28-Sevgilim (part I)

9.4K 296 81
                                    

Chris, birden bire bozan havaya bir anlam veremeyip okuldan çıkmak için hazırlanırken saatin 5 olduğunu görüp kaşlarını çatmıştı.

Tanrı aşkına kaç saattir Will'i çalıştırıyordu?

Tiyatro salonunda belirli aralıklarla mola vererek tüm öğleden sonra çalışmışlardı ve Will hala umutsuzdu ama en azından tekstin yarısını ezberlemeyi başarmıştı.

Bahçe kapısına doğru yürürken şemsiyesini açtı ve montunun fermuarını çekti. Chord'un dediği gibi kar yağacakmış gibi görünüyordu ama onun öncesinde yağmur kendi otoritesini konuşturmaya karar vermişti.

Aslında bugünün Darren'ı hala görememesinin dışında çok da kötü geçmediğini biliyordu. Will'i çalıştırırken kendisi de pratik yapma imkânı bulmuş ve az da olsa sınavlara hazırlanmıştı.

Bahçeden çıkıp, nihayet okulu gerisinde bıraktığında izlendiğine dair bir hisse kapıldı ve aniden arkasını döndü. Döner dönmez de sert bir bedene çarpınca sinirle küfretmişti.

''Ne halt ediyorsun kıçımda?'' dedi homurdanarak.

''Sinemaya gider miyiz acaba, diye soracaktım.'' dedi Will. Üşüdüğünü belli edercesine sürekli ellerini ovuşturuyor ve onları nefesiyle ısıtmaya çalışıyordu.

''İşe gitmem gerekiyor Will!'' dedi isteksiz bir tavırla. Onun neden peşine takıldığını anlayamıyordu.

''Tamam!'' dedi genç adam ellerini açarak, ''Önce sinemaya gidelim, daha sonra işe gidersin. Daha mesaine var, biliyorum!''

Chris, tekrar saatine bakıp onun haklı olduğunu düşünürken isteksiz bir şekilde yapacak başka bir işi olmadığını hatırlamıştı.

''Pekala, hangi filme gideceğiz?''

Genç adamın söylediği film tam olarak 3 saat süren bir filmdi ve Chris şu anda bu kadar uzun bir süre film izleyebileceğini sanmıyordu.

''Başka film yok mu?'' dedi birlikte yürümeye başlarlarken. ''O film çok uzun ve uyuyabilirim. Yorgunum Will!''

''Benim yüzümden, özür dilerim!'' dedi genç adam mahcup bir tavırla.

Chris, onun içtenliğine gülümsemeden edemedi. Will iyi bir arkadaştı ve aslında hep de öyle kalmalıydı. Onunla yaşadıkları az da olsa durumlarını etkiliyordu ve bu Chris'i derin bir vicdan azabına sürüklüyordu.

Lanet olsun! O arkadaşlarına değer veren bir adamdı!

Fazla değer veren ve onlarla seks yapan bir adam!

İçindeki sese hareket çekerken sıcak bir sesle Will'i cevapladı.

''Hayır! Seninle bir alakası yok ve şu küçük oğlan çocuğu tavırlarını bırak artık! Sinirlerimi bozuyorsun!''

''Oğlan çocuğu?'' dedi Will gözlerini kocaman açarak.

''Evet! Tam olarak oğlan çocuğu!''

''Aha! O zaman bu oğlan çocuğu size zorla film izlettirecek bayım! Üzgünüm!''

Will, onu kolundan yakalayıp sürüklerken Chris içten bir kahkaha attı ve mutlu olduğu her an olduğu gibi aklına gelen Darren'ı düşünmemeye çalıştı.

***

Chris, 3 saat boyunca film izlemiş olmasına hala inanamaz ve ayakları onu iş yerine doğru sürüklerken eğlendiğini kabul ediyordu.

Will, sinemaya girip de koltuklarına oturdukları andan itibaren ona sürekli bir şeyler isteyip istemediğini sormuş, mısır almış, içecek bir şeyler almak için de ısrar etmişti. Chris istemediğini en sonunda bağırmak zorunda kalmıştı ve en önemlisi de Will etrafında gerçekten pervane olmuştu. Şu sıra egosu oldukça zedelenmiş olduğu için bu ona çok iyi gelmişti.

TELL ME THE TRUTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin