2.BÖLÜM

336 23 2
                                    

Sabah kendimi yataktan nasıl kaldırdığım hakkında hiç bir fikrim yok. Ama hey, burdayım. Babamın arabasında kafamı cama yaslamış, yarı uyur yarı uyanık bir halde okula gidiyorum. Babam girişin önünde durunca mızmızlanmaya başladım.
"Yaağğ babağğ hiç gğtmeğk istemiyğrmm.." dedim
" Kızım düzgün konuşurmusun lütfen? O ne öyle akşamdan kalma gibi. Benden izinsiz içkiye mi başladın bakıyım sen?"
" Bunun için senden izin mi almam lazım?" dedim.  Kaşındım. Yemin ediyorum kendim kaşındım.
"Pardon baba ya öyle demek istemedim.."
" Tamam tamam anladım ben seni-"
" Bak trip yapmıyosun dimi bana? Bak valla şuracıkta anıra anıra ağlarım bak öküz gibi.."
" Alınmadım kızım alınmadım. Sen şimdi git güzelce sınıfına gir, dersini de iyi dinle. "
" Baba ilk ders matematik sen biliyo musun!?"
" Eh iyi şanslar o zaman ne diyim kızım"
Oflaya puflaya arabadan çıktım.

Sınıfa girdiğimde bir fark yoktu yani her zamanki 10/A. En öndeki yerime oturup kendi kendime homurdandım. İlk dersi matematik yapan kişinin beyninden istiyorum şuan. Bir de baktım ki Derya hoplaya zıplaya sınıfa giriyor. Olm lan bu kız sabah sabah bu enerjiyi nereden buluyor?
"Günaydın!"
"Ben daha uyanmadım Derya,"
" O zaman uyanacaksın!"
"Ya of bi siktir olup gider misin lütfen,"
"Kırıcı oluyorsun ama," deyip şu yavru köpek bakışını yaptı.
"Of tamam ya uykumun içine ettiniz zaten."
"Nehir, sen beni kaç kişi görüyorsun?"
"Ya of bir tek sen değilsin ki fırıncıdaki çocuk, annem, fırıncıdaki çocuk, babam, fır-"
"Kim bu fırıncıdaki çocuk?!" diye ciyaklamasıyla ağzını kapadım.
"Salak birileri duyucak sonra da ' Ahajauahu Nehir aşık olmuş!' diyecekler"
"İyi be tamam anlat bakıyım ne oldu"
Ben de dün olanları sonra da rüyamı anlattım. Rüya şöyle; Ben çiğköftecide saf öküzlüğümle çiğköfte yerken bu taş ama bir o kadar da öküz varlık içeri giriyor ve benim çiğköftemden benim ona taktığım lakaba -öküz- yakışır bir şekilde ısırık alıyor ve "Bu sana yetmezse yenisini ısmarlarım." diyor, gülümsüyor göz kırpıyor ve alarm rüyamın içine ediyor. Çiğköfte ısmarlıycaktı bana. Çiğköfte. Şuan canım çekti.
"Ee adı neymiş?"
Bu kız salak bak valla.
"Tanışmadık dedim değil mi? "
"Evet," dedi şekeri çalınmış masum çocuk edasıyla. Tipini yidiğim. Severim Deryayı. İyi kızdır. Sanırım okulda iyi anlaştığım bir tek o var. Zil çaldı ve,"Eh, ben artık gideyim, iyi dersler" dedi ve gitti. Ne diyebilirim ki farklı sınıflardayız.
Sırada bile yalnız oturuyorum lan. Çok acıdım kendime şuan. Allah'ım yanıma oturmak için bir insan gönder! Neden bu kadar zekiyim? Hep annem yüzünden. Neymiş ben bozulmaya meyilli bir kızmışım , okul birinciliğini gözden çıkaramazmışım sınıftakiler beni bozarmış. Gitmiş hocayla konuşmuş ben tek oturayım diye. Bir de en ön! Yemin ediyorum bu kadın beni yalnızlığa mahkum etmeyi planlıyor. Sınıfta tek oturan bir ben varım!
Dersin ortasında müdür içeri girdi ve,"İyi dersler Bilge hanım. Iığıı çocuklar size yeni bir arkadaş getirdim. Gece gel oğlum içeri. Utanma utanma, yemezler seni."
Ajahahauaj çocuğu rezil etti. Bir saniye lan, artık yalnız oturmayacağım zhaaa! Ama zha değil. Neden? Gece denen çocuk benim öküz çünkü. Tamam sen git ben yalnız oturacağım. Tam böyle sonuda Allah bana kulak verdi diyecektim de,olmadı.
"Gece ,geç sen Nehir'in yanına,"
Ya of! Sınıfta yalnız oturan tek kişi olduğuma tekrar lanet ettim.
Sırf beni tanımasın diye saçlarımla koca yüzümü kapatmaya çalıştım.
"Hey, seni tanıyorum ben!"
Biri onu duydu mu diye bakındım. Ama sanırım kimse duymamış.
"Hayır tanımıyorsun. Bu bilinçaltının sana oynadığı aptal bir oyun sadece. Zihnin senin beni dün fırıncıdaki kız sanmanı istiyor.."
"Fırıncıdaki kız olduğunu söylememiştim Tren."
"Değim gibi Öküz, bu senin bilinçaltının bir oyunuuğğğ.."
Burnuma vurdu.
Burnuma vurdu!
"Hey ne yapıyorsun sen?!" diye bağırdım.
"Ne oluyor Nehir? Yoksa ilk günden yaramazlık mı yapıyorsun Gece?" dedi Bilge Hoca.
"Yok hocam ne haddime? Arkadaşın burnunda sinek gördüğümü sandım da. Sineklere tikim vardır benim. Sinir oluyorum şu minik kanatlı yaratıklara..." dedi.
Pis yalancı!
"Hocam! Yoklamayı almadınız!" dedi Bora arkadan. "Hatırlattığın için sağol Boracığım. "
"Nehir, burda. Bora, burda. Ece, burda. Ada, burda. Ali....Gece, bur- ah bir saniye! Gece? İsmin ne kadar da uyumluymuş. " dedi Bilge Hoca. Bu da neydi şimdi ?
"Neden ki hocam?" dedi Seda.
"E soyadı  Gündüz de ondan."
Bütün sınıf kahkahaya boğuldu. Ben sadece gülümsemekle yetindim. Eve gidince hunharca güleceğim.
Sinirden dişlerini o kadar sıkmıştı ki, çenesi yamulmuştu.
"İsmimle dalga geçilmesinden hoşlanmam!" diye bağırdı.
Bakın işte bunu hiç beklemiyordum.
Atarlı Öküz Gece Gündüz.

