14

360K 8.6K 2.9K
                                    


Kayla'nın Doğum Günü


"Meleğim."

Uykunun derinliklerinden beni çıkarmaya çalışan kadifemsi ses zihnimin içinde yankılanırken inleyerek başımı biraz daha yastığa doğru bastırdım. İnce parmaklar saçımı okşarken aynı ses bir kez daha kulağımın çok yakınlarında duyuldu.

Bir kez daha inleyip gözlerimi kapalı tutmaya direndiğim de annem son atağını yaptı.

Yorganın altına giren elleriyle beni gıdıklamaya başladığında kahkaha atarak onu engellemeye çalıştım. Uyanmıştım! Üstüme çıktığında "Kalk bakalım küçük canavar!" diyerek gıdıklamaya devam ediyordu. Benimkilerden daha becerikli olduğu hakkında iyi bir ispat yapabileceğim elleri beni gıdıklamaya devam ederken nefes almakta zorlanmaya başlamıştım.

"Ta-tamam."

"Nefes alamıyor."

Babamın sesi duyulduğunda göz yaşıyla dolmuş gözlerimi açıp ona baktım. Annem beni gıdıklamayı bırakıp "Onu senden daha çok önemsiyorum."dediğinde inlemeden edemedim.

"Belli oluyor."

"Yapmayın lütfen."

Annem üstümden kalkıp babamın yanına gittikten sonra bana dönüp "Sadece eğleniyoruz."diyerek yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.

"Duş alsam iyi olur."dediğimde onlara bunu yemedim bakışlarımı atıyordum.

"Acele et uykucu prenses. Tam tamına dört saatin var."

Anneme gözlerimi kırpıştırarak bakarken babam açıklama yaparak daha iyi anlamamı sağladı.

"Saat iki."

"NE?"

Bu saate kadar uyumuş olduğuma inanamıyordum. Bugün parti olacağı için dün gece geç saate kadar ders çalışmıştım ama her şeye rağmen erken uyanacağımı sanarak bunu yapmıştım. Saatin gerçekten iki olduğuna inanamıyordum. İkisini de odadan kovduktan sonra banyoya girip hızlıca bir duş aldım.

Konserden ve Meriç'in itirafından sonra neredeyse bir hafta geçmişti.

Bir hafta boyunca Cansu daha da durağanlaşmıştı.Sessizliğe bürünerek sürekli ders çalışmıştı. Semih antrenmanlara yoğunluk verdiği için okulda onunla fazla görüşememiştim. Bora ve Meriç kendi gruplarındaki çocuklarla takılırken ben Ömer ve Neşe ile vakit geçirmiştim. Aslında çok sıradan bir haftaydı. Geriye dönüp bakınca ders çalışmakla geçen bir hafta görüyordum ve bugün tüm bunları geride bırakıp annemin deyimiyle deli gibi eğlenecektik.

"Kaykay!"

Unuttuğum bir şey.

"Gelebilirsin."

Kapıyı açıp içeri girdiğinde üzerimde bornozum vardı. Benim aksime onun saçı ve makyajı hazır ve elinde tuttuğu mini elbiseyi gösteriyordu.

"Bu harika şey için heyecanlıyım ve... Şu haline bak! Acele eder misin? Kendi doğum günü partini kaçıracaksın."diye sitem ettikten sonra elbisesini dolabımın kapağına astı ve bana döndü.

"İyi ki doğdun!"deyip sarıldığında kollarımı beline sardım.

"İyi ki varsın."

Birbirimizden ayrıldıktan sonra "Seninki nerede?"deyip dolabımı karıştırmaya başladı.

"İşte elbisen!"

Neşe elinde tuttuğu siyah elbiseyi bana uzattığında gülümseyerek "Teşekkür ederim."dedim ve banyoya doğru küçük ve hızlı adımlar attım.

Kötü Çocuk IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin