"Nehirciğim, biz geldik kızım." dedi babam.
"Of Gökhan ben çok yoruldum hayatım.." bakarmısınız kadının yaptığına. Pis görgüsüz hain!
Hiçbirşey demeden sarmaları yemeye devam ettim.
"Benim bal peteğim dolma mı yermiş.."Hah! Babam yalakalık yapmaya başladı bile!
"Hıh!" diye bir ses çıkarıp kafamı babamın yanağımı öpmek için büzdüğü dudakların ters yönüne çevirdim.
"Ama kızım yapma böyle.."
"Konuşmuyorum ben sizinle!"
"Ama bizimle konuşmazsan kardeşinin cinsiyetini öğrenemezsin?" dedi annem.
"Beklerim ben doğana kadar! Ayrıca yaprak sarması hiç de güzel olmamış Çilek Hanım!"
Annem ellerini göğsüne dayayıp,"Haa. bunu bana nasıl söylersin! Duyuyormusunuz mösyö? Sarmalarımı beğenmemiş!" deyip bayılır gibi hareket yaparak başını babamın omzuna dayadı.
Açıkçası gülmemek için kendimi zor tutuyorum.
"Evet beğenmedim! Çünkü içine fıstık koymuşsunuz Madam Seçkin! Sevmediğimi bildiğiniz halde hemde!"
"Ama Matmazel, şu günlerde kardeşiniz dikkatimi çok dağıtıyor. "
"Ah, nasıl olurda biricik kardeşimi kötü oyunlarınıza alet edersiniz?!"
Tabii biz annemle şakayla karışık tartışırken babam gülmekten neredeyse yerlere yatacaktı.
"Uzatmayın da söyleyin kardeşimin cinsiyetini!"
"Gökhan kalk!"
"Tamam karıcığım," dedi ve annemin beline sarıldı babam. Son bir kez birbirlerine romantik bir bakış attıktan sonra- Lanet olsun hala ilk günki gibi aşıklar!Ben de böyle olmak istiyorum!- aynı anda"Bir erkek kardeşin olacak Nehir!" dediler.
Evet, işte şimdi beni yanlarına almamalarının cezasını çekme zamanı.
Hiç bir şekilde tekpi vermeden baktım. Şu umursamayan bakışımdan. Bana korkuyla bakıyorlardı. "Şaka mı bu?"
"Hayatım, yoksa sevinmedin mi?" dedi babam.
"Hah, sevinmek mi? Sevinmek mi?!"
"Tatlım kusura bakma ama bebeğin cinsiyetini biz se-"
"Adını ben koymazsam ikinizi de ebeveynlikten afaroz ederim!" dedim ve ikisine de sarıldım.
"Bir ara cidden kızdın sandım.." dedi annem.
"Evet kızdım, ve hala kızgınım sevgili anne ve babacığım. Hayallerimi yıktınız siz benim. Doktor cinsiyeti söylerken siz bakmıyacaktınız, ben sizi kandıracaktım. Kızsa erkek, erkekse kız belki de 'İnanamıyorum ikizler!'diyecektim!" dedim. "Ama isim konusunda ciddiyim."
***
"Ya ama yaaa! Ben küçük Nehir bekliyordum!" dedi Derya dudaklarını büzerek.
"Ama değilmiş demek ki."
"Ya seni kekliyorlarsa!"
"Ben de onları keklerim o zaman!" dedim ve ikimizde gülümsedik.
"Ee adını ne koyacaksın?"
"Açıkçası ben de bilmiyorum. Bunu üstlenirken hiç düşünmedim, ama gerçekten çok zor. İleride benim çocuğum olduğunda ne yaparım bilmiyorum.."
"O zaman seninle birlikte düşünecek bir kocan olacak Nehir .."
"Nereden biliyorsun kocası olacağını? Belki gelecekte cinsel tercihini değiştirecek, belki de kocası doğumdan önce ölecek, belki de evlenmden önce ilişkiye girecek ve sevgilisi çocuğu istemeyecek, bel-"
"Gece. "dedim kızgın sesimle. Derya ağzı açık bir şekilde Gece'ye bakıyordu. Gece elini Derya'nın ağzına kötürdü ve,"Dikkat et de sinek kaçmasın güzellik."dedi.
"Güzellik mi? Bunu bana en son cici babaannem söylemişti. " dedim.
"Cici babaanne mi?" dedi ve alaycı bir şekilde gülümsedi. Şu hareketi yapmasından gerçekten nefret ediyorum.