***

Teneffüs zili çaldığında, "Haydi kalk kantine gidelim. "
"Pardon?"
"Ne pardon? Kantine gidelim diyorum. "
"Sen kendin gidemiyormusun?"
"Farkında mısın bilmem ama ben bu okulda yeniyim Tren. Kantinin ne tarafta olduğunı bilmiyorum. "
"Binaya girerken falan hiç mi görmedin? Kantin dışarıda. "
"Sen bana öküz diyorsun ama senin de pek bi' farkın yok hani.."
" Ya of kalk ya!"

***

"Umarım kantinin yerini artık öğrenmişsindir.." dedim. "Aslında hafızam pek de kuvvetli değildir. "
"O yüzden mi beni hatırladın?"
"Aslında buradaki ilk arkadaşım olduğundan seni unutmam pek de kolay değil."
"Vay canına , ne ara arkadaş olduk biz?"
"İstemiyorsan gidebilirim.."
"Ya of ne de alıngansın!"
"Bunu bana sen mi söylüyorsun?"
"NEHİR!"
Bağıran Derya'ydı.
"Nerdesin sen?! Saatlerdir seni arıyorum!"
"Kantindeydim Derya..." dedim gözlerimi devirerek.
"Sen de kimsin?" dedi Gece'ye bakarak.
"Ben Ök-aman yani şey Gece."
Ben mi yanlış duydum yoksa o az kalsın Ben Öküz mü diyecekti?

Öküz ile TrenWhere stories live. Discover now