2. Bölüm

1.1K 56 45
                                    

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

...

Güzel bir yaz akşamıydı. Semih Alp uzun bir görevden yeni dönmüştü. Uzun süre sonra ailecek bir aralardı. Küçük kız babası yokken abisi ve arkadaşlarının ona öğrettiklerini babasına anlatıyordu, Nagihan hanım çorbaları servis ederken Erende sessizce oturmuş bekliyordu. Kavga etmişti ve arkadaşını fena hırpalamıştı. Çift oğullarının durgunluğunu fark etseler de anlatır deyip çok üstüne düşmemişlerdi. Yemeğin ortasın da çalan kapı ile mutlu an son bulmuştu. Neşeli akşama bomba gibi düşen bir haber. Daha doğrusu şikayet.

Oğulunuz benim oğlanı dövmüş.

Duyduğu söz ile adeta küplere binmişti Nagihan hanım. Herkes bilirdi ki konu şiddet olunca Nagihan hanımın gözü kimseyi görmüyordu.  Erense sessizdi annesinin siniri kimsede yoktu. Sessiz kalmak en makulüydü. Hem konuşursa ağlardı. Zaten ağlamamak için kendini zor tutuyordu.

“Yavrum söylesene neden kavga ettiniz? Neden arkadaşına vurdun?”

Annesinin sinirli çıkışına gözlerini diktiği halıdan çekmeden sessiz bir cevap verdi Eren. “Sinirimi bozdu.”

Nagihan hanım sinirle ellerini saçlarına geçirdi. Komşularının şikayet üzerine kapılarına gelmesiyle çileden çıkmasına bir falan varken oğlunu cevabı ile iyice çileden çıkmıştı.

“Sinirini bozdu diye arkadaş mı dövülür?” diye yükseldi oturduğu yerden. Şiddet Nagihan hanımın kırmızı çizgisiydi. Çocukları dünyayı yaksa sesini çıkarmazdı. Konu şiddet olunca Nagihan hanım için akan sular duruyordu. Sessiz kaldı Eren cevap vermedi. Halının desenlerini incelemeye devam etti. Alt dudağını dişledi, ağlamasına ramak kalmıştı.

“Nagihan.” Oğlunun kendini zor tuttuğunu fark eden Semih bey eşinin sakinleşmesi adına koluna dokundu. “Yapmış bir hata dua edelim iki tarafta büyük bir hasar almamış.”

Koluna değen eli ittirdi Nagihan hanım. “Arkadaşını dövmüş ya ne duasından bahsediyorsun Semih!”
Yan komşuları ile zaten iyi anlaşamazlardı bu kavga aralarının dahada kötü olmasına neden oldu.
Sinirle baktı eşine. Utanmasa ‘aferin aslanım iyi yapmışsın’ diye madalya takacaktı oğullarına.

“Tamam da kızdın kızacağın kadar o aldı dersini hem yarın gider özür diler arkadaşından.” Deyip oğuluna döndü. “Dimi Eren?”

Parlak GeceKde žijí příběhy. Začni objevovat