"Derya artık yerimden kalksan diyorum hoca gelicek birazdan. "
"İyi be tamam, kalmadık yerine!"
"Boşuna öküz demiyorum..." diye mırıldandım. Gece'de bana tip tip baktı.
"Demek erkek kardeşin olacak ha?"
"Evet."
"Desene Küçük Gece geliyor. "
"Ne demek Küçük Gece geliyor?"
"O çocuğu kendime benzetmek gibi planlarım var güzellik ."
***
"Gece."
"Hı?"
"Senin adın neden Gece?"evet, isim bulma olayı yüzünden biraz takılmış olabilirim.
"O ne demek şimdi ya?"
"Yani ne bileyim.. Esmer değilsin ki sen. Neden böyle koymuşlar adını?"
"Adımla dalga geçilsin diye falan heralde. Of Nehir ne saçmalıyorsun Allah aşkına!"
"Öküzsün!"
"Trensin!"
"Ben olsam adını Öküz koyardım tam senlik olurdu. "
"Ben de seninkini Tren koyardım. "
"Öküz ile seni anlıyorum da, Tren ile beni nasıl bağdaştırdın?"
"Tam bakmalıksın, onu demek istiyorum. Bütün gün seni izleyebilirim Nehir."
Bütün gün seni izleyebilirim Nehir.
Cümle kafamda tekrar ediyordu. Ne desem bilemedim şimdi. Ne denir ki?
"Sen benim Edebiyat defterimi getirdin mi?'
"Hassiktir.."
"Unuttun değil mi!?"
"Ya Edebiyat öğleden sonra değil mi zaten?"
"Evet."
"E tamam o zaman öğlen getiririm sana. "
"İyi tamam. Ama sakın unutma. Sakın."
"İstersen sen de gel. Annem fırında makarna yapacaktı."
"Bilemedim ki şimdi.."
"Ya of gel işte. Annemin fırında makarnası meşhurdur hem. Tadı yıllarca damağında kalır. "
"İyi de annenin haberi yokki. Boşuna uğraştırmayalım şimdi. ."
"Neyle uğraşıcak be Nehir. Fazladan bir tabak sadece. "
"Emin misin?"
"Evet!"
"Ama siz şimdi yeni taşındınız ayıp olur öyle. Bizim sizi çağ-"
"Ay Nehir vallahi içim şişti! Bir gece de siz bizi yemeğe çağırırsınız, hem ailelerimiz de tanışmış olur."
"Tamam ben anneme haber vereyim. "
"Ha şöyle!"
***
"Sonra da Derya sizi yakıştırdı olıyor ama!"
"Ne alakası var Derya?"
"Baksana çocuk resmen seni annesiyle tanıştırmak için ne de çok uğraşmış!"
"Saçma sapan konuşma Derya bak gerçekten yeter. Hem hiçbir insan daha yeni yanıştığı birine aşık olmaz."
"Hıhı tabii. O yüzden mi ilk görüşte aşk adına birsürü film-kitap yapılmış?!"
"Dediğin gibi Derya,film-kitap. Onların hepsi kurgudan ibaret."
"Bunu nasıl söylersin! Seni sadık bir okuyucu sanıyordum Nehir! Bir de kitapçıda çalışacaksın!"
"Kitapçıda mı çalışıyorsun?"diye araya girdi Gece. Umarım muhabbetin başını duymamıştır.
"Sadece haftasonları. Orası bana huzurlu hissettiriuor. Ayrıca haftalık harçlığımı da gözden çıkarıyorum. "
"İyiymiş. Öğlen vakit kalırsa beni çalıştığın kitapçıya götürsene.."
"Hey Gece!" diye seslendi Bora. Yanında Tuğrul da vardı. Derya Bora'yı görünce gözlerini devirdi.
"Bu Tuğrul. Kendisi basketbol takımının kaptanı." dedi.
Tuğeul elini sıkması için Gece'ye uzattı. Gece de karşılık verdi. Bu sırada Bora bir anlığına Derya'ya baktı ama Derya'nın öldürücü bakışlarını görünce vazgeçti. Kedi olayı yüzünden hala kızgındı.
"Biz düşündükte, takıma girmek istersen yani şey.. Yani istersen bize söyle. Atleltik bir tipin var bence. Yani dediğim gibi katılmak istersen söyle olur mu?"
"Olur, seçmeler ne zaman?" erkekler muhabbet ederken Derya kulağıma eğildi ve,"Çalıştığın yeri öğrenmek istiyor." dedi.
