14. BÖLÜM '' YAKAMOZ ''

2.1K 126 20
                                    

( Yeni bölümle karşınızdayım Sevgili okuyucularım. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar dilerim. )

Hazan, elini yanağına götürdü ve gözlerinden süzülen gözyaşlarını sildi. Gözleri, aksak aksak yürüdüğü kaldırım taşlarının üzerinde geziniyordu. Başı döndükçe ayağı takılıyor fakat yere düşmüyordu. Hatta bu haliyle dalga geçiyordu. Elini ağrıyan başına götürdü ve ovuşturdu. Karanlık yolda yürümeye başladı. Nerede olduğunu kestiremiyordu. Boş bulduğu sokakların birine kendini atmıştı ve tehlikeli olup olmadığını dahi düşünmüyordu. Sarhoşluğun verdiği cesaret ve yaşadığı hayal kırıklığıyla yürümeye devam ediyordu. Kulaklarına dolan yabancı seslerle kulaklarını sıkıca kapattı. Ayaklarının üzerinde güçlükle duruyordu. Bir ıslık sesiyle durdu.

Arkasına döndü. Kimseyi göremiyordu. Önüne döndü ve yürümeye devam etti. Arabasını nereye koymuştu? Hatırlamıyordu.

Bir ıslık sesi daha duydu. Bu sefer gülme sesiyle karışıktı. Derin bir nefes çekti ve arkasına döndü. Karanlıkta yüzlerini net seçemese de iki adamın kendisine baktığını anlamıştı. Onları görmezden gelerek daha hızlı yürümeye başladı. Yürüdükçe daha da tökezliyordu.

'' Bakın burada ne varmış... '' dedi adamlardan biri gülerek. Hazan'ın hemen önünde bir adam belirdiğinde Hazan arkasına döndü fakat bir anda durmak zorunda kaldı.Çünkü arkasında da bir adam vardı. Diğer iki adam da sağında ve solunda duruyordu.

'' Çekilin! '' dedi Hazan adamlardan birini ittirerek. Gözlerini sıkıca yumup açtı.

'' Bu minik yavru kuş geceleri içecek kadar ne yaşamış olabilir ? '' dedi adamlardan biri gülerek. Elini Hazan'ın saçına götürdü fakat Hazan ani bir hareketle adamın eline vurdu. Adam elini ovuşturup geriye bir adım attığında Hazan çatık kaşlarıyla adamlara bakıyordu.

'' Hoşuma gitti. '' dedi başka bir adam sırıtarak. '' Sert ve çekici. Böyle kadınları severim. ''

'' Çekil şuradan! ''

Hazan nereye adım atsa adamlar yolunu kapatıyordu ve resmen ciddi bir durumun içine düşüvermişti. Fakat birkaç saniye sonra ani bir olay oldu. Karanlıkta beliren dört adamdan ikisi kaybolmuştu.

Kalan iki adam etrafına bakınıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Önlerine bayılmış iki beden düştüğünde geri geri adım atmaya başlamışlardı. Hazan şaşkınlık ve dehşetle yüzleri kan içinde kalmış adamlara bakarken geri sıçradı. Diğer iki adam hızlıca kaçıp giderken Hazan etrafına bakındı. Omuzlarının üzerinde bir ağırlık hissettiğinde küçük bir çığlıkla irkildi. Omuzlarına konan siyah kabanı fark ettiğinde derin bir nefes aldı ve kendisine bakmakta olan adamın gözlerine baktı. Karanlıkta parlayan mavi gözler kendisine dikkatle bakıyordu.

'' Korkut ? '' dedi Hazan derin derin nefes alırken. Korkut, gülümseyip beyaz dişlerini gösterirken elini Hazan'ın beline sardı ve onu kendi yanına çekti. Yürümesine yardım ederken Hazan hala şokun etkisindeydi.

'' Onlara ne olacak ? '' dedi eliyle arkasını göstererek. Adamları kastediyordu.

'' Uyandıklarında yaptıklarına pişman olacaklardır. '' dedi ve Hazan'ın tökezleyen ayaklarına baktı. Hazan, Korkut'un aklındaki anladığında durdu.

'' Yo yo '' dedi başını iki yana sallarken. '' Beni kucağına- ''

Sözünü bitiremeden kendini Korkut'un kucağında bulmuştu. Direnecek gücü olmadığından yapabileceği tek şey başını onun göğsüne yaslamaktı. Başını Korkut'un göğsüne usulca sokup elini çenesinin altına bağladığında Korkut gizlice gülümsedi. Onu taşırken hiç de zorlanıyormuş gibi durmuyordu.

HAZAN VAKTİ-SONBAHARWhere stories live. Discover now