"Küçük balık, büyük balığa her zaman yem olur."
Simsiyah gecenin ardından sonra ilk defa yüzüme vuran beyaz ışığı kendi ellerimle itmiştim.
Uzun bir gecenin bana eşlik ettiği bu zamanda ise yatakta bir sağa bir sola doğru dönüyordum.
Ne yapacağım hakkında kararsız ve çaresiz durumdaydım. Karnımın ağrısı kendisini göstermiş, acil önlemem almam gerektiğini önceden bana uyarı vermişti.
Yataktan kalktıktan sonra banyoya doğru ağır ağır yürüdüm. Banyoya vardığımda, banyo çekmecesini açtım. İstediğim şey, burada mevcut değildi.
Sessizce Beriz'in odasına doğru ilerlediğimde "acaba yanlış anlar mı?" düşüncesi, beni korkutmuyor değildi.
Bunları hafızamdan silerek onun odasına sessizce girdim ve ufak adımlarım ile banyosunun kapısının önüne geldim. Banyonun içine girip ışığını yaktım.
Çekmecelerine baktığımda aradığım şeyin burada olduğunu görünce içten içe bir çığlık atarak birkaç tane aldım.
Banyonun kapısını sessizce kapattıktan sonra ışığı söndürdüm. Odama doğru sessizce, parmak uçlarımla yürümeye başladım.
Kimse uyanmadığı için ve en önemlisi bu karanlıkta bir şeyler devirmediğim için hem sevinmiş hem de kendimle de gurur duymuştum.
Odamın kapısını kilitledikten sonra banyoma girdim. Hemen önlemimi aldım ve yatağıma uzandım.
Sabah güneşi tam tepemizde "Ben doğdum, uyanın millet."diye pencereden herkese bağırıyordu.
Karnımın ağrısı şiddetlenmişti. Kapıya yürümeyi bırakın, yataktan kalkamıyordum.
Telefonumu bulduğumda hemen Beriz'in numarasını tuşladım. Çalıyor sesi kulaklarıma geldiğinde birkaç saniye içinde Beriz, telefonu açtı.
-Alo Beriz, yataktan kalkamıyorum karnım ağrıyor. Hem kapı kilitli. Lütfen bana yardım et, lütfen.
Beriz'in bu dediklerimi duyduğundan bile emin değildim.
Telefon kapandığında Beriz'in cevabını da ben duyamamıştım.Kapının açılma sesi kulaklarıma geldiğinde, başımı oraya çevirdim ve Beriz'in endişeli yüzü ile karşılaştım.
-Ne oldu sana böyle? Yüzün sapsarı olmuş .
-Regl,regl olmuşum.
Bunu dedikten sonra ani gelen sancım nedeniyle inlemiş, çarşafımı sıkmaya başlamıştım.
"Bu böyle olmaz." Diyen Beriz odadan koşarak çıkmış, muhtemelen diğerlerine durumumdan haberdar edecekti.
Kağan,Ateş ve Beriz endişeli bir şekilde yanıma geldiklerinde, Beriz'den ağrı kesici istemiştim.
-Şuan sana ağrı kesici veremeyiz. Elmas hiçbir şey yemedin.
Kağan beni kucağına aniden aldığında, karnım şiddetle kendini belli ediyordu. Kağan'ın omzunda ağlamaya başladım.
Kağan'ın mutfağa doğru attığı adımlar hızlı ve bir o kadar sertti.
Benim oturduğum sandalyeye nazikçe bırakmış, ardından kızartmış olduğu ekmeğe de çikolata sürmüştü.Ondan zorla da olsa bir ısırık aldığımda, midem ağzıma doğru gelmiş, hemen lavaboya doğru koşmuştum.
Lavabonun kapısının önünde olan Kağan'ın sesini duyduğumda telefondan birilerini arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionBazı anlar vardır ki hiç ummadığınız zaman birisi gelir ve sizi sıkıştığınız durumdan kurtarır. Hayatım birden onunla değişmişti. Kim mi o? O, Siyahlara bürünmüş bir kişiydi. Simsiyah gözleri ile korku salıyordu etrafa. "Benden kurtuluşun yok" dedi...