4- Bakış

245 79 297
                                    

"Bir bakışı tüm dünyaya bedeldi"

Dün erken uyuduğum için sabah erkenden uyandım.
Saate baktığımda sekizi on iki geçerken kimseden ses çıkmıyordu.
Banyoma girip musluğu açtım.
Yüzümü yıkayıp havlu ile kuruttum.

Banyomdaki işim bittikten sonra sessiz  olmaya özen göstererek, merdivenlerden aşağıya inmeye başladım.

mutfağa gözümü kestirdiğimde, adımlarlarımı oraya doğru attım.
Buzdolabını açıp kahvaltılıkları tezgaha sessizce koymaya çalıştım.

Eğer kettleye suyu koyarsam çok ses çıkaracağından, çaydanlıkta çayı demlemeyi tercih ettim. kahvaltı masasına göz gezdirdiğimde eksik bir şeyin olmadığını gördüm. Boş bardakları masaya da koyduğumda tamamen masayı hazırladım.

Kağan ve Ateş takım elbiseleriyle mutfağa giriş yapmış, günaydın faslını da hallettikten sonra masaya oturmuşlardı.

Sessiz olmaya özen göstererek merdivenlerden çıkıp Beriz'in odasına geldiğimde, kapıyı tıklattım ve birkaç saniye beklemeye başladım.
Gel sesini duymadığım için bir kez daha tıkladım.

Galiba hâlâ yatıyordu. Kapısını yarım olacak şekilde açtığımda, odasına girip girmemek arasında kaldım. Kapının girişinden "Beriz" diye seslendim. Beriz gözlerini yavaşça açarken kapıya doğru baktı. Beni görünce yataktan doğruldu ve elleri ile yüzünü tamamen kaplayan kabarmış saçlarını düzeltti. Kapıya doğru tekrar baktığında tebessüm ederek konuşmaya başladım;

-Günaydın, hadi kahvaltı hazır Beriz. İşlerini halledip aşağıya gel, seni bekliyoruz.

Beriz kafasını salladıktan sonra banyosuna girip kapısını  kapattı.

Bir tek uyanmayan Güray kalmıştı. Onu ben uyandırmak istemiyordum.
Aşağıya mutfağa indiğimde sandalyeye oturdum.

Merdivenlerden gelen Beriz'e kafamı çevirdim.
Beriz sandalyesine oturduğunda bana bakmaya başladı.

Ona bakarken yanlış anladığımı düşünüp açıklama yaptı.
Güray'ın bugün  şirkete gitmeyeceği için uyanmayacağını, istersem onu benim uyandıracağımı söylemişti.

İlk başta kabul etmesem de Beriz'in ısrarları sonucu kaldığı odanın yerini Kağan'dan öğrendiğim için fazla zorluk yaşamayacaktım.

Odasının  kapıya vardım ve derin bir nefes alarak cesaretimi toplayıp, kapıyı birkaç kez tıklattım.
Beriz gibi o da ilk başta ses vermemişti.

Ayaklarım geri geri gidiyor, Beriz'i mi çağırsam diye düşünüyordum.

İç sesim hemen devreye girdi;

-Güray'da sanki seni yiyecek, ne bu telaş sakin ol ve yavaştan  içeri girip onu kahvaltıya  uyandır.

Odasının kapısını sonunda açtıktan sonra, kapıyı yarım bıraktım ve rahat gibi görünen aslında stresli adımlarım ile Güray'ın yanına vardım.
Beni duyabilmesi için ona doğru biraz  eğildim.

-Güray  kalkar mısın? Herkes seni bekliyor. Mutfağa gel  kahvaltı hazır.

Tık yoktu. Tekrar aynı cümleyi tekrar ettiğimde vücudunu bana döndürmüştü.

Uyanıyor muydu?

Güray diye hafif bağırınca birden gözleri açıldı ve ellerimi tutarak beni yatağa doğru resmen attı. Onun altındayken utancımdan kıpkırmızı olmuş , yatağın diğer tarafına doğru bakıyordum.

SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin