0.7

3.1K 298 388
                                    

Haftasonu -en azından Kenma için- huzurlu geçmişti. Kim Kuroo'lu bir tatil isterdi ki?

Evet bir çoğumuz isterdik ama Kenma istemezdi.

Okula otobüsle gidip geliyordu ve yol yaklaşık yarım saat sürüyordu. Okula varınca tam sınıfına giriyordu ki Kuroo 'kesinlikle sinir bozucu olmayan' Tetsurou onu durdurmuştu.

"Kedicik~ engelimi açsan mı artık?"

Kenma ona iğrenir bakışlarını attı ve sınıfına girdi. İlk dersini uyuyarak geçirdi. Tenefüsteyse alıştığı gibi Akaashi'yle buluşmak için kantine iniyordu. Kantine vardığında Bokuto tarafından rahat verilmeyen bir adet Akaashi gördü.

"Ama Akaashi! Benimle yemek yemek istemiyor musun yoksa?"

"Evet, tam anlamıyla söylemeye çalıştığım şey bu. Şimdi görüşürüz."

Baykuş çocuğu şimdilik yanından ayırmayı başarmış olan genç, Kenma'nın yanına geldi. Yorgun gözlerle birbirlerine konuşmadan yemek almak istediklerini belli edip sıraya girdiler. Daha doğrusu, girmeye çalışıyorlardı. Ta ki Oikawa onlara seslenene kadar.

"Yahoo, Aka-chan Ken-chan!"

İkili baygın gözlerini ona doğrultup devam etmesini belirtti. Bu aptal takma isimlerden ne kadar hoşlanmasalar da, Oikawa denen kişi Iwaizumi'ye bile Iwa-chan ismini alıştırmıştı. Ona karşı çıkmak sadece boşa enerji israfı olurdu.

"Sıra sizce de çok uzun değil mi? İsterseniz sizi ön sıraya alabilirim~ Eh tabi karşılıksız iş yok, karşılığında bana Iwa-chan'ı ayarlasanız çok iyi olurdu."

Oikawa Tooru asla gereksiz bir iyilik yapmazdı. Kendi çıkarları olmadıkça, kimseye yardım eli uzatmazdı. Kısaca orospu çocuğunun tekiydi.

Akaashi ve Kenma'nın da ondan altta kalır bir yanı yoktu.

"Neden olmasın, en azından deneyebiliriz."

Duyduğu cevapla tatmin olan Oikawa, sıra önünden 2 kişiyi yanına çağırdı ve Akaashi Kenma ikilisine yolu işaret etti. İki taraf için de karlı bir anlaşmaydı, neden kabul etmesinlerdi ki? Iwaizumi'nin fantezilerle dolu küfürleri bir süre sonra sona erebilirdi fakat sıra beklemek bir ömür sürerdi.

Yemeklerini almışlardı ve oturacak boş bir yer arıyorlardı. Sanki bugün onlara inat masalar daha kalabalıktı. Tek bir masada boş yer vardı...

Kuroo'ların masası.

Bir süre ne yapacaklarını bilemediler. Daha sonra ise yemek yemenin gururlarından daha önemli olduğunu düşünüp masaya yerleştiler. Yaklaştıkları gibi fark edilmişlerdi.

"Hey hey hey Akaashi! Beni özledin değil mi?"

"Başka boş yer yo-"

"Ahahah, tamam tamam utanma. Hadi gel otur."

Akaashi derin bir iç çekti ve Bokuto'yla arasına yaklaşık 10 santimetre kadar bir mesafe koydu. Tabii Bokuto asla pes etmemiş, sıranın ucuna kadar Akaashi'yi takip etmişti. Akaashi kaçacak yeri olmadığını fark ettiğinde kaderine boyun eğmiş ve yemeğine odaklanmıştı.

"Kedicik~ sen de aç değil misin?"

Kenma ses çıkartmamış ve nereye oturursa otursun sonunun Akaashi gibi biteceğini bildiğinden Kuroo'nun yanına oturmuştu. Yavaş yavaş herkes yanlarına geldiğinde, ortamları toplanmıştı.

Şu an masa çok garip bir durumdaydı. Özetlemeye çalışırsak; Suna, Osamu ve Sakusa birlikte Atsumu'yu uzaklaştırmaya çalışıyordu, Lev Yaku'dan yediği sert darbeden sonra bir daha ağzını açmamış uslu uslu yemeğini yiyordu, Oikawa Iwaizumi'ye evrendeki en saçma soruları soruyor ve Iwaizumi'ye hayatı sorgulatıyordu.

"Iwa chan vampirler Güneş ışığına çıkamıyorlarsa o zaman geceleri de çıkamamaları gerekmez mi? Sonuçta Ay Güneş'in ışığını yansıtıyor."

"Oikawa yETER-"

"Acaba böcekler duvarda yürüyebildiklerini doğduklarında biliyorlar mı yoksa birden keşfedip "WOOOO" diyorlar mıdır?"

Tanımlanamaz masayı tanımlama çabamıza devam ediyoruz. Akaashi hayatındaki kararları sorguluyormuş gibi bir yüz takınmıştı. Bokuto ve Kuroo karşılıklı oturduklarından aralarında Dünya'nın en aptal şakalarını yapıyorlardı. Kenma ise o an keşke Dünya yok olsa modundaydı.

"Bro baykuşlar vedalaşırken ne derler biliyor musun?"

"Ne derler?"

"Bay bay baykuş."

"Bro... Bu iyiydi."

"Hayatımda duyduğum en aptalca şakaydı. Sen yenisini yapana kadar en kötüsü bu."

Kenma IQ'sunun daha fazla düşmesini istemediği için Bokuto'nun salak esprisine salladı ve masadan kalktı. Akaashi'yi de dürtükleyecekti ki uyuduğunu fark etti.

"O kadar sıkıcısınız ki uyuya kalmış."

Akaashi'yi böyle bırakmak ne kadar güvenliydi bilmiyordu ama onu taşıyacak güce sahip değildi. İçinden özür diledi ve ordan ayrıldı. Kuroo da tabi ki kedisinin kuyruğu olarak arkasından gitti

"Kenma~ hadi biraz ideal tipin hakkında konuşalım."

"Senin özelliklerine sahip olmayan herkes ideal tipim."

"Orospu çocukluğu kanımda akıyor üzgünüm, başka?"

"Soft seviyorum ben ağır abi ayaklarıyla tavlayamazsın beni."

"Miyav."

Kenma yüzünü şaşkınlıkla aynı zamanda anlamayarak Kuroo'ya çevirdi.

"Taşak mı geçiyorsun?"

"Sırf beni sev diye miyavlıyorum daha ne istiyorsun vicdansız adam?"

*

Bi Kuroo gibi sevenimiz olmadı

İddia / KurokenWhere stories live. Discover now