23.BŐLŰM "MEKTUP"

1.2K 76 17
                                    

Alex kanlar içinde olan güzeller güzeli kız çocuğunu annesinin karnından alarak odadan ayrıldı. Onun için büyük bir tehdit oluşturabilecek bebeği öldürmüştü.

Kollarının arasında kaybolan minik bebeği kendi odasına götürerek üstündeki kanları ılık suyla temizlemeye başladı. Yüzündeki gülümsemesini bir türlü durduramıyordu. Sonunda bir safkandan O'Connell soyundan gelen bir bebek doğmuştu, kim bilir büyüyünce ne kadar güçlü olacaktı. Ne kadar Williamın çocuğu olsada vampir ırkından olduğu için Alexe itaat edecekti. Tek istisna Victoriaydı. Williamla arasında olan mühür Alexle arasında olan efendi bağını kırmıştı.

***

Diğer bir taraftada Marcus kızını öldürmekle görevlendirilmişti. Kızı safkanı bozmuş,  efendisine biat etmemişti. Bunlar çok ahlaksız suçlardı bu yüzden vampir konseyi Victorianın infazını Marcusun üstlenmesini gerektiğini söylemişti.

Marcus konseyin kararını onaylamış ve hatta bir mezarının bile olmaması gerektiğini söyleyerek infazını kalenin dışında yapmak istediğini söylemişti ve tabi konseyde bunu büyük bir keyifle onaylamıştı.

Marcus kızını kucaklayarak kaleden ayrılmış derin düşüncelere dalarak karanlık ormanın içinde yürüyordu. Victoriayayı Williama teslim ettiğinden beri çok sevgili karsını rüyalarında görüyordu. Evet kızına bugüne kadar hiç sevgisini vermemişti. Onu karısının ölümünden sorumlu tutmuştu ama yaptıklarından, geldikleri konumdan büyük bir pişmanlık duyuyordu. O gün onu bırakmamış olsaydı işler hiç bu raddeye gelmezdi.

Alex onu kaleden kaçırıp, cezaları bizzat  affettiğini söylediğinde çok mutlu olmuştu. Kızı evine dönmüştü ve vampir konseyi tarafından yargılanmayacaktı. Ancak kızı onu şaşırtarak bir kurda olan aşkını haykırıyordu.

Şimdiyse o aşkın meyveleri kızının sonunu getirmek üzereydi. Kendi torunu gözleri önünde ölmüştü ve o hiçbir şey yapmamıştı , yapamamıştı.

Bileklerinden birini ağzına götürüp ısırarak etinin yarılmasını sağladı ardından kanını kızının dudaklarının arasından akmasına izin verdi. Bu onu biraz da olsa toparlardı en azından karnında oluşan büyük yarayı biraz iyileştirebilirdi.

Marcus gece boyunca yürüdü en sonunda kurtların kalesine ulaştığında gün doğmak üzereydi. Cebinden yazdığı notu çıkararak kızının elbisesine sıkıştırdı ve kızını nazikçe yere bıraktı. Ona saldırmak için hazır bekleyen kurtlar çoktan harekete geçmişti.  Ne rüyalarında gördüğü karısının onu aşağılayan yüz ifadesi ne de kızına yaptıklarından dolayı onursuz bir adam olarak daha fazla yaşayamazdı. Çok pişman olmuştu ama çok geçti.

Kurtlara hiç karşılık vermeden gözlerini kapattı ve "Sana geliyorum Alice." Diye fısıldadı. Güneş turuncumsu ışıklarını yayarak doğmaya başladı. Marcus yüzünde hissettiği son kez güneşin sıcaklığıyla ölümü kucakladı.

Kurtlar adamın onlara karşılık vermemesine şaşırsada hızlıca marcusu parçalayarak öldürdüler.

****

William günün ilk ışıklarıyla beraber insan formuna geri dönmüştü. Tamamen çıplaktı ancak üstündeki kan ve pislik onu örtüyordu.

Çevresinde dönerek etrafına baktı. Her yer yıkılmıştı ortalık savaş alanından farksızdı. Her yer ölü kaynıyordu. Parçalanmış vücutlar, korkuyla son nefesini vermiş yüzler. Dün akşam neler olmuştu böyle? Victoria zarar görmüş müydü?

Tam birilerine seslenecekken iki asker  Williamın yanına koşarak gelmeye başladı.

"Victoria nerede ? " dedi gür erkeksi sesiyle.

Asker başını önüne eğerek. " Efendim ağır şekilde yaralı ,şuan kendi odasında istirahat ediyor." Dedi.

"Önüme düş ve bana her şeyi anlat."

****

Damarlarımda dolaşan iki kanında kimlere ait olduğunu biliyordum biri Babam Marcusun bir diğeride Williamın kanıydı.

Vücudum acımasada kalbimde kocaman bir sızı vardı. Daha gözlerimi açmamıştım bile ancak göz yaşları göz pınarlarımdan süzülmeye başlamıştı. Dudaklarımdan bir hıçkırık firar etti ve gözlerimi araladım.

William başucuma oturmuş ağlamaktan kızarmış gözleriyle bana bakıyordu. Avcunun arasında kırışmış ve kana bulanmış kağıdı bana uzatırken: "Bu sana." Dedi boğuk çıkan sesiyle.

Yattığım yerden dikleşerek Williamın elindeki kağıdı aldım ve üstünde yazanları okumaya başladım.

Biliyorum iyi bir baba olmadım.
Ancak sana son kez belki ilk kez babalık yapmak istedim. Oğlun maalesef ki öldü, annenin mezarına gömülmesini sağladım. Onu orada ziyaret edebilirsin. Kızın çok sağlıklı onun için endişelenme. Tabi şimdilik, büyümeden onu Alexin elinden kurtarmalısın ve aralarındaki efendi bağını kırmanın bir yolunu bulmalısın. Ne kadar belli edemesemde seni sevdim. Seni Williama teslim ettiğime ve de sana yaptığım her şey için  tüm kalbimle çok pişman olduğumu bil. Sen bunu okurken ben annenin ve oğlunun yanında olacağım sana ve ona bu dünyada sahip çıkamadım ama söz veriyorum öbür dünyada oğlunun yanında olacağım. Ne kadar hak etmesemde senden son bir ricam var ; kızının adını annenin adı olan Alice koymanı istiyorum. Eminim bu ad ona çok yakışacaktır...


Sevgiler baban Marcus.

Sevgiler baban Marcus

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

LÜTFEN YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN ,DÜŞÜNCELERİNİZ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

LÜTFEN YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN ,DÜŞÜNCELERİNİZ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ.

SAFKAN - Mührün Pençesinde Where stories live. Discover now