19.Bölüm - Skål

435 32 49
                                    

Multimedia'da Lara var. :)

Ed'i uykuya dalmış halde bulmamızın üzerinden yaklaşık on beş dakika geçtiğini varsayıyordum. Oscar'ın benimle konuşmadan dolapları karıştırması esnasında, sıkıntıdan duvarda asılı duran kum saatinin hareketlerini izlemiştim. Beyaz, kristal gibi parlayan kum tanecikleri tükendiğinde, gümüş materyalden yapılmış kum saati kendiliğinden tepetaklak dönüyordu. Oscar'ın bana seslendiğini duyduğumda hemen yanına doğru yürüdüm.

"Bunu burnunun etrafına değdirmelisin," dediğinde bana uzattığı yeşil yapraklı bitkiyi sapından tuttum.

Tam bitkiyi burnuma götürüyordum ki, bileğimden yakalayıp beni durdurdu.

"Kendi burnuna değil, Ed'in burnuna."

Bileğimi ondan kurtarırken gözlerimi kısarak ters ters ona baktım.

"Doğru düzgün söylemeliydin."

Umarsızca yanından ayrıldım ve Ed'in başucuna ilerledim. Oscar'ın sesli bir şekilde iç çektiğini duydum, ona herhangi bir tepki vermeden bana söylediği gibi bitkiyi Ed'in burnunun etrafında dolandırdım. Kaşlarını çattığında uyanacağını sanıp elimi aniden çeksem de, Ed gözlerini açmadan yüzündeki ifade yeniden gevşedi. Ben geri çekildiğimde Oscar temiz kumaş parçalarını uzun parçalara bölerek, Ed'in bileklerinden onu uzandığı metal sedyeye bağladı. Ben, parmaklarımın arasında ince, yeşil bitki sapını sıkıca tutarak onu izlerken Oscar Ed'in dirseklerinin hizasından da başka bir kumaş parçasıyla onu bağladı.

"Uyandığında bu onu tutmayabilir ama en azından yavaşlatır."

"Bu onu uyutmak için miydi?" diye sordum elimdeki bitkiyi yüzümün hizasına kaldırırken.

İçime çektiğim nefesin, nane kokusuyla karışmış çamur kokusunu andırdığını fark edince bitkiyi yüzümden uzaklaştırdım.

"Senin başına bir şey gelmeden elindekini alayım."

Oscar'ın bana uzattığı eline bitkiyi bıraktıktan sonra ellerimi Ed'in sedyesinin üzerindeki bir boşluğa yerleştirip derin bir nefes aldım. Başım dönmeye başlamıştı.

"Lara, lütfen yapmadığını söyle."

Oscar'ın bitkiyi fırlatırcasına tezgahın üzerine atması ve yanıma gelmesi saniyeler içinde gerçekleşse de beynime iletilen görüntünün biraz daha geriden geldiğini söyleyebilirdim. Kulaklarım uğuldarken kollarımın iki el tarafından sıkıldığını hissettim. Gerisi ise görüşümü ele geçiren karanlıktı.

*

Gözlerimi açtığımda, uzanıyor olduğum ilk dikkatimi çeken şeydi. En son ne olduğunu hatırlamaya çalışırken gözlerimi araladım. Parlak, beyaz ışık göz bebeklerimi acıtınca kaşlarımı çatarak yeniden gözlerimi yumdum.

"Günaydın," dediğinde sesin sahibini tanımamam mümkün değildi.

Bu kez, ışıktan korunmak için bir elimi alnıma siper ederek gözlerimi açtığımda; kollarını göğsünde kavuşturmuş, okunması mümkün olmayan ifadesiyle bana bakmakta olan Oscar'ı gördüm. Yüzünün tam tepemde duruyor olması, başımın altındaki sert yastığın sebepsiz sıcaklığı... Tüm kayıp noktaları birleştirdiğimde Oscar'ın dizinde yatmakta olduğumun ayırdına vardım. Gözlerimi kısarak bu noktaya nasıl geldiğimizi düşünürken birden bire her şey yerine oturmuştu.

Oscar'ın bana verdiği bitki Ed'in uyuması içindi ve ben istemeden onu solumuştum. Bu sebeple de, ne kadar süredir olduğunu bilmediğim bir zaman zarfından beri Oscar'ın dizinde uyumaktaydım. Dirseklerimle zeminden destek alarak kalkmaya çalıştığımda Oscar omzuma yerleştirdiği eliyle beni engelledi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAKLI DİYARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin