2.0

70 8 53
                                    







































Ben kalender meşrebim.

-Aylin Aslım.






































"Hoş geldin."

Diyerek sarıldığında endişeli olduğunu gördüm. Bir abi olarak çokta haklıydı.

"Nerde bakalım küçük bücür?"

"Gel, buradan."

Diyerek elimi tuttuğunda onunla beraber ilerlemeye başladım. Bir koridora girdik, baya uzun bir koridordu. Koridorun sonunda durmuştuk. Kapının üzerinde prensesler olan bir odanın önünde durduk. Kapıdan anladığım kadarıyla bu oda Ebrar'a aitti. Akay girmemi işaret ettiğinde yutkundum. Kapıya iki kere tıklattım. İçeriden bir ses gelmeyince kapının kulpuna yöneldim. Yavaşça kapıyı açıp başımı uzattım. Ebrar arkası bana dönük bir şekilde yatıyordu. Hafif haraketlendiğinde uyumadığını anladım. Odaya girip Ebrar'ın yatağına doğru yürüdüm. Hafif topuklu ayakkabılarım çok ses çıkarıyordu. Ebrar'da bunu duymuş olacak ki yatakta doğrulup bana döndü. Beni aniden karşısında görünce garip bir bakış attı.

"Merhaba."

İyimserce yaklaştım ve yatağının kenarına oturdum. Garip bakışlarını hala üzerimde hissediyordum. Abisi kılıklı işte.

"Sen kimsin?"

Çok haklı bir soru sormuştu. Ben kimdim?

"Ben Senem ablanın ve abinin arkadaşıyım."

Güzel bir açıklamaydı. Çocuk olsam kesinlikle inanmazdım. Tabii eğer zekiysem.

"Sen abimin sevgilisi Amaç'sın değil mi?"

Bir an gülümseyerek sesini yükselttiğinde sırıttım. Yani Akay bey kardeşine bile söylediyse...Daha 24 saat bile geçmedi.

"Evet, o'yum. Sende beni tanıyorsun galiba."

Ağzından biraz laf alsam güzel olabilirdi.

"Evet abim sürekli senden bahsedip duruyor."

Sırıttım. Dur sen Akay bey, ben daha neler yapacağım sana.

"Sende Ebrar olmalısın."

"Evet, Ebrar ben."

Çok tatlı konuşuyordu. Birazdan kızı yemezdim inşallah.

"Peki Ebrarcığım, abin bana senin sürekli ağladığını söyledi. Bana anlatmak ister misin?"

Şaşırmış gibi baktı.

"Sana mı? Anlatma mı ister misin?"

"Tabii ki."

Şaşırmıştı, nedenini bilmiyordum. Bana hayran hayran baktı sanki. Neden?

"Şey ben biraz utanıyorum galiba."

Deyip yorganını üzerinden kalkırdı. Bacaklarını hafifçe kaldırdı. Gördüğüm kırmızılık ile gülümsedim. Şimdi belli olmuştu hanımefendinin derdi.

"Bu utanılacak bir şey değil ki."

Dudaklarını büzüp bana baktı. Yanaklarını yemek istiyordum.

"Gel üzerini değiştirelim."

Kolundan tutup yataktan indirdim. Dolabına yönelip ona kıyafet çıkardım. Kıyafetleri alıp lavaboya ilerledi. O üzerini giyinirken bende çarşafı değiştirmek için yatağın üzerindeki çarşafı çıkardım. Yeni çarşaf aradım bir süre, yerini bilmediğim için bulmak biraz zor oldu. O sırada Ebrar'a üzerini giyinmişti. Onun yanına lavaboya girdim.

İstanbul Beyefendisi | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin