26-Kelebek Etkisi (part II)

7.3K 278 54
                                    

'' Mia, kendini nasıl hissediyorsun, biraz daha iyi misin?''

''İyiyim sevgilim! Seni gördüğüm her an daha iyi oluyorum!''

Darren, Mia'nın bu tarz bir cümle kuracağını daha önceden tahmin etmeliydi çünkü ona iyi olup olmadığını sorduğu her an varlığının mükemmelliği ve yakışıklılığı ile ilgili iltifatlar alıyordu.

Asla sevmediği ve anlık bir kararla duygularıyla oynadığı kadın, ona muhtaçmış gibi baktığı her an biraz daha yıkılıyordu.

''Bunun benimle bir alakası olduğunu sanmıyorum Mia!'' dedi gülümsemeye çalışarak ve genç kadının uzanmakta olduğu yatağın yan tarafındaki sandalyeye gidip oturdu. Onun gözlerinin içini görebileceği bir pozisyona gelince de konuşmasına devam etti:

''İyisin çünkü güçlü bir kadınsın!''

''Ah! Hayır! Varlığın bana güç veriyor sevgilim. Bunu asla inkâr edemem. Sen olmasan ne yapardım bilemiyorum.''

Kahverengi gözler umutla bakarken oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandı. Mia ile ayrılık konuşması yapabileceğini düşünürken belki de fazla iyimser davranmıştı.

Onun durumunun kötüye gitmesini istemiyordu fakat Chris'i de kaybedemezdi.

2 gündür yaptıkları telefon konuşmaları inanılmaz sinirini bozuyordu. Sürekli suratına kapanan telefonlar yüzünden her an bir şeyleri parçalama tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Chris'e neler olduğunu tam olarak anlatamıyordu ve onu eve dönme konusunda da bir türlü ikna edemiyordu.

Mia'yı hiçbir şey olmamış gibi bir anda kapı dışarı edemezdi. O da bu ev üzerinde söz sahibiydi ve bir sözleşmesi vardı. Chris'e bunu açıklamaya çalıştığında ise asla dinlemiyordu.

Darren en nihayetinde, son çare olarak Rose'a başvurmuştu.

Sevimli kadına olan biten her şeyi anlattığında ne tepki vereceğini hiç düşünmemişti ve sadece yardım edeceğini ummuştu fakat Rose onu şaşırtmıştı. Tüm içtenliğiyle ona; yakışıklı ve mutlu olmayı hak eden bir adam olduğunu söylemişti.

Beşinci evliliğini yapmak üzere olan birisi için aşkı anlamak elbette ki daha kolaydı ve işte o da bu nedenle Rose'u çağırmıştı.

Sevimli kadın, kendi yeğeni bile olsa Mia'nın, filizlenmeye başlayan bir aşka engel olmasına asla izin vermeyeceğini ve onun toparlanması için elinden geleni yapacağını söyleyerek rahatlamasını sağlamıştı.

İşte tüm bu uğraşlarını Chris'e anlatamamak kendini berbat hissetmesine neden oluyordu. Onun aniden parlayan ruh hali ve gereksiz çıkışlarından yorulmuştu.

Elbette ona hak verdiği konular da yok değildi. Özellikle intihar lafı aklını inanılmaz karıştırıyordu. Mia ile daha öncesinde yüz yüze bir konuşma yapamamıştı fakat bir insanın, hatta insanı bırakın herhangi bir canlının dahi onun yüzünden zarar görmesine asla dayanamazdı. Kâbusları yıllarca peşini bırakmazdı ve bu nedenle de Mia'yı mutlaka ikna edip Rose ile tasarladıkları planı devreye sokmalıydı.

Mia rahatsız bir şekilde kıpırdanınca uzun bir süredir, kahverengi gözlere boş boş baktığını anlayıp hızla konuşmaya başladı:

''Bu tavrın beni üzüyor Mia. Senin hayatında bu kadar önemli bir yere sahip olmak beni korkutuyor. Kendimi boğuluyormuş gibi hissediyorum.''

''Darren-''

Genç kadın yatakta doğrulmak istediğini belli edercesine ona elini uzatınca hemen yerinden fırladı ve yardım etti. Rahat olduğundan emin olduktan sonra ise sandalyesine geri döndü.

TELL ME THE TRUTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin