8

423K 9.4K 1.5K
                                    


Cumartesi akşamı gelip çattığında yanımda kurban etmek için Meriç'i seçmiştim. Bu şekilde onunla ödeşeceğimizi düşünüyordum. Hatasının farkında olduğundan itiraz etmemişti bile.

O garip tartışmayı ve kabullendiğim gerçeğin üstünde düşünmemeye çalışıyordum. Beni yaralıyordu.

Hazırlanıp odamdan çıktığımda babamın merdivenlerin başında beklediğini gördüm. Hazır olduğumu görünce rahatlamış gibi gözüktü. Bekletmeyi istemiyordu elbette.

Nursena Hanım'a el sallayıp evden ayrıldıktan sonra babamla sessiz bir araba yolculuğu yaptık. Ne babam konuştu ne de ben... Çoğu yolculuğumuz radyo dinleyerek geçerdi ama bu sefer bilinçaltımı susturmaya yetmemişti. Kafamın içinde sesini kısamadığım bir uğultu vardı. Felaket sonrası şehrin üstünü kaplayan kabus gibiydi. Ruhum bunalıyordu. Bu yüzden bir süre sonra camı aralamıştım.

Yolculuğumuz sona erdiğinde kendimi isteksizce arabadan dışarı attım. Geldiğimiz restoran şıktı. Zarif duvar işlemeleri vardı. Bana doğu kültürünü anımsatan motiflerin inceliklerini bir süre hayranlıkla izledim. İnsanların arasına karışana kadar... İçerideki insanlar...

Süslü, gösteriş meraklısı insanlara benzemiyorlardı. Bakışlarımı çevirip babama baktığımda takım elbise yerine gömleğinin üstüne bir kazak giydiğini fark edince daha önce gittiğimiz yerlerdeki insanlardan biriyle birlikte olmadığını anladım.

Bir editör...

Hayalimdeki gibi entelektüel biri miydi bu kadın? Gösteriş budalası biri olsa daha kolay nefret ederdim ama öneride bulunduğu yer burasıysa öyle değildi muhtemelen.

Babam belimden tutup beni bir yere yönlendirirken içeriye bir göz gezdirdim. Kahverengi kıvırcık saçlarını ensesinden toplamış kadın başındaki çiçekli bandanayı düzeltirken bizi fark edince gülümseyerek ellerini indirdi. Çiçekli bandana! Kalbimi fethetmeye çalışıyordu resmen!

Ayağa kalktığında dizlerine kadar uzanan pileli elbisesini ve üstüne giydiği gül kurusu ince hırkayı daha rahat gördüm. Tarzı daha önce babamın çevresi diye katıldığım etkinliklerde gördüğüm insanlar gibi lüks değildi. Daha kendine has ve doğaldı.

Yanına ulaştığımızda babam belli belirsiz bir panikle aramıza geçti. "Yeşim, kızım Kayla. Kayla, arkadaşım Yeşim."

Arkadaşı Yeşim işaret ve baş parmağı hariç tüm parmakları yüzüklerle kaplı elini uzattığında tebessüm ederek elini sıktım.

"Memnun oldum Kayla. Sonunda tanışabildik."

Hiçbir şey söylemenden kafamı eğdiğimde babam "Oturalım."diye teklifte bulundu. Neden böyle bir kabalık yaptığımı bilmiyor, daha doğrusu bilmezden geliyordum. Sandalyeyi çekip otururken cebimden telefonumu çıkarıp mesajlara girdim.

Gönderilen: Meriç

Nerdesin?

Mesajı hızlıca gönderdikten sonra telefonu masanın üstüne bıraktım.

"Kayla'nın bir arkadaşı da aramıza katılacak demiştim." diye babam açıklama yaptığında karşımdaki kadını inceledim. Zarif gözüküyordu. Çok zayıf ama güçlü görünüyordu. Kendinden emin duruşu yüzünden öyle algılıyordum.

"Erkek arkadaşım."

Babam boğazımı temizlerken Yeşim Hanım gülümseyerek "Harika. Çok renkli bir yemek olacak o halde."dedi. Özgüvenliydi. Meriç ve babamın arasındaki ilişkiyi bilse bu kadar rahat olur mu diye merak ettim.

Kötü Çocuk IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin