Bölüm 2: Yeni Dostlar.

3.1K 460 633
                                    



Hikayeyi yeni yayınlamaya başlamama rağmen gösterdiğiniz ilgi ve sevgiye teşekkür ederim ^^ ♥ İnşallah sizlerin yardımı ile bizi çok güzel günler bekliyor olacak :D

Dilek Ertürk.

İnsanlar sizden her zaman bardağın dolu tarafını görmenizi, ne yaşarsanız yaşayın, kimi kaybederseniz edin hep elinizdekilerin kıymetini bilmenizi isterler. Çünkü beterin beteri vardır ve yeterli bulmadığınız elinizdeki imkanlar ile sevmediğiniz yahut sevemediğiniz insanlar da kayıp gidince ellerinizden değerlerini işte o zaman anlarsınız. Yani kaybedince.

Fakat kaybeden bir insanın neler hissettiğini bilemez hiçkimse. Ya da ne kadar hissizleştiğini. Sadece uzaktan bakabilirler yaşadıklarınıza acıyarak. Halbuki acınacak bir tarafınız yoktur aksine öldürmeyen şey, o size acıyarak bakan insanlardan daha da güçlendirmiştir elemli ruhunuzu.

Artık olaylara ve insanlara daha farklı gözlerle bakmaya, onlara daha temkinli yaklaşmaya başlarsınız.

Kalbi işgal eden tarifsiz acıyla ilgili yapılan faaliyetler de farklıdır. Kimisi münzevi bir hayat seçer, kendini ruh hastası insanlardan ve onların rahatsız edici düşüncelerinden soyutlamak için; kimisi de kalabalıkların ortasına atar yorgun bedenini, yoğun sesin kendi düşüncelerini duymayı engellemesi için. Bunları yapmaktaki amaç çekilen acıyı geçirmek değildir. Çünkü hiçbir acı geçmez sadece hafifletilir.

Kendi acısını hafifletmek için başkalarına acı çektiren, onlarla kuklavari bir biçimde oynayan insan görünümlü yaratıklarla dolu olan bu dünyada ben gizli bir kahraman olmayı seçmiştim yaşadıklarımı kevgir gibi delik deşik olmuş yüreğimde usulca saklayarak.

Karargâhın bana verdiği yeni görevin ayrıntılarını bilmiyordum. Şimdilik sadece okulda öğrenci gibi davranmam istenmişti ve ben de bu görevi biraz da olsun kolaylamak için şimdiden bir arkadaş edinmiştim.

Arda ile beraber sınıfa doğru girerken aklımda hala birkaç dakika önce olan ilginç olay vardı. Sinem ile tartışmamız, sonra Gökhan'ın gelip bizi ayırması...

Arda sınıfa girerken, sırasında oturan Bereli'ye doğru bağırdı. "Artık yeni bir arkadaşımız daha var, Bereli."

Bereli bunu duyunca yanıma gelerek, "İşte bugün aldığım en güzel haber." deyip sarıldı bana. "Emin ol hayatının en mantıklı kararını verdin Cici Kız."

"Arda bu konuda bana çok yardımcı oldu." dedim az önce beraber şarkı söylediğimizi hatırlayarak.

Bereli, "Kaynaştığınıza sevindim. Bir de grubun diğer üyelerini bir tanıman lazım, hepsini çok seveceksin." derken o sırada sınıfa girmekte olan biri kız ikisi erkek, üç kişiyi yanımıza çağırdı.

"Yeni kız gelmiş." diyerek hemen yanıma geldi Bereli'nin çağırdığı gruptan zayıf ama uzun boylu çocuk. "Selam güzelim, ben Çağatay. Senin adın ne?"

"Ece artık bizim grupta Çağatay. Lütfen kötü amellerine başka şanslı kızları alet et." dedi Bereli.

"Ece..." derken adımı şiir okur gibi söyledi Çağatay ve devam etti. "Ne güzel bir isim!"

Çağatay'ın yanındaki kız, "Sen onu takma Ece, her kıza aynı şeyi yapıyor. Ben Duygu." deyip evladı askerden gelmiş bir ana gibi bana sıkıca sarıldıktan sonra Bereli, kimse görmeden kulağıma fısıldadı. "Duygu'ya, 'Bihter'i tutuyorum' de."

Bereli'ye "Ne?" der gibi battıktan birkaç saniye sonra olayı anladım.

Duygu, "Sen hiç Aşk-ı Memnu'yu izledin mi Ece?" dedikten sonra herkes oflamaya başladı.

Sakın Kimseye Güvenme!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin