Turning Point

92 3 1
                                    




Heaven Help Us kitabından sonraki zamanda geçmektedir. öncelikle kitabı okumanız tavsiye edilir. Unholyverse serisinden Spoiler içerir. Unholyverse'i de okumasanız da okuyabilirsiniz bence. Kitabın ilerleyen kısmında smut vardır. Detaylı yazıldığı için uyarayım dedim. Ve şöyle bir ayrıntı smut olan kısmı ***** diyerek işaretledim başına ve sonuna da koydum ama bu sahneler gerçekleşirken aradaki konuşmalar benim için fazlasıyla özel ve bu serinin infamous replği de orada. Hoşlanmıyorsanız da geçebilirsiniz sorun değil. (top!gerard bottom!frank)

Çevirirken yardımı dokunan @darknesscoatsus_ a teşekkür ederim iyi ki varsın.

ek olarak bunu çevirirken dinlediğim şarkıları koymak istiyorum.

- foreigner's god - hozier

- be - hozier

- take me to the church - hozier

- church - fall out boy

- personal jesus - depeche mode

- all the things she said - t.a.t.u.

- our lady sorrows - my chemical romance

- heaven help us - my chemical romance

- to the end - my chemical romance

- american money - borns

- nothing to regret - robinson


Frank salona geldiğinde Gerard elinde Rose Madder kitabının bir kopyasını tutup konuştu. "Nasıl oluyor da senin kitaplarının bu evde olmasında yasak yok da benimkilerde var?"

"Çünkü senin kitapların iş kitapları," Frank Gerard'ın elinden kitabı aldı ve rafa özenle yerleştirdi. "Ve benimkilerde hikayeler var."

"Benimkilerde de var." Gerard sitemle mutfağa giden Frank'i takip etti.

"Hz Isa hakkında hikayeler."

"Onlar en iyisi!"

Frank gözlerini devirdi. Önüne döndü ama Gerard onun yüzünü mikrodalganın yansımasından görebiliyordu. Buzdolabını açtı ve baktıktan sonra kapattı. "Sebze almamız gerekiyor," dedi arkasını dönerken ve Gerard'ın yanağını öptü. "Hadi."

**

Markette Frank Gerard'ı sebzelerin olduğu alana yolladı ve kendisi de vegan et* bölümüne gitti. Olduğundan daha karmaşıktı. Gerard gerçekten, kendi uydurduğu isimle, naneli bezelyeri sevmişti ama Frank her zaman daha hesaplı davranmaları gerektiğini, evde naneyi ekleyebileceklerini düşünürdü. Ama yapamazlardı çünkü evde nane yoktu. Ray'in onlara verdiği her türlü bitki ikisiyle birlikte sürekli ölüyordu. Gerard elinde her türden poşet tutuyordu, Frankle bu konuda kavga etmesi gerektiğin veya gerekmediğini düşünürken bi ses duydu.

"Peder Way?"

Gerard'ı kimse uzun zamandır birisi böyle çağırmamıştı, bir saniyeliğine durdu ve elindeki poşette bulunan bezelyelere sanki ona ne yapması gerekeceğini söyleyecekmiş gibi baktı. Hoş ki bezelyeler ona sadece "24 saatlik paketlenmiş kapsüllü" dışında bi şey demiyordu. Yardım edin! panikle yalvardı içinden ve o ses yine seslendi. "Peder Way, sen misin?" bu sefer koluna dokundu sesin sahibi.

Bakmaktan başka çaresi yoktu ve o kadar şaşırmıştı ki aptak bezelyeleri neredeyse yere düşürecekti. "Nicole?"

"Sen olduğunu biliyordum!" neredeyse mutluluktan ağladı ve kendini Gerard'ın kollarına attı. Gerard yardım istercesine bezelyeleri poşetle salladı, sonrasında yanındaki Crisco tenekelerinin yanına koydu ki Nicole'e sarılabilsin.

Turning Point (unholyverse sequel)Where stories live. Discover now