13. Bölüm

1.5K 174 53
                                    


Kulağına gelen zil sesiyle biraz şaşkın uyandı genç kız ve yatağa oturdu ne olduğunu anlamak için. Gece uzun süre uyuyamadığı için sabah uyanamamıştı bir türlü oysa erken kalkması gerekiyordu. Biraz panikledi ve telefonuna uzandı o sırada tekrar çalan kapı ziliyle tam olarak kendine geldi ve yataktan adeta fırlayarak kalktı. Acele adımlarla kapıya geldiğinde, kapı deliğinden gördüğü kişiyle yüzünde kocaman bir tebessüm oluştu ve beklemeden açtı kapıyı.

_"Gökçee!"

_"Kuşum, özledim kız seni."

Gökçe içeri girip ayakkabılarını çıkarmadan sarıldı kıza. Feride de sıkıca sarılarak karşılık verdi arkadaşına.

_"Ben de seni özledim. Ne iyi ettin de geldin."

Biraz uzaklaştı arkadaşından ve onun ayakkabılarını çıkarmasını bekledi.

_"Çok sevindim Gökçe ya, iyi ki geldin."

Gökçe de gülümsüyordu. Bugün izin günü olduğundan sürpriz yapmak istemişti Feride'ye, hem İstanbul da neler yaptığını da çok merak ediyordu.

_"Biraz erken geldim aslında, uykundan da ettim seni ama belki işlerin vardır diye düşündüm."

Feride saate bakamadığı için kaç olduğundan da haberi yoktu.

_"Saat kaç ki?"

Biraz mahcup bir ifadeyle baktı arkadaşına Gökçe ve mırıldanarak konuştu.

_"8 olmuştur diye düşünüyorum."

Onun tavrına kısık bir kahkaha ile karşılık verdi genç kız ve bir kere daha sarıldı arkadaşına.

_"Ohh çok sevindim. Keriman babaanne ile sözleşmiştik ama daha vaktim var bolca. İyi ki erkenden geldin. Uzun uzun konuşuruz. Ama önce güzel bir kahvaltı hazırlayalım."

İkisi birlikte mutfağa doğru ilerlediler. Feride hemen su ısıtıcısını çalıştırdı ve dolabı açtı. Birkaç gündür evde olmadığı için kahvaltılıklar ne durumdaydı bilmiyordu ama gayet iyi görünüyordu her şey. Bütün hepsinden çıkarıp tabaklara servis yaptı. Gökçe gelirken ekmek ve yanında da simit poğaça türü şeyler almıştı zaten, bir de sahanda yumurta yapacaklardı yanına, birlikte aldıkları kararla. Balkonda olan domatesler geldi aklına Feride'nin ve gidip iki tane kıpkırmızı domatesi de aldı, dolaptan biber ve salatalık da çıkardı. Hepsini aynı tabağa servis yaptı. Üstüne zeytinyağı gezdirip biraz da kekik serpti. Elbirliği ile kısa sürede hazırlamışlardı masayı ve şimdi çayın demini almasını beklerken bir yandan başlamışlardı yemeye.

_"Anlat bakalım gülbeşeker nasıl geçti İstanbul çıkarması?"

Gülümsedi Feride. Çok güzel geçmişti. Rüya gibiydi her geçen gün, hele ki Barlas ile yaşadığı gece her şeyin güzelliğini açık ara arkada bırakacak kadar değerliydi onun için.

_"Çok güzeldi Gökçe. Bayıldım İstanbul'a, aşırı güzel bir şehir ama çok trafik var. İnanılmaz yani. Bunun dışında gören herkesi hayran bırakacak bir güzelliği var."

_"Biliyorum kuzum. Ben de gittim birkaç kere, tabii senin takıldığın mekanların yanından geçmemişimdir ama gördüğüm kadarıyla çok sevdim ben de."

_"Aşk olsun ama..."

Gülümsedi Feride'nin tepkisine genç kız ve ekmeğini bandırdı tavadaki yumurtaya.

_"Neler yaptınız peki? Nerede kaldınız?"

_"Onların evi varmış İstanbul'da. Barlas da her gittiğinde orada kalıyormuş zaten. Çalışanlar falan var. Ev sanki içinde devamlı yaşayan birileri var gibi."

GÜNEŞİN KUCAĞINDAWhere stories live. Discover now