"GERÇEKLER"

61 7 6
                                    



Baştan aşağı siyahlara bürünmüş yüzünün yarısını siyah bir maskeyle kapatmış bir adam bana bakıyordu. Tam önüme , masaya bir mektup bıraktı . Elinde bir ejderha dövmesi vardı. Ejderhanın sadece yarısını görebildim çünkü gövdesi muhtemelen kolunun üst kısımlarına doğru uzanıyordur fakat  üstüne giydiği siyah kaban kolunu kapatıyordu.  Adam başını bana doğru yaklaştırınca korkuyla  kendimi istemsizce geriye çektim fakat o beni rahatsız etmesi  umrunda değilmiş gibi kendini bana daha da çok yakınlaştırdı ve  "Tekrar görüşeceğiz " diyerek hızla bar taburesinden kalkıp gözden kayboldu .   Adamın arkasından şaşkınca bakıyorken hayatımı tekrardan sorgulamaya başladım . ne oluyordu benim hayatımda böyle . Tanımadığım insanlar bir anda tepetaklak hayatıma dalıp mektup bırakıyorlardı ve ben hiç bir şey yapamıyordum. Asıl soru şuydu:

NEDEN BEN?

Masadaki mektubu alıp tuvalete gitmek için oturduğum tabureden kalktım.  İnsanların arasından geçmeye çalışırken bir el kolumu sıkıca kavradı ve beni  az önce bulunduğum yere doğru geri götürmeye başladı . Canımın acısıyla ağzımdan küçük çaplı bir inilti çıktı.  Kolumu tutan kişiye baktığımda hayvan suretine bürünmüş bir koruma gördüm. Çok sorgulamadım . Artık bazı şeyleri sorgulamıyor insan bu kadar aksiyonlu hayatı olunca. Sorgulamamada gerek kalmıyor artık. En azından, bazı şeylerin cevabını biliyorum. Emir takmıştı kesin bunu peşime . Zaten beni o kadar kolay bırakıp gitmesi hiç normal değildi. Kolumu tutan korumanın elinden kolumu kurtarmaya çalıştım ama nafile. Öyle bir sarılmıştı ki parmakları koluma hiç bir şey yapamıyordum.                                                              

 "Ya bıraksana kolumu hayvan herif!"

Adam yüzüme bakmadan beni bar taburesinin oraya getirip geri oturtturdu.  Ben hala çırpınıyordum ama adam o kadar güçlüydü ki ne yapsam fayda etmiyordu.

"Emir bey yerinizden kalkmamanızı söyledi .  Ben bana ne söylendiyse onu yapıyorum."

"Bak benim tuvalete gitmem gerek ve ben az önce tuvalete gidiyordum ."  Adam birkaç saniye gözlerimin içine baktı ve ceketinin cebinden telefonunu çıkarıp bir kaç dokunuş yaptıktan sonra kulağına doğru götürdü. Benden iki adım  uzaklaşıp sessizce biriyle konuştu.  Bu kişi muhtemelen emirdi . tuvalete gitmek için bile izin alıyorum adamdan ya. adam telefonu kapatıp cebine attı ve bana döndü.

"gidelim mısra hanım." 

 Şimdilik bu adamın huyuna giderek tuvalete gidebilirdim. En azından oraya gittikten sonra mektubu okuyabilirdim. Adam arkadan ben onun önünden giderken tuvalete girdim. Ona beni kapının önünde beklemesini söyledim. Bir şey demeden beklemeye başlamıştı. Emirin korumasından da bu beklenirdi. Özellikle mi seçiyordu acaba adamları?                            Elimdeki mektubu hızla açarak içinde yazanları okudum.

Hiç bir şey göründüğü gibi değildir kırmızı balık .

Ne demekti şimdi bu? Bu insanların benimle derdi neydi ? Artık iş ciddiye binmişti ve ben emirin yanında kalıp neler olduğunu bir bir öğrenecektim.  Bana karşı olan saçma tutumları yada bana yansıttığı kişilik bozuklukları için girdiğim bu işten sıyrılamayacak hale gelmiştim . Emirin gizemliliği yetmiyormuş gibi başka adamlarda hayatıma girmenin bir yolunu bulmuşlardı. Biri gelmeden evvel bu mektubu yok etmeliydim. kafamı mektuptan kaldırınca yanlış yerde olduğumu fark ettim . 

Burası erkekler tuvaletiydi!       

 Nihayetinde burada hiç kimse yoktu . Belki de dışardaki korumada bu durumu fark edip erkeklerin ben çıkana kadar girmesine engel olmuştur ama fark etmemiş de olabilir. Birinin gelme ihtimaline karşın hızla hareket edip kabinlerden birine girdim ve kapıyı kilitlemeden kapattım.  Mektubu klozete atıp sifonu çektim.  Birden tuvaletin ana kapısı hışımla açıldı ve içeriye birisi girdi. Korkumdan olduğum yerde öylece kalakaldım. 

KARANFİL⁚ sessiz intikamWhere stories live. Discover now