İlk Gün

920 93 82
                                    

Bay ve Bayan Kim gitmek için hazırlanıyorlardı. Ben ise mutfakta, yemek masasında Taehyung'un önüne yemek tabaklarını koymuş ve kendi yemeğimi yemekle meşguldüm.

Resmen dolaplarında ki bütün eşyayı koymaya yeminlilermiş gibi çıkmak bilmiyorlardı odalarından.

Taehyung'un önüne koyduğum yemeğe bakmış ardından Taehyung'a bakmıştım. Bu oyuncak bebek cidden garipti. Sadece o değil bu evin geneli garipti. Akşam görüdüğüm kâbus, Bayan Kim'in bana davranışları, evin boğuk havası, duvaların arkasında ki tıkırtılar ve Taehyung... Hepsi çok garipti.

Elimi, Taehyung'un gözünün önüne getirdim. Sanki elime bakıyormuş gibi elimi oynattığımda bebeğin gözbebeklerinde bir oynama yoktu. Tahminlerimde yanılmamıştım çünkü şizofreni hastasıydı bu aile. Bu bebekte hiçbir hareketlilik yoktu.

Tabağıma tekrardan döndüğümde boşluğa dalmış bir şekilde dün gece gördüğüm kabus aklıma geldi.

Kabusta bu evdeydim. Evin koridorları arasında dolaşırken aniden önüme Taehyung'un odasının kapısı gelmişti ve içeriden "Jungkook." diye biri adımı sayıklıyordu. Kapıyı açmıştım ancak Taehyung orda yoktu. Bir adam vardı. Bu eve ilk geldiğimde, Taehyung'un odasına ilk gittiğimde Taehyung'un oturduğu sandalyeye oturmuş ve başını çevirmişti. Yüzünü göremiyordum. Ona yaklaştığımı hatırlıyordum. "Taehyung?" diye bir kaç kez tekrarlamıştım ama bana bakmamıştı. Arkamı dönüp gidecekken tekrardan ismimi tekrarlaması ile ona bakmıştım ancak kimse yoktu sandalyede. Korkmuştum. Hızla odadan çıkmak istediğimde kapı kapanmıştı. Sonra tek hatırladığım bir duvarın içine giriyordum. "Taehyung." diye bağırıyordum ve ben duvarın içindeyken arkamdan "Burdayım." diye bir ses geliyordu. Sesin geldiği yere baktığımda mutfağa geçmiştim aniden. Ve mutfakta biri vardı. Hiç görmemiştim ancak yüzü çok değişikti. Hatırlamıyorum ama korkunç derecede kötüydü. "JUNGKOOK!" diye aniden bağırıp üstüme gelmişti. Ordan sonrasını hatırlamıyordum. Uyanmıştım ancak saatlerce kabusun etkisinden çıkamamıştım.

Duvarların arkasından gelen tıkırtılar ile odağım dağılmıştı. Gözlerimi tabaktan ayırıp duvarlara yönelttiğimde bir şey görememiştim. Fare olduğunu düşünüyordum.

"Biz hazırız gençler." diyerek mutfağa gelen Bay Kim, yine enerjik sesiyle giriş yapmıştı. Ondan tarafa döndüğümde elinde iki tane tekerlekli, koyu mavi ve mor karışımı andıran bir renge sahip bavul vardı.

Hemen yanında ise Bayan Kim. O ise yine aynı şekilde tek bir mimiği bile oynamadan bana bakıyordu.

Ona her baktığımda ürküyordum. Korkunç bir kadındı. Bunca yıldır nasıl böyle yaşadığını düşünmeden edemiyordum.

Odağımı tekrardan Bay Kim'e çevirdiğimde, ben de onun gibi kocaman gülümsemiş ve ayağa kalkmıştım. Hemen yanı başımda oturan Taehyung'u kucağıma alıp yanlarına gittim.

Hala Taehyung'a alışmış değildim. Onun bir çocuk olmasını ummuştum ancak her kucağıma aldığımda, o porselene dokunuşumun verdiği hissiyat ile irkiliyordum. Bu işin arkasında ki gerçeği bilmeyi çok istiyordum.

"Sizi uğurlayayım efendim." dedim güler yüzlü bir şekilde, Bay Kim'e hitaben konuşarak.

Mutfaktan çıkıp hole geldiğimizde, Bayan Kim bana yaklaşmış ve kucağımda tuttuğum Taehyung'u, sanki gerçek bir bebekmiş gibi canını acıtmadan kucağına almıştı.

Porselen bebeğe sarılarak gözlerini kapattı. Bay Kim sol elini Bayan Kim'in omzuna, yanındayım dercesine yerleştirmişti.

Gözleri kapalı olan Bayan Kim ilk defa beni şaşırtarak, kapalı gözlerinden bir damla yaş akıtmıştı. Tek bir mimiğini bile görmediğim kadın, şu an karşımda gözünden yaş geliyordu. Buna oldukça şaşırmıştım.

The Kth BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin