5.BÖLÜM

281 28 11
                                    

Gençler ben sizden birşey isteyeceğim. Hikayeme güzelinden bir kapak yapabilir misiniz? Ben hiç beceremiyorum öyle şeyleri. Yaparsanız çok şukella olur hani fldldşsç Neyse gençler okuyun, okumak güzeldir.

Zil çaldıktan sonra çantamı toparladım. Gece beni bekliyordu.Böyle deyince gece barlara akıyormuş gibi hissettim. Neyse.  Sonuçta öğlen yemeği için onlara gidecektik.

Yol boyunca pek konuşmadık ama bizim evi görünce durdum ve parmağımla onu işaret ettim. "Bak şurası bizim evimiz. " dedim.

"Biliyorum. " dedi.

"Ne demek biliyorum?"

"Bak, ben.. Aslında ben vampirim. Şu Alacakaranlık'taki gibi. Sen benim Bella'msın ve ben senin Edward'ınım. Ve geceleri uyurken seni izliyorum."

"Sen salak mısın?" dedim birden.

"Hayır Nehir, aşığım."

Ona 'sen vallahi delirmişsin bakışı'mı yolladım ve"Of Nehir sen Alacakaranlık sevmiyor musun şimdi?"

"Nefret ederim. "

"Sen ne biçim kızsın ya? Bütün kızlar Edward Jacob diye dolaşıyor. "

"Sevmiyorum. Bu kadar basit. "

"Ben de sevmiyorum. İsabet olmuş. Bu arada karşılaştığımız gece yol aynı olduğu için arkandan gelmek zorunda kaldım ve o eve girdiğini gördüm. Okula giderken de aynı şekilde. Seslenecektim ama seslenmedim çünkü sürpriz olsun istedim. "

"Nasıl bir sürpriz?"

"Bilmem. Zamanı gelince düşünürdüm herhalde. " dedi.

Evin bahçesinden girdiğimizde o kadar korktum ki, direk Gece'ye sarıldım.

"Tamam sakin ol şampiyon. "

"Köpeğinin adı Şampiyon mu?"

"Hayır şampiyon diye sana dedim ben. Köpeğiminn adı Lodos. "

"Söyle köpeğine bir daha üzerime havlamasın!"

"Lodos! Bir daha Tren'in üstüne havlamak yok! Trenler bakmak içindir!" dedi. "Sen de artık sarılmayı bıraksan diyorum Nehir. "

Bunu demesiyle ellerimi koala misali sardığım kollarından çektim,"Ben farketmemişim. " dedim.

Gece'nin annesi çok sıcakkanlıydı.Makarnası da gerçekten muhteşem olmuştu. Biz yemek yerken bizi yalnız bırakmıştı. Ama sofrayı toparlamak için geldiğinde ben de ona yardım etmek istedim. Başta "Olmaz sen misafirsin. " dese de ısrarlarıma dayanamadı. Biz de bu süre içerisinde muhabbet ettik. Bana Gece'nin küçükken yaptığı yaramazlıkları anlattı. Gülmekten karnım ağrımıştı. "E ben sizi yalnız bırakıyım o zaman.  Bayağı bi' kaynaştınız siz. "dedi Gece.

"Ah benim yakışıklı prensim kıskanırmışta!" dedi Burcu Abla ve Gece'nin yanağına sulu bir öpücük kondurdu. Gece annesinin bu hareketine karşı yüzünü buruşturdu ve"Anne yalasaydın bari!" dedi.

"O işi Lodos yapıyor zaten. "

Onların bu halleri beni gülümsetti.

"E hadi siz de gidin artık geç kalıyorsunuz. "

"Sen şimdi bizi kovuyor musun anne?!" dedi ve annesini öptü.

"Elinize sağlık. Makarnanız Gece'nin övdüğü kadar varmış gerçekten." dedim ve gülümsedim.

"Afiyet olsun Nehirciğim. Yine yaparım istersen. "

Tam böyle kapıdan çıktık, "Gece biz birşey unuttuk. "

"Ne-ah defter!" dedi. "Bekle ben getireceğim şimdi. "

***

"Eğer yine evde kimse yoksa isyan çıkarırım bak!"diye bağırdım. Tam isyanlığım zaten. Saçımı da Katniss gibi örmüşüm. Bir tek ok eksik. Çok güzel ok attığımı söylemişmiydim? Şahsen Açlık Oyunları'nı okur okumaz kursa gittim ve şuan Katniss ile kapışabilirim(!)

"Ben evdeyim!" dedi annem. "Kızım geldin mi?"

"Anne!" dedim. Şey, bu annemle aramızda bi' espiri. Hani eve geldiğini bile bile geldin mi derler ya.

"Ee söyle bakalım ne yaptınız öğlen?"

"Yemek yedik. "

"Hadi canım!Ne kadar da aksiyonlu!" diye dalga geçti annem. 

"Yemek demişken, Felix'i besledin mi?"

"Hayır Nehir. O senin balığın. Yani bakımı senin ellerinde. Dün besledim çünkü bana kızacaktın." dedi ve gülümsedi. Pis yalaka.

"Selam şanslı şey," dedim. Ona Felix diyorum(şanslı) çünkü kendileri ölümden döndü. Babamla dalış yaptığımızda bulmuştuk onu. Bir mercana sıkışmıştı. Zavallı şey biz olmasak mort olacaktı. Ha birde Nemo'ya benziyor!

Felix'e yemini verirken telefonum çaldı. Arayan Derya'ydı. Telefonu açtıktan sonra kulağım ve omzum arasına sıkıştırdım çünkü Felix'i besliyorum!

"Efendim?"

"Bana hemen pizza getir!"

"Ne?"

"Ya hani efendim dedin ya, kölemsin misali.."

"Of Derya!"

"Boşver sen şimdi benim saçma espirimi. Okulda sana sormaya korktum kızacaksın diye. Anlat bakalım Gece'lerde ne yaptınız?"

"Yemek yedik. "

"Ah, ne kadar da ekşınlı!"

"Ne bekliyordun sevişmemizi mi?"

"Evet. "

"Derya!"

"Of iyi be tamam! Ee annesi nasıl biri?"

"Çok sıcakkanlı bir kadın. Hemen kaynaştık. Bana Gece' nin küçükken yaptığı mallıkları anlattı. Gülmekten karnım ağrımıştı resmen. "

"İyi iyi,güzel. Her gelin kayınvalidesiyle iyi geçinemez.."

"Derya ne saçmalıyorsun?! Hem daha ben 15 yaşındayım! Evlenene kadar birçok erkekle tanışacağım ve sen hala 'Gece ile çok tatlısınız' diyorsun!"

"E öylesiniz ama!"

"Öf Derya! Kapatıyorum ben! "

"Ne demek kapatıyorum ben?! Ya bak söz birdaha Gece falan demeyeceğim!"

"Ondan değil duş alacağım. "

"He yani Gece'den bahsetmemin bir sakıncası yok. "

"Görüşürüz Derya."dedim ve telefonu suratına kapattım. Oh olsun!Hayır  yani bir insanın çenesi bu kadar düşük olabilir mi?!

Öküz ile TrenWhere stories live. Discover now