2.

52 16 219
                                    


İkinci bölüme hoşgeldin seni burada görmek çok güzel neyse uzatmadan okumaya başla!

İyi okumalar:)

Bu arada şuraya nasıl hissettiğini yazar mısın?

__________________________

Bölüm:2

Taksici hırsızı?

Arkamı dönüp bana yaklaşan taksici hırsızına, baktım.

“Pardon?”

Dedim anlamadığımı belli ederek. Yanıma iyice yaklaşınca durup konuşmaya başladı.

“Bende sana ait iki tane şey vardı, onları vermeye geldim.”

Sonra aklıma not tuttuğum kağıdın olacağı aklıma gelip, konuşmaya başladım.

“İki tane mi? Ben sadece not tutma kağıdının, sizde olacağını düşünüyordum.”

“Evet iki tane. Birisi, senin de dediğin gibi not tuttuğun kağıt. İkincisi de sabah taksimi çalarken düşürdüğün kozalaklı anahtarlık.”

Deyip cebinden, kozalaklı anahtarlığımı çıkardı.

“Bunun sizde ne işi var?”

Diyerek bana uzattığı anahtarlığımı, yavaşça alıp çantamın içine attım.

“Sabah benim için duran taksiyi, çalarken çantandan düştü. Bende cebime attım.”

Derin bir nefes alarak elimi enseme götürüp, konuşmaya başladım.

“O taksi olayını daha fazla uzatmak istemiyorum lütfen, kapatalım bu konuyu ve bunlar için teşekkürler”

Deyip elinde tuttuğu, not tuttuğum kağıdı da alıp bir şey demesini beklemeden eve doğru yürümeye başladım. Yürürken arkamdan seslenir diye düşünmüştüm ama seslenmedi iyi ki de seslenmedi. Neyse deyip apartmanın girişinde kapının camında ki yansımadan, arkamda yeni edebiyat hocamı görmemle hemen arkamı dönüp ona doğru hızlıca yürüdüm.

“Neden beni takip ediyorsunuz?!? Sapık mısınız siz?”

Deyip cevap vermesini bekledim.
Bana alaycı bir bakış attıktan sonra konuşmaya başladı.

“Evime gidiyorum. Ne sapığından bahsediyorsun?”

Deyip rezillikten yere mıhlanan benim yanımdan hızlıca gitti. Bende birkaç dakika rezilliğin etkisinden kurtulup eve doğru koşmaya başladım. Hızlıca kendimi eve atıp oturma odasına gidip kendime çizgi film açıp dolaptan kahvaltılık gevrek hazırlayıp yemeye başladım. Cidden bayılıyorum şu Gumball’a ya.

Birkaç dakika sonra telefonumdan saate baktım ve annemin gelmesine bir saatten az vardı. Kendimi nasıl kaptırdıysam artık birkaç dakika gibi geldi bana.

Hemen mutfağa geçip makarna için tencereye su koyup kaynamasını bekledim. Telefonumu tam elime alacakken birden kapı çalmaya başladı. Kapıyı açmak için delikten baktığımda yeni edebiyat hocasının elinde bir tepsiyle ve bir üstü tabakla kapalı bir tabak getirdiğini gördüm.  Ben bu adamın bizim komşumuz olduğunu unuttum aklıma bu sabah ki rezilliğim de geldiği için kapıyı açmamaya karar verdim ama kapıyı ısrarla çalmaya devam edince dayanamayıp açtım. ‘Buyur?’ dercesine kafamı salladım. Gözleriyle, elinde ki tepsiyi gösterip konuşmaya başladı.

“Komşuluk bağlarımızın temelini atmaya geldim.”

Deyip tepsiyi elime tutuşturup iyi akşamlar deyip bir şey dememe fırsat kalmadan gitti. Tam kapıyı kapatacaktım ki, alt kattan bağırmaya başladı.

GÜN BATIMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin