"Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur. Sarılınca, sağ yanını onun kalbi doldurur."
-Aziz Nesin"Sarılınca kalpler de kavuşurmuş hep sarılalım olur mu?"
"En zor olanı da, ona son kez sarılmaktır."
"Sarılmak, birisine sarılmak hiç bu kadar güzel hissettirmemişti. Sarılmak, sarmalamak beni ona daha da bağlıyor, içimde hep sarmalayarak yaşamasını istiyordum."
-Elmas YakanGüray'ın bu anlaşmayı kabul ettiğini aklım hâlâ almıyordu.
Beni tehlikeye atmayacağına kendisi bizzat söz vermişti."Bazen söz verdiğiniz her konu için, kendinizi ve karşınızdakini es geçebiliyoruz. Güray'ın yaptığı hiçbir hareket mantıklı değil. Bunu sen de biliyorsun. Gidip gitmemek senin elinde, karar ver." Diye içten uyarılarım beni dürtüklese de Bu düşüncelerimin bir önemi olmadığı için yatağımdan kalktım ve dolabımın kapağını açarak kıyafetlerimi seçtim. Odamda bulunan banyoma girerek kısa bir duş aldım. Suyun verdiği o haz beni kendime getiriyordu.
Bugün gelip çatmıştı. Tanrus denen adamın Güray ile yaptığı planları öğrenecektim. Onun planını bozup, tekrar bu eve gelecektim. Annem ve babamın nasıl öldüğünü, Güray ile nasıl bir anlaşma yaptığını da ondan öğrenecektim.
"Ya bu bir plan değilse? Ya bu anlaşma senin için değil de çıkar uğrunaysa? O zaman Güray'a nasıl davranacaksın?" Diye kendi kendime sorduğumda kilitlenip kalmıştım.
Aklımdan bu düşünceleri bir kenara atıp küvetin tıpasını çektim ve bütün suyun o delikten içeri girmesini sağladım. Benim hayatımda böyle su gibi akıp gidiyordu.
Banyonun kapısını açtığımda, biriken buharın dışarıya doğru yayılmasını izin verdim. Kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı kilitledim.
Kıyafetlerimi yavaşça giyindikten sonra saçlarımı ördüm ve yüzüme nemlendirici kremimi sürdüm. Genel işlemimi tamamladıktan sonra kapıya doğru ilerledim.
Kapımın kilidini açtığımda dalgınlıktan önümü göremeyerek Güray'a çarptım.
Güray ani refleks ile merdivenlerden son anda düşmemi engelleyerek beni tuttu.
Ona doğru döndüğümde ellerini belimden çekip kendisini sağa doğru kaydırarak yol verdi.
Bende onun omzuna dokunarak bana bakmasını sağladım. Bana omzunun üstünden baktığında, gözleri kan çanağı olmuş, düşünmekten uyuyamadığımı anladığım bir Güray Kaya ile karşılaştım.
Güray, konuşmam gerektiğini belirtircesine merdivenin basamağında dururken konuşmaya başladım;
- Teşekkür etmek istedim, yanlış anlama.
Gözlerini kısan Güray, yüzümü inceliyordu. Yüzümü incelerken konuşmaya başladı;
-Teşekkür ettin. Şimdi aşağıya in, kahvaltını yap, bugün erkenden çıkmamız gerekiyor. Tanrus'un yanına gideceğiz.
Gözlerimi devirdikten sonra hızla yanından geçtim ve mutfağa doğru yürümeye başladım. Masaya baktığımda mükemmel donatılmıştı. Beriz bu işi kesinlikle yapıyordu. Sandalyemi çektikten sonra Kağan'a, Ateş'e ve Beriz'e "günaydın"dedikten sonra kahvaltımı yapmaya başladım.
YOU ARE READING
SİYAH
Teen FictionBazı anlar vardır ki hiç ummadığınız zaman birisi gelir ve sizi sıkıştığınız durumdan kurtarır. Hayatım birden onunla değişmişti. Kim mi o? O, Siyahlara bürünmüş bir kişiydi. Simsiyah gözleri ile korku salıyordu etrafa. "Benden kurtuluşun yok" dedi...