38- Kalabalık Düşünceler

47 44 4
                                    

"En sevdiğiniz insanlara bile nefretle bakmaya başladığınızda anlıyorsunuz bazı şeyleri..."

Küçük yağmur damlaları camıma vururken yatağımda gerindim.

Gök gürültüsü sesi daha kulaklarıma dolmazken biraz rahatlamıştım.

Gök gürültüsü sesinden neden korkardım anlatayım sizlere;

Küçükken evde tek olduğum zamanlarda yağmur o kadar şiddetli yağardı ki, sanki beni gökyüzü alacakmış gibi hissederdim. Bir de gök gürültüsü sesi kulaklarıma dolduğu an donar, kilitlenmiş bir şekilde öylece kalakalırdım.

Gök gürültüsünden beni koruyacak ya da bana "seni gökyüzü almayacak, sakin olmalısın." Diyen bir kimsenin olmaması nedeni ile bu fobimden vazgeçemiyordum.

Hava aydınlanmaya başladığında uykum tamamen gitmişti.

Güray'ın odasına mı gitsem diye düşünürken bir anda gideyim dedim.

Sessizce kapıyı açtım ve karşımdaki odanın kapısının önüne geldim.

Sessiz olmaya özen gösterirken kapıyı açtım ve karanlık odaya giriş yapmış bulundum.

Güray yüzünü kapıya doğru çevirmiş yatarken, sessizce koltuğa oturdum.

Havanın verdiği aydınlıkla Güray'ın yüzünü daha net görebiliyordum.

Uyurken bile kaşları çatık, siyah dağılmış saçlarla bile şaheser bir adamdı.

Kaç saat izlediğimi bilmiyorken odanın verdiği o baskınlıkla koltukta tekrar uyuya kalmıştım.

Uyandığımda yatakta olduğumu fark ettiğimde aklıma gece Güray'ın odasına girdiğim gelmişti.

Hemen Güray'ın yatağını düzelttim ve bir şeye dokunmadan benim odama geçiş yaptım.

Banyoya girip yüzümü yıkadım ve saçlarımı topladım.  Birikmiş kirlileri makineye attım.

Onlar yıkanıncaya kadar bende mutfağa gittim ve kendime  kahve yapmaya başladım.

Kahve kokusu her yere yayılırken gülümsedim ve kaynayan kahveyi fincana döktüm.

Sessiz olmaya özen gösteriyordum çünkü bizimkilerden daha ses seda yoktu.

Saatin daha erken olduğunu gördüğümde biraz  düşüncelerim ile yoğunlaşmaya karar verdim.

Eskiden hayatımda yalnızken, şimdi bakıyorum da hayatımda beş kişi vardı.

O beş kişi ne zorluklarla birlikte mücadele etmişti. Bir de ben eklenince daha zorluydu onlar için.

İlk tanıştığımızdan tutun şimdiye kadar bağımız hep daha sıkı oluşmuş, birbirimizden ayrı kalsak bile ayrı kalamıyorduk.

Bir düğüm düşünün. O düğümü açmaya çalışırken elleriniz acır öyle değil mi? Biz o düğümü açmaya çalışmıyorduk, biz düğüme düğüm atıyorduk.

Zümrüt uykulu hali ile yanıma geldiğinde hemen kucağıma alıp onu sevmeye başladım.

Evlilik teklifinden sonra Güray daha fazla dayanamamış beni eski kaldığım evden alıp şimdiki kaldığımız eve getirmişti.

Güray'a o kadar bağımlıydım ki kelimeler yetmiyordu.
Güray hayatıma giren bir mucizeydi benim için. Yeniden doğuşum Güray'ın sayesinde oldu diyebilirim.

SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin