16. Bölüm

1.3K 174 79
                                    


Herkese iyi geceler...

Bölümü bitirdiğim gibi ekliyorum arkadaşlar. Biraz gecikti yine ama ancak yazabildim. Tüm yorumlarınız için çok ama çok teşekkür ederim. İnşallah bu bölümdeki yorumlarınıza döneceğim teker teker. Neyse lafı uzatmayayım çok fazla. Hepinize keyifli okumalar dilerim.

Sevgiler...

Simasına hakim olan derin hayranlığın farkında olmadan izliyordu yanında yatan kadını Barlas. An be an öyle bir kuşatılıyordu ki onun tarafından henüz hiçbir şeyin farkında değildi. Aklı, fikri, tüm düşünceleri, hayalleri, rüyaları Feride tarafından esir alınmıştı fakat zaman zaman fark etse de bunlarla yüzleşecek kadar cesur hissetmiyordu kendini. Belki biraz aymazlık, belki de ne yapacağını bilememek kendisini çok daha zora sokacaktı bunun da farkında değildi. Zaten şu anda her şeyden sıyrılmış onun gerçekliği ve eşsiz güzelliğinin tadını çıkarmaya çalışıyordu. Derin bir uykunun koynundaydı genç kız. Bu gece onunla yaşadıklarını bir ömür unutamayacağından o kadar emindi ki Barlas, içinden kendisini kandırmaya çalışan sesin avaz avaz attığı çığlıkları dahi duymuyordu şu anda. İçindeki siyah ve beyaz hep kavga halindeydi son zamanlarda. Elbette zaman zaman her insan yaşardı bunu ve Barlas da yaşıyordu ama hayatının hiçbir döneminde bu kadar yoğun hissetmemişti bu kavgayı. Korkuları ise ister istemez siyah tarafı beslemesini sağlıyor ve Barlas onun sesini daha çok duyuyordu Feride konusunda ama bu gece o sese tamamen kapatmıştı algılarını. Zaten kalbi hep beyazı duymasını istiyordu ondan ama o kalbinden çok aklının peşindeydi.

Derin bir nefes aldı ve yastığına sarılarak biraz daha yaklaştı kıza Barlas. Öyle tatlı bir uykunun içindeydi ki bıraksalar bir ömür seyrederdi onu genç adam. Çok masumdu. Onun içinde zerre kadar kötülük barındırabileceğine inanmıyordu Barlas ve ilk başta onu nasıl suçladığı aklına geldikçe sövüp duruyordu kendine. Karşısında ağladığı anlar aklına geldikçe kendi kendini dövmek istiyordu. Son zamanlarda karda leke olabileceği ama Feride de olmayacağı gerçeğine iyice inanmaya başlamıştı. Zaten tüm ailesi hayrandı ona. Özellikle babaannesi deli oluyordu Feride için. Sevilmeyecek gibi de değildi ki... her göreni etkisi altında bırakıyor ve bunu yaptığını da hiçbir şekilde fark etmiyordu.

Masumluğu su götürmez bir gerçekti. İnsanlığı da takdire şayandı. Onu tanıdığı şu kısa sürede az çok çözebilmişti genç adam. Hele ki yaşayıp geldiği yeri düşününce, babasının ona Feride hakkında anlattıkları aklına gelince, o kadar kötülüğe karşı nasıl bu kadar temiz kalabildiğine ayrıca şaşırıyordu. Tüm bunların yanında, onun hiç kimsenin bilmediği bir yanını daha biliyordu ki Barlas, o da kızın dişiliği idi. Asla farkında olmadığı bir cazibesi vardı ki gören her erkek bunu çok net fark ediyordu. Güzelliği zaten başa belaydı ama o masum güzelliğin tam yanı başında son derece cazibeli de bir kadın büyüyordu. Daha küçüktü ve Barlas çok iyi biliyordu ki yıllar Feride'ye çok cömert davranacaktı. Bu masum güzellik zamanla akılları baştan alacak bir kadına dönüşecekti.

Gözlerini kapatıp bu gece yaşadıklarını düşünmeye başladı genç adam. Feride hiç çekinmeden, tereddüt dahi etmeden vermişti kendini ona. Barlas'ın tüm kaçak dövüşlerine rağmen o son derece cesurdu. Sonunu bilse de sakınmamıştı kendini genç adamdan. Bu durumu bir ceza metoduna da çevirmeyi aklından geçirmemişti mesela. Gerektiği zaman Barlas'a dur demesini de biliyordu üstelik, bu yüzden bu gece de yapabilirdi ama yapmamıştı. Tam bir kadın gibi, üstelik dokunduğu adamın aşkından yanıp tutuşan bir kadın gibi sevişmişti bu gece Barlas'la. Aklı başından gitmişti çoğu zaman genç adamın ama onun ne halde olduğunu anlayamamıştı Feride. Öylesi hesapsız, öylesi cesurdu ki aklında ve kalbinde zerre şüphe olmadan terk etmişti varlığını genç adama.

GÜNEŞİN KUCAĞINDAWhere stories live. Discover now