Ç ❅ 23

119K 6.2K 148
                                    

( Selaam nasılsınız? )

"Sen kafayı sıyırdın iyice! Ama ben de hata! Sana güvenip senin planına bir kez daha şans veren bende hata! Bitti!"

"Yağmur, uzatma."

"Ne uzatmayayım? Sen kendini ne sanıyorsun ya? Nasıl böyle bir rezillik çıkarabilirsin sen aklım almıyor."

"Nişanlın sanıyorum kızım! Nişanlın!"

Boğazımda bir gürültü koptu. Delirmek üzereydim.

"Sahte o! Sahte! Delirtmek mi istiyorsun beni?"

"Kimse sahte bilmiyor ama!"dedikten sonra kaşlarını çatık ciddi ciddi hesap sordu. "Ne halt yiyordun o çocukla?"

"Sana ne! Senin yediğin bokları yemiyordum ben en azından. Sen ne cüretle bana hesap soruyorsun hem ya! Ne hakla!"

"Yağmur, kes artık! Kaç gündür tanıyorsun o çocuğu sen hem? Neyine güvendin de görüşüyorsun? Sorumsuz musun kızım sen!"

"Ya sana ne! Sana ne!"

"Benimle nişanlısın!"

"Siktir ya! Al nişanını da yüzüğünü de istemiyorum!" Yüzüğü öfkeyle parmağımdan çıkarıp ona doğru bir yere fırlattığımda eliyle savuşturmaya çalışmış, yüzük ayaklarının dibinde bir yere düşmüştü.

"Kızım bak sakin ol, beni de delirtme. Seni korumaya çalışıyorum ben."

"İstemiyorum!" Boğazımın yırtılacağını sandım. Boynum alev alev yanıyordu. Sesimin titreşimi boğazımdaki tahrişin bir kanıtıydı herhalde.

"Bağırma!"dedi yüzünü acı çeker gibi ekşiterek.

"Ben senden yardım mı istedim? İstemedim! Sana ne ya! Sen işine baksana!"

"Aptal aptal davranıyorsun. Yarın şükredersin bana. Abuk sabuk konuşma istersen. Ne çabuk unutuyorsun sen konuştuklarımızı ya!"

"Sen unutuyorsun asıl! Çift karakterlisin sen. Bir öylesin bir böyle. Tedavi ol bak ciddiyim!"

"Sınırı aşıyorsun. Sus artık bence."dedi sakince. Aldırış etmedim.

"BİTTİ!"dedim kafamı ona çevirip. "Yok bir ay falan. BİT-Tİ!"

Gözlerini yoldan ayırdığı bir an öfkeyle baktı suratıma. Çenesini açmadan bakışları yeniden önümüzde akan yola çevrildi. Eve gidene kadar bir daha ikimiz de konuşmadık.

Eşyalarımı toplayıp basıp gidecektim. Bir yer bulurdum elbet. Halamın evi bile bu manyağın yanında olmaktan daha iyiydi benim için. Kendimi sakin tutup suçlamaları düşünmemeye gayret ederek zorlukla tamamladım yolu.

Eve girdiğimizde eşyalarımı toparlamak için hemen odaya girdim. Onunla yeniden tartışmamak için söylenmemeye çalışmak çok zordu. Bağırıp çağırıp ne kadar hadsiz ve aptal olduğunu haykırmak istiyordum. Her şeyi... Düzeltmeye çalıştığım her şeyi, hayatımı mahvediyordu. Sanki onun için bulaşmıştım bu salak plana ben! Biraz bile insanlıktan anlasa ikimiz için de bu durumun katlanılabilir olmasına müsaade ederdi ama kafadan kontak olduğundan bırakmıyordu. Akışına bile bırakamıyordu. İlla bir problem çıkaracak! İlla bir huzursuzluk çıkaracak!

"Yağmur, ne yapıyorsun?"

Soruya bak! Gevşek gerizekalı hiçbir şey olmamış gibi davranmamı bekliyordu herhalde! Gevşekliğini düşündükçe daha da sinirleniyordum.

"Defol git odadan."dedim yüzüne bakmadan. Kıyafetleri katlama özeni gösterecek kadar sakin bir ayrılık değildi bu maalesef ama çantama hepsini sığdırmak istiyordum yumak edip atma şansım yoktu. Bu yüzden katlamakla uğraşıyordum.

"Niye bu kadar hiddetlendin sen? Sevgili mi yaptın kendine? Hani bir ay duracaktık?"

