BAYAN SIÇTIM AKILLI

"Erosun Sapıtmış Defolu Okları"

Yeni bölümle sizlerleyim. 1 saat içinde hızla telefondan yazdım o yüzden yorumlarınız ve nasıl olduğu oldukça önemli. Bekliyorum. :)

Multimedia; Rüzgar.

Bakın, ben her zaman, okulda aşıcılar geldi mi önüme tepkisini ölçmek için kurban olarak bi arkadaşını atan, her hangi bir yerde karpuz yerken hep ortalardakini yiyip, sonundaki başkasına kakalayan, otobüslerde cam kenarına oturmak için kapının önünü kesen veya kantinde en öne geçip, tüm sıranın akışını durduran o piçtim. Yani, hiçbir zaman keyfim dışında hareket etmedim, düşünmedim bile. Ama şimdi, işin içine giren o Çük Beyinli.... Öhöm öhöm!

"...Gebert, gebertme. Gebert, gebertme. Gebert, gebertme."

Gebertme? GEBERTME? Ne demek gebertme? Olum artık papatyalar bile kafayı yedi be. Eskiden beri, karar aşamalarımda tek sırdaşım, dostum, yandaşımdın sen. Kahinimdin. Merlinimdin. Yok bence bunda arıza var. Hadi bakam yeniden. Bi dahakine yüzde yüz Rüzgar'ı öldürme onayını alıp, uzay mekiğine kemerini bağlamadan fırlatıp, Bengü'nün Gezegen şarkısıyla arkasından el sallayacağım. Yapacağım ulan!

Hadi bismillah. 

"Gebert,..."

"Gebertme bacığm artık gebertme istersen çocuğu! Nedir bu tripler? 7/24 canlı Rüzgar yayını yapmıyor muydun bana, he?! Yeminlen Müge Anlı'ya çıkacaktım en son Rüzgaaağğrr geri dön Rüzgaaağğrr, sensiz nefes alamıyoğğm Rüzgaağğr" diye."

"Berke bi git allasen. Bi işim var, bi meşgul etme beni."

"Bacım bak şoktan frekansların yamuldu sanırım senin, gel fabrika ayarlarına döndürem seni. Yapma etme gurban olam"

"Berke nasıl becerdin bilemesem de İngilizce notların benden hep yüksek oldu. İlk defa senin doğru yaptığın bi şeye güvenerek, İngilizce olarak sana cevabımı veriyorum. Diyorum ki; The person you have called can not be reached at the moment. Please NEVER try again."

"Bak bacım ama.."

"Berke çeneni kapa ne demek? Shut up! Diğer bir deyişle Shut the fuc-"

"Hoooooop! Bacım yavaş."

Dönüp yarım saattir gölgem görevini gören Berkeye baktım. Heh bi de benim suçum oldu o Çük Beyinliyi tekmeleyip gitmek. Ne var olum? Herif 8 ay ortada yok, sonra sürpriz yumurtadan çıkan gereksiz şirin figürleri gibi pozlar! Hööh! Kolay mı be o kadar? Ne bekliyodunuz? Gel yariiim, gel tek ve eks sevdiceğiim diyip kollarımı açacağımı mı? Öyle bi şey aklınızdan bile geçmişse beni hiç tanımamışsınız. Sizi 3.4 şiddetinde kınıyorum.

"Aman be ben gidiyom bacım senin alıcıların şu an error veriyor. Senle konuşulmaz."

"Heh aferin, hadi de get."

Oyy bacaklarım. İki dakika havalı bi şekilde çimenlerin arasında bile yürüyemedik. Yok, bende kesin romatizma var. Tabii ömrü hayatım boyunca koltuk-telefon-yatak arasında hayat çizgimi belirliyorum, dışarıdaki dünyayı okul ve buluşmalar olmadıkça cam kenarından izliyorum. Sonra da romatizmam var! Aman be neyse, dur oturam şuraya. Ohh anam dünya va-

"Deniz!"

Ama ya. Olum az önce benden okkalı bi tekme yememiş miydin? Noldu la buna? Genelde böyle bi şey yaptığımda ölse de konuşmazdı benle. Kötü mü vurdum? Olum ben bunun hiç ileride işime yarayacağını düşünmeden Jackie Chan'lik yaptım ama... Ya barışırsak? Kendi ellerimle katlettim yarimi. Abooov.

"Deniz!"

Çok mu sert vurdum acaba? Allam sen bak yüzüme yareppim. Son kullanma tarihi geçmedi daha. Bu çocuğun en az insan yaşamı ortalamasına göre 56 yıl garantisi var. 17 yaşında beyin alıcılarını kapatmak niye? Niye benim yarim allaaaam?