4. BÖLÜM " KAÇIŞ "

2.1K 160 9
                                    

- Yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar dilerim... :) -

- Yazarından-

" Bir varmış bir yokmuş. Günün birinde, kimsenin bilmediği bir ormanda kaba saba, korkunç mu korkunç, büyük, tehlikeli bir aslan yaşarmış. Bu aslan , ormandaki herkese çok kötü davranır ve onların kalplerini kırarmış. Ormandaki kimse onu sevmezmiş. Onun sevgiden anlamadığını söyleyip dururlarmış. Aslan bir gün çok acıkmış ve ormanda avlanmaya çıkmış... Gözüne güzel mi güzel bir Ceylan takılmış. Ceylan o kadar güzel, o kadar asilmişki... Bu aslanın umurunda bile değilmiş. Aslan, Ceylanı nasıl yiyeceğinin hayallerini kurmaya başlamış... Bir süre ceylanı izlemiş. Onun dere kenarına inip su içmesini, otlamasını, başını gövdesine sürüp esnemesini, bacaklarını toprakta aşındırmasını... Her şeyini izlemiş.
Ceylanın öyle güzel gözleri varmış ki aslanın gözleri Ceylanın gözleriyle buluştuğunda Aslanın adeta nefesi kesilmiş. Bir Ceylanın bu kadar güzel olabileceğini düşünememiş. Onu yemek bir yana dursun onunla konuşmak istiyormuş. Fakat ona yaklaşıp onu ürkütmekten korkmuş. Onu bir süre uzaktan izlemiş. Daha sonra gün akşam olmadan inine dönmüş. Ertesi günü yine aynı yere gelmiş aslan. Bakmış ki ceylanı yine aynı derede su içiyor. İzlemiş izlemiş... Ve tam bir hafta sonra onun yanına gitme kararı almış. Aslan o kadar farklı biri olmaya başlamışki ormandaki diğer hayvanlar bile farkına varmış.
Ve bir hafta geçmiş... Aslan Ceylanın yanına gitmiş. Ceylan ürkek güzel gözlerini Aslanın sivri dişlerinde , keskin pençesinde gezdirmiş. Aslanın arkadaşlık teklifini ise kabul etmemiş. Onun tehlikeli olacağını düşünüyormuş. Hem nerede görülmüş Ceylan ile Aslanın arkadaş olduğu demiş ve Aslandan uzaklaşmaya başlamış. Aslan bu reddedilişe o kadar sinirlenmişki hayatında hiç kükremediği kadar sert ve yüksek sesle kükremiş. Tüm orman bu kükremeyle evlerine kaçmış. Tek bir kişi hala olduğu yerdeymiş. O da Ceylanmış... Aslandan korkmadan dimdik karşısında duruyormuş. Aslan Ceylan'ın bu cesaretine her ne kadar öfkeli olsada hayran duyuyormuş. Ceylana yaklaşmış ve pençesini Ceylanın hızla atan kalbine götürmüş. " Ve aslan... " demiş Ceylanın gözlerine bakarken. " Ve aslan ceylanına aşık oldu... " "

Masalını yarıda kesti ve derin bir nefes aldı. Hala dün gece gördüğü kabusun etkisindeydi. Rüzgar'a sıkı sıkı sarıldı.
O nasıl bir kabustu ? Rüzgar kaçırılıyor, Hazan Poyraz'ı suçluyor, üstüne bir de Hazan Poyraz'a Rüzgar'ın kendi oğlu olduğunu söylüyordu. O kadar fazla düşünüyordu ki bu bile kabuslar görmesine yeterdi. Uyanır uyanmaz Rüzgar'ın odasına gitmiş ve onunla uyumuştu. Şimdi sabaha karşı ise Rüzgar, Hazan'ın ona masal anlatmasını istiyordu. Hazan'da kırmamıştı oğlunu. Ona bir aslan ve Ceylanın imkansız aşkını anlatmak istiyordu.

" Ee anne ? " dedi Rüzgar annesinin elini tutarak. " Devamında ne oldu ? Ceylan Aslan'a ne dedi ? "

" Onu da akşam anlatırım olur mu Rüzgar'cım. Şimdi kalkıp seni hazırlayalım. Kreşe gideceğiz. "

Rüzgar bir iki kere oflasada annesinin sözüne uydu ve yataktan kalktı. Hazan, Rüzgar'ı hazırlarken saat daha yediye geliyordu.
....................................................................

" İşlere bu kadar çabuk ısınacağını düşünmemiştim Karakurt. "

Poyraz önündeki kum torbasına yumruk atıyordu. Bay Y'nin sesini duyduğunda dişlerini birbirine bastırdı. Sakin kalmaya çalışıyordu.

" Yoksa holding te hoşuna giden bir kadın mı var ? "

Bir yumruk daha... Poyraz cevap vermiyordu.

" Doğrulamıyorsun ama reddetmiyorsunda... Ee güzel mi bar-"
" Seni ilgilendirmez!" Dedi Poyraz Bay Y'nin sözünü keserek. Bay Y'ye döndü. Yüzü ve vücudu ter içinde kalmıştı. Bay Y'nin dalga geçtiğini gösteren gülüşünü umursamadı ve dolaplardan birine ilerleyip havlu aldı.

HAZAN VAKTİ-SONBAHARWhere stories live. Discover now