"Harika, o zaman bir an önce çadırımıza geçelim."

Ayağa kalkıp Jieun'un elimi tutmasını bekledim ve onun da kalmasına yardım edip yaprak hışırtıları eşliğinde ağır adımlarla çadırımıza geçtik.

Ateşin etrafında hissettiğimiz sıcaklıktan fazlasıyla uzaklaşmış olsak da halimden hiç şikayetçi değildim. Şayet kalbimin sıcacık olması her şeye değerdi.

Jieun'un boyaların kapaklarını açmaya başlamasıyla birlikte karşısına oturup bana uzattığı boş kağıdı aldım. Ve sırf yaprak baskı yapacağı için oldukça heyecanlı görünen sevgilimi yüzümde oluşan o aptal gülümseyiş eşliğinde izledim.

"Bence işin içine biraz daha heyecan katalım," diyen Jieun'a sorgular bir şekilde baktığımda "Bitirince bizimkilerden en iyi olanı seçmelerini isteyelim. Kaybeden daha önce hiç söylemediği bir gerçeği itiraf etsin."

Benimle ilgili tüm gerçekleri zaten gün yüzüne çıkarmamış mıydı?

İtiraf edecek bir şeyim yoktu ki...

Ya da vardı!

Evet, bir tane vardı ve ben onu asla Jieun'a söylemeyi planlamıyordum. Öyleyse son yüzyılın en iyi yaprak baskısını ben yapmalıydım.

"Tamam, kabul," dediğimde Jieun'un dudakları tehlikeli bir şekilde yukarı kıvrıldı ve bakışlarını kısarak "bu işte çok iyiyim ve sen bittin," diyerek yapraklardan birini eline alıp fırçayı mavi boyaya batırarak yaprağı boyamaya başladı.

Onu izlemeyi kesmeden yapraklardan birini de ben aldım ve dikkatli bir şekilde boyamaya koyuldum.

Bir süre sonra boyamayı bitirip kağıda bastırdığı yapraklar sayesinde oluşan resme hayranlıkla bakan Jieun, benim kağıdıma merakla baktı.

"Sadece üç tane mi boyayabildin?"

"Ben aynı zamanda üzerime bulaştırmamaya çalışıyorum," dedim. Parmaklarına ve pantolonuna bulaşan boyaları işaret ettim.

"Yıkayınca çıkar," diyerek omuz silken Jieun'a karşılık "yine de boya kokusu rahatsız edici," diye karşılık verdim. Tek sevdiğim kokunun kendisine ait olduğunu hâlâ anlayamamış olmasına kızıyordum.

"O zaman bir korkunun daha üzerine gidelim," diyerek sinsice gülümseyen Jieun eline biraz boya bulaştırıp üzerime doğru gelmeye başladığında "yapma ama," diyerek geri geri gitsem de Jieun'un elleri yanaklarıma tutundu. Jieun, dizlerinin üzerinde duruyorken yakınlığımızdan faydalanıp onu belinden kavrayıp kucağıma çektim.

Euphoria ❧ KookUWhere stories live. Discover now