Ç ❅ 26

118K 6.5K 457
                                    

Sabah aşağı indiğimde Eymen kahvaltı için bir şeyler hazırlamıştı bile. Ne kadar uyudum diye saati kontrol etmek istediysem de telefonum yukarıda kaldığından bundan vazgeçip masaya yaklaştım.

"Günaydın."dedi geldiğimi fark edince.

"Günaydın. Ailenle yeriz sanıyordum."

"Çok sevdin herhalde."dedi masasından eksik olmayan yumurtayı tabaklarımıza servis ederken.

"Burada olma sebebimiz onlar sanıyordum."

"Öyle." Boş tavayı bırakıp masanın etrafını dolandı. Ne yaptığını seyrederken elinin alnıma uzanmasına hiç hazırlıklı değildim. Refleks olarak geriye kaçmaya çalışmam karşısında üstüme daha çok eğildi. Yüzü neredeyse elinin üstündeydi.

"Ne yapıyorsun?"

"Nasıl olduğunu kontrol ediyorum."

Pekala... Burnundan alıp verdiği nefes göz kapaklarıma çarparken gözlerimi yerde bir noktaya sabitledim. Umarım kalp atışımı duymuyordu.

Sonunda elini çekip üstümden ağırlığını uzaklaştırınca rahat bir nefes alarak boğazımı temizledim.

"İyi gibi."

"Gibi??" Kendi elimi alnıma koyup ateşimi kontrol ettim. "Bence gayet iyi."

"Sen öyle san."

"Amacın ne? Moral vermen lazım."

Karşıma oturup çay doldurmaya başladı. Hizmet etmekle herhangi bir sıkıntısı yok gibiydi. Eniştelerinin masada böyle bir girişimleri olduğuna hiç şahit olmamıştım ama Eymen genelde bir şeylerin ucundan tutuyordu. Onlara benzemiyordu.

"Amacım sana gerçeği söyleyerek toparlanman için doğru şeyleri yapmak."

"İyiyim ben."

"Olacaksın. Sorun yok. Acele etme bu kadar."

"Diyorsun! Peki." Çatala uzanıp yumurtadan bir parça kopardım.

"Ekmek de ısıttım. Sıcak sıcak ye."

Uzattığı ekmeği alıp üstüne tereyağ sürmeye başladım.

"Dün gece yanımda kaldığın için teşekkür ederim."

Söylemiştim işte. Geçip gitmişti. Merakla gözlerimi kaldırdığımda yüzünde sinsi bir gülümseme yakaladım.

Sormamam gerekiyordu ama kendimi tutmam mümkün değildi. "Komik bir şey mi söyledim?"

Başını iki yana sallayarak itiraz ederken bile sırıtmaya devam edince çatalı tabağın kenarına bırakıp "Ne?"diye ısrar ettim.

"Yanında yattığım için teşekkür eden ilk kızsın." Dudaklarını birbirine bastırıp sırıtışı kontrol altında tutmaya çalıştığında onu taklit ederek parmaklarımı birbirine geçirerek çenemi yumruğum üstüne yasladım.

"Bu mu komik?"

İçim zangır zangır titriyordu. Komiklikten çok uzak, utandırıcı bir yorumdu ve karşısında sağlam durmaya çalışıyordum. Yanaklarım bana ihanet ederek kızarsa da dik duruşumu koruyarak devam ettim. "Üstelik seninle o manada aynı yatağı paylaşmadığımızı biliyorsun."

"Hangi manada?"

"Kastettiğin manada."

"Ne kastetmişim?"

"Oyun oynamıyorum seninle." Gözlerimi devirip ellerimi çözdüm ve çatalı yeniden elime alıp yemeğe geri döndüm.

"İstediğin zaman birlikte uyuyabiliriz, Yağmur. Utanmana gerek yok."

ÇİRKİN ❅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin