Ç ❅ 17

136K 6.3K 105
                                    

Yatakta uzanırken etrafımı seyrediyordum. Yine buradaydım. Dönüp dolaşıp yine buraya geliyordum. Önümde bir ay vardı. Eymen'in sınırı çok keskin değildi. Hemen bir iş bulamazsam o sürenin uzaması onu rahatsız etmeyecekti, biliyordum ama ben istemiyordum. Babaanneme bir söz vermiştim.

Bir planım vardı.

Kahvaltıdan sonra birlikte evden çıktık. Ben Zehra'yla buluşmak için ondan ayrıldığımda nereye gideceğini merak etmiyordum aslında ama bugün... Derli topluydu. Belki sarhoş uyanmamasının da bunda bir etkisi vardı.

Dün akşam gayet dinç olarak odalarımıza çekilmiştik. Odasında bir zulası yoksa, ki olsa da artık onun sabahki suratından anlıyordum ne kadar sarhoş bir gece geçirdiğini, gayet temiz bir kafayla güne başlamıştı. Onu bir ailesiyle yemek yediğim o akşam biraz düzgün görmüştüm. Normalde suratı oldukça yorgun, meymenetsiz bir halde olur, saçları dağınıktır ve kıyafetleri şöyle böyledir. Bugün o yemektekinden daha iyi gözüküyordu. Pirüpak. Babaannem böyle derdi. Ben de aklımdan geçirdiğime göre biraz babaanne sayılırdım herhalde.

Saçlarını taramış, düzeltmiş, güzelce şekil vermiş, yüzünü yıkamış ve nemlendirmişti. Yüzünü yıkamadığı sabahlar vardı... Maalesef. Eymen pis ve dağınık biriydi. Bugün onun için farklı olan ne merak etmesem de merak ediyordum. Hiç umurumda değildi sadece değişikliği dikkatimi çekmişti. Bu merak sayılmazdı. Değişiklikti. Değişiklikler fark edilirdi. Evet. Merak etmiyordum. Kesin kararımdı.

"Aşkım! Özledim seniiiii!"

"Ben de seni!"derken sıkıca sarıldım. Birkaç gündür doğru düzgün görüşemiyorduk. Benden önce Zehra'nın arkadaşıyla arası açıldığından başka samimi arkadaşı da pek yoktu. Ben de sudan çıkmış balık gibi bir sınıfın içine dahil olduğumdan bir anda samimi olmuştuk. Doğrusu onu şansım olarak görüyordum. Her şeye daha kolay adapte olmam için elinden geleni yapmıştı.

"Neler oldu anlat artık!"

Ona hızlıca bir özet geçtikten sonra işe girmem gerektiğini de ekleyerek arkama yaslandım.

"Yağmur sen bu çocuğa güveniyorsun."

Bunu şu anda fark ediyormuş gibi söylemişti. Omuz silktim. Elbette ona güvenmiştim. Güveniyordum. Neden olduğunu bilmeden.

"Öyle olmasa onunla birlikte yaşamayı göze alamazdım. Kabul ediyorum. Gördüğümün ve duyduklarımın aksine berbat biri çıktı ve sarhoşken bana istemediğim anlar yaşattı ama büyük resme baktığımda aslında beni zorlamıyor. Bir de şu bahsettiği gibi kendi ailesiyle problemi var. Onlara hırsından bana surat asıyormuş."

"Yine de ona güveniyorsun?"diye sordu şüpheyle. Öyle olmamasını istediğini anlayabiliyordum ama o da Eymen gibiydi. Benim ne şartlar altında büyüdüğümü, onların hiç düşünmek zorunda kalmadıkları şeylerin benim için elde edilmesi ne kadar zor olduğunu bilmiyordu. Anlayamazdı. Mücadele etmeye alışmış biri olduğumdan belki de onun gerçek halini görüp kaçmamıştım. Zehra'nın olmasını beklediği senaryoda böyle yapıyordum çünkü adım kadar emindim.

"Bir ay idare edebiliriz. Hem bana sebeplerini anlatacak kadar da güvenmeye başladı. Ben artık bu durumumuz konusunda sorumluluk alacağına inanıyorum."dedikten hemen sonra Eymen faktörünün ne kadar bilinmez olduğunu hatırlayıp kendimi frenlemem gerektiğini düşündüm.

"Bilmiyorum tabii yine beni yanıltabilir. Şaşırmam ama bu sefer şaşırmaya da hazır olurum. Öff! Bilmiyorum Zehra ama kimsenin yanında kalmak istemiyorum. Yine benim için en rahat yer o ev. Bir an önce işe girebilirsem bir yer tutacağım zaten."

"Tamam, doğru. Sen düşünmüşsündür zaten. O zaman bize iş bulmak kalıyor. Benim bir arkadaşımın kafesi var. Oraya gideriz bugün. Bir bakarsın. Konuşuruz. Çok iyi kızdır. Yardımcı olur diye düşünüyorum. Ne dersin?"

ÇİRKİN ❅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin