Bölüm 12: Gökhan'ın Aslı'sı. (Özel Bölüm)

1.5K 225 657
                                    

Özel Bölümle geldiiimmm ^^ Selamlar! Gerekli açıklamayı bölüm sonunda yapacağım :)

Multimedyadaki şarkı efsanedir, ben çok severim. Mutlaka dinleyerek okuyun <3 (Cristina Perri - A Thousand Year)

Hisli okumalar...

Dilek Ertürk.

*

"Yani, Ece seni reddettiği için mi iki gündür evde durmuyorsun? Bu yüzden mi sürekli dışarıdasın?" dedi Yağmur gözlerini kocaman açıp bana şaşkınlıkla bakarak.

Şaşırmakta son derece haklıydı çünkü bu olağan bir durum değildi. Beni senelerdir hiçbir kız reddetmemişti ve uzun bir süreden sonra gelen bu iğrenç his topluluğu fena halde afallamama yol açmıştı. Ben de o afallama ile ne yapacağımı bilmediğim için evde içime çektiğim oksijenin molekülleri arasında bile Ece ile ilgili o düşüncelerin varlığını hissedip daha fazla evde durmak istememiştim. Çünkü kafamı onca şey ile doldurmaya çalışırken bile aslında gizli düşmanım olan düşünceler sürekli yanımdaymış ve hatta havada, çektiğim nefesteymiş gibi olunca evde boşa kürek sallamak yerine; iki gün önce partide Ece ile aramızda geçen o olaydan sonra sürekli dışarı çıkmayı kendime görev edinmiştim. Sabah okula gitmeden kısa koşular yapıp okul çıkışında Sinem ile vakit geçirdikten sonra akşamları da Mert ile ya bara gitmiştik ya da sahilde dolanmıştık.

"Evet." dedim kafamı yastığa biraz daha gömerken. "Bak, bardan yeni geldim. Çok uykum var. Hadi Yağmur, git de uyuyayım."

Yağmur, yatağıma oturup "Ağabey bırak uykuyu şimdi ya. Hadi kalk ve bana Ece'yi anlat." diye beni çekiştirmeye başlayınca kafamı yastıktan kaldırdım.

"Bu saatte senin masal dinlemen gerekiyor, benim dertlerimi değil."

Yağmur, dirseğini yeşil pijamasının üzerine ve elini de çenesine koyup "Belki de Ece, senin yeni masalındır." dedi gülümseyerek. Ece'den hoşlanma ihtimalim bile onu mutlu etmişti çünkü Ece sayesinde Aslı'yı unutacağımı sanıyordu.

"Kimse benim masalım falan değil." derken uyumaktan vazgeçip doğruldum ve sırtımı yatağın başlığına yasladım. "Aslı benim tek gerçeğimdi. Ve hep öyle kalacak."

"Biliyorum ağabey. Özür dilerim, senin canını yakmak istemedim. Sadece yardımcı olmaya çalışıyorum. Ece seni reddetti diye iki gündür kafanı dağıtmaya çalışıyorsan, ona karşı bir şeyler hissediyorsundur diye düşündüm."

Gözlerime gelen dağınık sarı saçlarımı elimle yana doğru yasladıktan sonra burnumdan uzun bir nefes verdim. "Ece'ye karşı neler hissettiğimi bilmiyorum."

Öne eğdiği kafasını kaldıran Yağmur heyecanını gizlemeye çalışarak "Ondan hoşlanıyor musun?" deyince bunu inkar etmedim. Yağmur ise sorularına devam etti.

"Peki, Sinem'den ayrılacak mısın?"

Bu soruyu duyunca kafamı eğip ellerimi kucağımda birleştirdim. "Sinem ile birçok kez ayrıldık zaten. Ama biliyorsun ki her defasında geri barıştık." Gözlerimi, birleştirdiğim ellerimden çekip karşımdaki duvara yönelttim. Sinem ile yaşanmışlıklarımız duvara yansıtılan bir film gibi oynamaya başladı zihnimin gerisinde. Beraber iyi ve kötü çok şey yaşamıştık. Filmin sonunda ise hatırladığımda içimi sızlatan o an vardı: Ece'nin elinden panzehri aldığımda bana gözlerinin içi gülerek baktıktan sonra bir anda sevinçten boynuma atladığı o an. O anda Ece'nin karşısına onun için geçtiğimi düşünüp ne kadar da sevinmişti.

"Sinem kötü bir insan değil aslında." dedim Yağmur'un meraklı gözlerine bakarak. "Sadece yapmaması gereken çok şey yaptı ama kim isteyerek kötü şeyler yapmak ister ki? Onun da yaptığı şeyler için bir açıklaması vardı. Ve eğer o açıklamanın başlığı olsaydı, bu da kesinlikle ailesiyle ilgili olurdu."

Sakın Kimseye Güvenme!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin