDAN DEĞER BİLİN

YENİ BÖLÜM İÇİN PASAJIN ALTINA KALPLER İSTİYORUM.

İnstagram: Sldakser





AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3Where stories live. Discover now