"CİHAT KARABEY"

38 7 10
                                    

Mutluluk nasıl bir duygu acaba?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mutluluk nasıl bir duygu acaba?

En son hissettiğimden beri epey zaman oldu. Yanlışlar varsa düzeltmek isterim. Ben mutluluğumu kaybetmedim. İçimden söküp alındı, İzin vermedim istemediler.

Her şeyden yoksun bırakıldı benliğim. İlk sevgisizlikle başladılar beni çürütmeye sonra terk ederek daha sonra tutsak ederek...

Çok bir şey istemedim ki ben. Babam beni sevsin istedim. Normal babalar gibi benimle oyun oynasın , salıncakta sallasın, kaydıraktan kayarken aşağıda beklesin, beni kucaklasın, öpmeye doyamasın, canım yanınca dünyaları yaksın, düşünce yaralarımı sarsın...

Hiç yoksa beni önemsesin, bari bir kızı olduğunu bilsin istedim.

01.08.2010 öğle saatleri

Her yıl okulun düzenlediği veli toplantısı bu yılda şaşmadan olmuştu. Öğrencilerin hepsi öğretmenlerinin velilerine hatalarını söyleyeceklerini düşünürken ödü kopuyordu. Fakat sadece içlerinden küçük bir kız çocuğu bunların hiç birini önemsemiyordu. Hatta keşke öğretmeni velisine onun hatalarından bahsetseydi. Veliler çocuklarının oturduğu sıralara geçerken küçük mısra telaşlı gözlerle ona geleceğine söz veren babasını aradı. Her yıl olduğu gibi olamayacaktı biliyordu. Bu sefer babası gelecekti.

Müdür sınıfa girip kapıyı kapattı. toplantı başlamıştı ve babası geç kalmıştı. Kesinlikle gelecekti . Söz vermişti. Babalar sözlerini tutarlar diye tekrarladı içinden . Dolu gözleri göz önündeyken içinden geçirdiği 'Tutarlar değil mi?' sorusuyla bir damla gözyaşının yanaklarından hizayla akmasına izin verdi.

Unutmuş muydu babası? Yine mi unutmuştu? Boğazında oluşan yumru ile hüngür hüngür ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Dolan gözlerinden yaşlar akarken yine tekrarladı içinden kalbini paramparça eden o cümleyi.

"Babam unuttu beni. Yine unuttu."

Ders zili çalmış ve teneffüs bitmişti. Gelmemişti işte babası. Beklemeye devam etmek istiyordu ama koridordaki nöbetçi öğretmen öğrencilerin içeri girmesi ikazında bulunuyordu. Küçük Mısra'nın gitmeye hiç niyeti yoktu. Hala koridorun sonuna bakmış bir şekilde babasının geç kalmış olmasının verdiği telaşlık ve korkuyla koşarak buraya gelmesini hayal ediyordu.

Arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Adının seslenilmesiyle adımları durdu ve gözünden hızla art arda yaşlar akmaya başladı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve arkasını döndü.

Telaşla koşa koşa ona doğru koşuyordu. Geç kalmak istememişti Mısra iyi biliyordu. Muhtemelen ilk cihangir abisinin toplantısına katılmıştı. Burukça amcasına gülümsedi. Onu unutmayan babalığı ona en derin şekilde hissettiren amcası.

Küçük bedeninin içindeki minnak kalbi, İlk sevgisizlikle başladı çürümeye . Bir çocuğun hissetmek istediği sevgiyi yanlış insanlar tattırdı ona. Anne diyemedi hayatında bir defa bile . Baba dedi sadece . Şimdi o koridorda düşünüyordu. Beni salıncakta sallayan amcam, beni seven amcam, toplantıma gelen amcam...

KARANFİL⁚ sessiz intikamWhere stories live. Discover now