Sevgili Misiniz

87 11 10
                                    

Bu bölümden sonra ficin nasıl biteceğini az çok tahmin edeceksinizz

İyi okumalarr...

***

Sırtımda ve ensemde hissettiğim dokunuşlar ile yavaş yavaş açılan bilincim tekrar kapanmak için kendini zorluyordu fakat dokunuşların sahibine bakmak istediğim için yapışan kirpiklerimi zorlada olsa aralayabilmiştim.

Küçücük yatakta sıkışarakta olsa hemen yanımda, bir elini başına destek olmak için tutarken diğer elini de sırtımda masaj yapar gibi gezdiren bir adet Taehyung, günün ayması için en güzel sebeplerden biriydi tabiki.

Bakışlarımı, parlayan gözlerine çıkarıp yüzündeki düşünceli ifadeye baktığımda, hala uyandığımı görmediğini fark etmiştim. Gözleri sadece çıplak sırtımda hareket ediyordu.

Dirseklerimi yatağa bastırarak doğrulduğumda, uyandığımı yeni fark etmişti. Gözleri hızla kahvelerime tırmandığında, az önceki ifadesinden eser kalmayacak şekilde gülümsemişti.

"Günaydın." dudaklarını öne büzerek bana yaklaşmış, yanağıma sulu bir öpücük bırakmıştı.

"Sana da günaydın." uykulu sesimden kaynaklı kalın ve kısık çıkan sesimi ona duyurduğumda bir elimi ince beline uzatarak tekrar başımı yastığa koymuştum.

Artık Taehyung'un düşünceli tavırlarına, ani sinirlenmelerine, hiçbir şey söylemeden gözleriyle çok şey anlatmasına, durgun olmasına ve daha nicelerine alışmıştım. O evden kurtulmak elbette ki kolay değildi. Zamanla o da düzelecekti ve onu düzeltecek kişinin ben olduğuma inanıyordum.

Sızlayan gözlerimi Taehyung'un yüzüne tekrar çevirdiğimde, yeni çıkmaya başlayan sakallarını görmemle belindeki elimi çekerek parmaklarımı hedefine yöneltmiştim. Yeni yeni çıkmalarından dolayı sert ve kısaydılar fakat belli oluyorlardı.

Ben onun yeni çıkmaya başlayan sakalıyla oynarken, havanın güzel olması ile dışarı çıkabileceğimiz bir aktivite arayışı içine girmiştim. Bu herhangi bir şey olurdu, sadece onunla ve baş başa daha fazla vakit geçirmek istiyordum.

"Taehyung," aklıma gelen şeyi ona söylemek için seslendiğimde, bir kaç saniyenin ardından hımlayarak beni cevaplamıştı.

Diyeceğim şeyi aklımda toparlayarak kısa bir nefes almış ve dudaklarımı aralamıştım.

"Bugün dışarı çıkıp piknik yapalım mı?" aniden gelen bir hevesle dışarı çıkıp, uygun olan bir yerde piknik yapmak istemiştim. Cevabını öğrenmek için sakalında gezinen gözlerimi irislerine çıkardığımda, önce anlamadığını belli eden bakışlar atsada daha sonra yüzünde muzip bir ifade oluşmuştu.

Başını destekleyen elinden kurtularak yüzünü boyun girintime sokmuş, orada kokumu içine çekerken "Gideriz bebeğim." demişti.

Aldığım cevap karşısında bir şey diyemeden tekrar esnediğimde, o da boynuma dudaklarını bastırarak uzun bir öpücük bırakarak geri çekilmişti. Esnememden dolayı gözlerim yaşarırken, geri çekilmeden önce gözlerimi de öperek "Kalkalım o zaman, ben acıktım." eliyle kalçama sert olmayacak şekilde fakat sesi yankılanacak bir biçimde şaplak attıktan sonra yerinden doğrulmuştu.

"Geliyorum." mırıldanarakta olsa konuştuğumda zoraki yerimden doğrulmuştum. Az önce hangi akılla piknik yapalım demiştim? Cidden üstümdeki bu yorgunlukla nereye gidebilecektim Tanrı bilir.

Anlık heveslerim başıma her zaman dert olmuştu zaten.

Onunla evde de vakit geçirebilirdim.

Ayaklarımı yataktan dışarı sarkıtarak yere sabitlediğimde Taehyung çoktan odadan çıkmıştı.

The Kth BoyWhere stories live. Discover now