12. Bölüm

296 31 11
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


...

Takvimler Eylül ayının ortalarını gösterirken koca mahalle yana döne minik kızı arıyorlardı. Küçük kız yine yapacağını yapmış abisine sinirlenip evden kaçmıştı. İlk başlarda bu durumu ciddiye almayan Eren havanın kararmasıyla tedirgin olmuştu. Saatler yediyi gösterdiğinde küçük kızdan ses yoktu. Eren dakikalardır turladığı sokaktan koşarak geçip eve dönmüştü. Bir az utanç bir az korkuyla salonda oturan anne ve babasının yanına gidip kardeşinin olmadığını söylemişti.

Bu tür durumlarda Semih bey mesleğinin verdiği tecrübe ile sakin kalırken aynı durum Nagihan hanım için geçerli değildi. O dışarda çocuklarını beraber oynuyor sanıyordu. Semih bey hızla evden çıkarken aklına bin bin türlü sahne geliyordu. Olurda kızı eve gelir diye eşine evde durmasını söylemiş oğlunu yanına almıştı. Kızmıyordu ona o da daha çocuktu. Suçluluk duygusundan yüzüne bakmayan oğlunu kendine çekmişti. Bu sırada elinde ki telefonla aile dostlarını arıyordu. Her aradığı telefondan olumsuz dönüş aldığında Semih beyin yüreğin de ki korku arttı. Yarada bir kere daha yaşatma bana o acıyı, dedi içinden.

Böyle olmayacağını anlayan Semih bey yakın çevresine durumu anlatmıştı. Sevilen biri olduğundan herkes sokaklara dökülmüştü. Bilenler bilmeyenlere haber vermiş duymayanlar duyurulmuştu. Bir saate kalmadan koca mahalleli minik Alyayı arıyor olmuştu.

Arayanların içinde ve belki de en başında Karan da vardı. O herkesin yaptığının aksine öylece durmuş düşünüyordu. Alya olsam nereye giderdim, diye. Aklına ilk park gelmişti fakat sonrasın da vazgeçti. Yalnız kalmak istiyorsa kimsenin onu bulamayacağı bir yere gitmeliydi.

Göz önünde olup bir o kadarda fark edilmeyecek yerde.

Sokakta turlarken bakışları tüm mahallenin çocukların bisikletinizi koyduğu kulübeye takıldı. Acaba, diye geçirdi içinden. Adımlarını oraya yönelendi. Tahtadan yapılmış minik iki katlı bir kulübeydi. Bu kulübeden iki tane daha vardı fakat onlar buraya uzaktı. Temkinli adımlarla kulübenin içine girdi. İçerisi oldukça karanlık ve tozluydu. Bakışları üst üste girmiş bisikletlerin arasın da gezindi. Tam pes edip çıkacakken duyduğu tıkırtı sesiyle gözleri sesin kaynağını aradı.

Parlak GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin