TELL ME THE TRUTH

25-Kelebek Etkisi (part I)

''Okula gelmedin?'' diye şüpheyle sordu Chris.

Darren ile son 2 gündür sadece telefonda konuşabilmişti ve bu durum onu çok rahatsız ediyordu. En son konuşmaları da oldukça can sıkıcıydı ve aramayacağına dair kendi kendine yemin etmesine rağmen dayanamayıp yine de aramıştı.

Darren ikisi için kılını kıpırdatmazken uğraşan ve çabalayan her zamanki gibi yine kendisiydi.

''Halletmem gereken işler vardı.'' dedi Darren. Sesi kesik kesik geliyordu.

''Metroya mı iniyorsun? Sesin kesiliyor?''

''Hayır, asansördeyim. Şimdi iniyorum.''

Chris, kısa bir an tereddüt etti. Ona nerede olduğunu, ne işi olduğunu sormak istiyordu fakat daha henüz ilişkilerinin adını koyamamışken meraklı bir sevgili gibi de görünmek istemiyordu.

'' İyi misin?'' dedi ne diyeceğini bilemeyerek.

''Seni özledim.'' dedi genç adam sıcacık bir sesle. Chris onun gülümsediğine yemin edebilirdi.

'' Sana çok kızgınım ama lanet olsun ki ben de seni özledim...''

''Duyamadım?'' dedi Darren kahkaha atarak. ''Son cümleni tekrarlar mısın lütfen?''

''Kes sesini!'' diye homurdandı. ''Şansını fazla zorlama!''

Chris, bir süre bekledikten sonra konuşmanın başından beri aklında olan soruyu, daha doğrusu onu arama nedenini sormaya karar verdi:

''Mia ile konuştun mu?''

''Sen Will ile konuştun mu?'' diye sorusuna soruyla karşılık verdi Darren.

Chord'un, ona verdiği odadaki rahat yatakta doğrularak buz gibi bir ses tonuyla sevdiği adamı yanıtladı:

''Konuştum ve ben üzerime düşeni yaptım. Bundan sonrasını sen halletmek zorundasın!''

''Sorun çıkardı mı?'' diye sordu Darren kavgaya hazır bir sesle.

''Hayır!'' Derin bir nefes alıp devam etti. ''O çok anlayışlı bir adam ve ben, bunu sana söylemiştim.''

''Ben anlayışsız piçin tekiyim yani? Bunu mu ima ediyorsun?''

''Ne alakası var?!'' dedi Chris ayağa fırlayarak. Canı sıkılmıştı. ''Sorduğum soruya hala cevap vermedin! Konuyu saptırma! Beni salak yerine koyma Darren!''

''Üzgünüm Chris, kapatmak zorundayım!'' dedi genç adam kısık bir sesle. Bu sırada kulağına kilitte dönen anahtarın metalik sesi ulaşmıştı. ''Seni sonra ararım. Tek diyebileceğim uğraşıyorum... Bizim için uğraşıyorum ve yemin ederim!''

'' Sana güve-''

''Sevgilim sen mi geldin?''

Mia'nın rahatsız edici sesi ile Chris dönüp durduğu odada aniden yavaşladı ve yanlış duyduğunu umut etti. Bu imkansızdı öyle değil mi?

''Darren? Sen misin? Sevgilim cevap ver, lütfen! Korktuğumu biliyorsun?''

''UĞRAŞIYORSUN DEMEK? SİKTİR GİT DARREN! SADECE SİKTİR GİT!''

''Chris, düşündüğün gibi-''

Daha fazla dinleyemeyerek telefonu kapattı ve yatağına çöktü. Elleriyle telefonu yok etmek istercesine sıkıyor, avucuna batan ve canını acıtan metal yığını umursamıyordu.

Bu kadar zor olamazdı! Bir eski sevgiliyle konuşmak bu kadar zor olamazdı, olmamalıydı.

Lanet olsun! Deli gibi kıskanıyordu. Darren, Mia'nın yanına her gittiğinde içinde bir şeyler ölüyordu ve o bunu engellemek için hiçbir şey yapmıyordu!