GÜNEŞİN KUCAĞINDA

6. Bölüm

Herkese iyi geceler :)

Arkadaşlar hikayeme gösterdiğiniz teveccüh için hepinize çok teşekkür ederim. Dilerim okuduğunuza pişman olmayacağınız bir kurgu olur sizler için. Dönemediğim yorumlarınız için de ayrıca teşekkür ederim. Hepsini mutlulukla okuyorum. Var olun. Tekrar çok çok teşekkürler desteğiniz için...

Gönül dolusu sevgiler:)

Heyecandan ve aslında daha çok endişeden uyuyamadığı bir gecenin sabahına daha merhaba demişti Feride. Dün akşam Barlas gittikten sonra bir süre ne yapacağını düşünmüş, sağ duyulu düşünmek için biraz kendini sakinleştirmiş ardından da Gökçe'yi aramıştı. Gökçe ona her şekilde yardımcı olurdu, biliyordu. İyi ki onunla paylamıştı her şeyi. Zaten zerre tereddüt etmemişti bu kararı verdiğinde de ama dün bunun için bir kere daha şükretmişti genç kız. Yanıltmamıştı Gökçe onu, Feride heyecanla konuşur, kaygılı bir şekilde yakınırken sakinleştirmişti kolaylıkla. Barlas'ın söylediği her şeyden bahsetmişti dün genç kız Gökçe'ye ve kendisine yardımcı olmasını rica etmişti. Zaten yaşadıklarından sonra tam anlamıyla sudan çıkmış bir balıktı Feride ve dün Barlas'ın söyledikleri onu daha çaresiz bir hale getirmişti. Ne yapacaktı onun ailesiyle tanışırken? Annesinin nasıl davranacağından çok net bir şekilde bahsetmişti Barlas. Feride de tahmin ediyordu ama Barlas'ın bu açık sözlü tavrıyla daha da ürkmüştü başına geleceklerden genç kız. Nasıl davranması gerektiğini bile bilmiyordu? Çok varlıklı bir aileydi onlar. Ürgüp'ün en soylu ailelerinden olduklarından bahsetmişti çok kez muhtar amcası ve zaten Kerim Beyi tanıdıktan, onların hayatındaki ihtişamı da gördükten sonra bazı konular hakkında daha bir bilgi sahibi olmuştu Feride. Bu sebeple altı üstü bir yemek deyip de geçiştiremiyordu işte. Üstelik gururunun incinmesinden de korkuyordu deli gibi.

Hayat karşısında tecrübeli değildi böyle konularda Feride. Ne gördüyse şu çalıştığı üç ayda görmüştü bir de işte izlediği televizyon dizilerindeki hayatlardan ama insan içine girince değişirdi her şey, bunu da çok iyi biliyordu. Bu yüzden onların yanında küçük düşmekten, herhangi tasvip edilmeyecek bir davranışta bulunmaktan çok korkuyordu. Bu ihtimal düşündükçe dahi ellerini titretiyordu genç kızın. Bu endişelerinden dün akşam telefonda bahsetmişti Gökçe'ye. Ne giyecekti mesela yemekte? Nasıl davranması gerekiyordu? Ona kötü davransalar bile kendisi nasıl karşılık vermeliydi? Ağlamak istemiyordu hiçbir şekilde. Öyle aciz görünmek istemiyordu onların gözünde ama ya dayanamazsa? Düşünceler dün akşamdan beri yiyip bitirmişti genç kızı. Gökçe ile konuşurken rahatlasa da, vesvese kemirip durmuştu toy yüreğini sabaha kadar. Bugün öğleden sonra işten izin alacaktı Gökçe ve beraber alışverişe çıkacaklardı. Yeni kıyafetleri vardı aslında ama Gökçe, tanışma için yeni ve tanışmaya uygun bir kıyafet alması gerektiğini söylemişti. Allahtan ki parası vardı ve güzel, uygun bir kıyafet almaya da yeterdi. Saate baktı bir an genç kız ve 11:30 olduğunu gördü. Gece boyunca uyuyamadığı sabah gün ışırken sızdığı için bu saate kadar biraz da olsun kestirebilmişti. Aceleyle kalktı yatağından ve duş almak için banyoya girdi. Sonrasında Gökçe ile buluşacakları yere gitmek için hazırlanacaktı.

****

Bu, deneyeceği kaçıncı elbiseydi hatırlamıyordu, Feride. Hiçbiri içine sinmemişti. Bazıları yaşından büyük göstermiş, bazıları ise üstünde şık durmamıştı. Gökçe'ye göre ise hepsi çok yakışmıştı. Feride'nin ne kadar zor beğendiğinden yakınıp duruyordu bu sebeple bir süredir. Şimdi deneyeceği elbiseyi mankende çok beğenmişti genç kız ama üstünde nasıl duracaktı bilmiyordu. Hevesle girdi kabine ve kolaylıkla giydi üstüne elbiseyi, aynaya baktığındaysa ilk defa bu kadar memnun olmuştu görüntüsünden. Birkaç kere döndü aynanın karşısında ve yakıştığından emin olduktan sonra çıktı kabinden.