"Defol git dedim. Duymadın mı?"

"Gitmiyorum. Sen de gitmiyorsun. Ben ikimizi de korumaya..."

"Sen bir bok koruyamazsın!"dedim öfkeden katlamayı bırakıp dolabın zeminine vurduğum tişörtü bırakıp. Ona döndüm. "Sen tek yıkıp dökmeyi bilirsin!"

"Yağmur bak dilin çok uzadı bu gece senin. O çocukla ne konuştun nereden bu cesareti buldun bilmiyorum ama yanlış yapıyorsun. Bana o sesini yükseltme bir kere..."

"Ne olur yoksa?"deyip dolabın kapağını sertçe çarptım. Bana ne oluyor bilmiyordum. Öfkeden başka birine dönüşmüştüm sanki. Ona doğru meydan okur gibi bir adım ilerlerken kendimi sakinleştirmeyi istemedim bile. "Korkup kaçar mısın? Çok korktum gitmenden. Gitme, Eymen! Ne yaparım ben sensiz!"

Dudağımı yalandan aşağı sarkıttığımda "Yanlış bildin. Korkunç birine dönüşürüm."dedi.

"Öyle mi?"

Ona inanmadığımı alaycı bir tonla yeterince belli etsem de bozulmadı ya da sesini yükseltmedi. Sakince cevap verdi.

"Senin sinirlerin acayip bozulmuş. Biraz kafanı toplaman gerek."

"Off! Seninle tartışmak bile istemiyorum ya! Defol git, bari eşyalarımı toplayana kadar yalnız bırak beni. Sonra ben siktirip gidicem zaten!"

Gitmesini beklediğim saniyeler artarken ne yerinden kıpırdıyor ne de bir şey söylüyordu. Sinirime hakim olamayıp bağırmayı, bunun yeni bir bana bağırma tartışmasına dönmesini istemediğimden dişlerimi sıkıyordum. Ona gitmesini tekrar söylemek için dudaklarımı araladığımda ellerini kotunun cebinden çıkarıp "Hiçbir yere gitmiyorsun."dedi. Arkasını dönüp giderken ona cevap vermeyecektim ama kapının iç tarafındaki anahtarı alıp kendini dışarı attığında "Ne yapıyorsun?"diye bir soru döküldü dudaklarımdan. Cevap vermedi. Bilinçsizce koşar adımlarla kapıya yönelmiştim ki kapattığı kapının kilidini çevirdiğini duydum. Elim otomatik olarak kapı koluna gidip aşağı çekti. Açılmadı.

"Eymen! Saçmalama!"

"Biraz sakinleş. Düşün. Bağırmamayı falan düşün olur mu? İyi gelir sana düşünmek."

"Eymen aç şu kapıyı!"deyip kolu bir kez daha aşağı çekiştirdim.

"Sakın bağırma. Orada kal, sakin ol. Terapi gibi."

"Eymen! Bütün apartmanı ayağa kaldırırım delirtme beni!"

"Ben de seni hırsızlıkla suçlarım. İstersen bir dene!"

"Suçla çok umurumda sanki!"

"Hayatını mahvederim bence umurunda olmalı. Sakin ol, bir delilik yapma. Sakinleş açacağım kapıyı."

"Sakinleşmiyorum!"dedim sesimi yükselterek. Artık kavga etmek de umurumda değildi. Sınırı çoktan aşmıştı.

"Bağırmaya devam edersen çeker giderim, burada tek kalırsın haberin olsun."

"SİKTİR GİT!"diye bağırdım elimle kapıyı tokatlarken. Kontrolümü çoktan yitirmiştim. Sakin olmak istemiyordum. "SİKTİR GİT GERİZEKALI! KAÇ GÜN TUTACAKSIN BENİ BURADA? KAÇ GÜNDE EHLİLEŞTİRECEKSİN SANIYORSUN! ASLA SENİN İSTEDİĞİN OLMAYACAK ANLADIN MI? BİTTİ! AİLENE HER BOKU ANLATACAĞIM! UMURUMDA DEĞİL! BU YAPTIKLARININ BEDELİNİ ÖDETECEĞİM SANA! SİKTİR GİT! SİKTİR!"

Evin kapısının çarpma sesini kendi çıkardığım gürültüye rağmen duyabildiğimde dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı ve artık beni taşımak istemeyen bacaklarımın üstüne yığılarak ağlamaya başladım. 

ÇİRKİN ❅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin