16.BŐLŰM " BEBEK"

1.8K 99 18
                                    

Alex saçma düşüncelerini söyleyip mahsenden çıkıp gitmişti. İçimde çok büyük bir huzursuzluk vardı. Asla alexle beraber olup ondan çocuk yapmazdım. Sözde Babam olan adam kim bilir bu duruma ne kadar sevinmiştir. 

Sinir krizi geçirmemek için kendimi zor tutuyordum. William şimdi neredeydi acaba? Eminim deli gibi beni arıyordu. En kısa sürede beni kurtarması gerekiyordu Alexden hamile kalırsam neler olurdu bilemiyordum. 

Küçücük boşluktan karanlığa gömülmüş ormanı izliyordum. Bir umut Williamı görmeyi diliyordum fakat ormana derin bir sessizlik hakimdi. Hayal kırıklığıyla gözlerimden yaşlar süzülerek yere çöküp cenin pozisyonunda yatmaya başladım.

Williamdan çok uzaktaydım,  Alex benden çocuk yapmaya çalışacaktı,  Nataile ölmüştü. Ne zaman daha kötü ne olabilir desem daha kötüsü beni bulmuştu. Ağlamamı kimse duymasın deyi bir elimle ağzımı kapatarak hıçkırıklarımı bastırmaya çalıştım  tam o sırada bileğimin yakınlarda bulunan derin kesik izinin iyileşmeye başladığını fark ettim.

Nasıl olabilirdi? Çok uzun süredir beslenmemiştim. Vucudumdaki diğer yaraları kontrol ettiğimdeyse onlarında iyileştiğini gördüm. Ben şaşkınca düşünürken. Bir kalp atışı duymaya başladım.

Ağzım o şeklini almış gözyaşlarım sicim sicim akmaya başlamıştı. Uzandığım yerden doğrularak sırtımı duvara yasladım. Sertçe yutkunup sağ elimi karnımla kasıklarımın tam arasında bulunan bölgeye götürdüm ve onu tekrar hissettim. 

Bir bebek.

Ben ve Williamın bebeği. Stresle ellerimi saçlarımın arsından geçirdim artık konu ben değildim. Diğerleri bebeğimi hissederlerse onu  daha karnımdayken öldürürlerdi. Buradan kaçmalıydım Williamın beni kurtarmasını beklememeliydim. 

*****

Bu mahsende günler geçmişti ama ben kurtulmanın yolunu hala bulamamıştım. Bebeğim günden güne büyüyordu. Belkide sadece bir kaç günüm vardı diğerlerine bebeğimin kalp atışını hissedebilirlerdi.

Umutsuzca her gün ormanı izlemiştim ama orman her zaman sessizdi. Çok uzun süredirde beslenmemiştim bu durum bebeğimede zarar vericek diye korkuyordum.

Daha önce hiç anne olma hayali kurmamıştım ve en olmadık zamanda başıma gelmişti. Onu daha kucağıma bile almamıştım ancak onu ilk hissettiğim andan beri ona koşulsuz bir sevgiyle bağlanmıştım. Annelik böyle bir şey miydi ? Kendi annemde beni ben onun karnındayken beni bu kadar sevmiş miydi ?

Acilen bir plan yapmam gerekiyordu. Bebeğim diğer safkan bebeklerine nazaran daha hızlı büyüyordu. ne kadar istemesemde belkide Alexle beraber olmalıydım bebeği kendinden sanabilirdi bu da bana zaman kazandırırdı ve kimsede bebeğe o süreçte zarar vermezdi.

William bu düşündüklerimi duysa deliye dönerdi herhalde. Yapabileceğim başka bir şey yoktu başka çıkar yolu yoktu buradan kaçmayı bırak zincirlerden bile kurtulamıyordum.

Mahsenin dış kapısında ki gardiyanlara buradan çıkmak istediğimi ve durumu kabullendiğimi söylediğimde önce lordlarını bilgilendirmeleri gerektiğini söyleyip gitmişlerdi. Bir kaç dakika sonra geri gelip beni bir odaya çıkardılar. Güvenlik içinde yanıma bir kaç tane dişi vampir göndermişlerdi. Beslenmek istiyordum ama Lordları Alex izin vermemişti. Güçlü olmamı istemiyordu. Bu güçsüz halim onun işine geliyordu.

Beni getirdikleri odada hızlı bir duş almıştım günler sonra o kadar iyi gelmişti ki bu kadar kişinin beni çıplakken izlemesine aldırış etmemiştim.  Havluyla kendimi kuruladıktan sonra kızlardan biri bana giymem için kıyafet uzatmıştı. Uzattığı kıyafeti giyerek banyodan çıktım.

(Giydiği kıyafet)

Beni getirdikleri odanın uzun bir penceresi vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Beni getirdikleri odanın uzun bir penceresi vardı. Yine bir umut pencereden dışarıya baktım. Ormanda bir hareketlilik yoktu ancak  gökyüzünde buradan uzaklaşan dev yarasa Alexden başkası değildi. Belkide şansım geri dönmüştü. Kaledeki en güçlü yaratık kaleyi terk ediyordu.

Bu fırsat son şansım olabilirdi. Çok güçsüzdüm ancak daha önce yapmadığım bir şey aklıma geldi. Niye arkamdaki kızlardan beslenmiyordum?

  Fenalaşmış gibi yaparak pencerenin önünde diz çöktüm. Kızlardan biri yanıma yaklaşmış tam efendim iyi misiniz diyecekken boynuna yapıştım. Diğerleri üstüme saldırmak için hareket edince dişlerimi geçirdiğim vampirin etini kopararak boynundan çekildim. Kız acı içinde kıvranarak yere yığıldı. Ee vampire vampir gibi davranmak lazımdı.

Sadece bir kaç saniye kan içimek bile beni toparlamıştı ve bebeğimde. Kalp atışlarının güçlendiğini hissetmiştim.  

Kalan vampirleride kolaylıkla öldürdükten sonra camı kırıp aşağıya atlamak için ayaklarımı pencereden aşağıya doğru sarķıttım.  Daha önce bu kadar yüksekten atlamamıştım ama  halledebilirdim.

Tam pencereden atlayacakken tüm ormanda bir kurt uluması yankılandı. Bu Williamdan başkası değildi. Demek Alex ondan kaleden ayrılmıştı Williamla dövüşmek için.

Williamın burada olmasının verdiği güvenli metrelerce yükseklikten kendimi aşağıya bıraktım. Yere inişimde biraz sendelesemde hızla Ormanın içinde koşmaya başladım. Rüzgar tüm yüzümü öpüyor , saçlarımın arasında dolaşıyordu.

Kaleye gitmekle zaman kaybetmemesi için son gücümle Williamın ismini bağırdım. Sesim tüm ormanda yankı yapmıştı.

Sonunda karanlığın arasında Williamın kehribar rengi gözlerini görünce yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşmişti.

Dehşet verici derece korkutucu gözüküyordu ama bu hali bile bana huzur vermişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dehşet verici derece korkutucu gözüküyordu ama bu hali bile bana huzur vermişti.

Koşarak yanına vardığım gibi ona sarıldım. Kafasıyla beni sırtına doğru iktirdiğinde hemen sırtına bindim. William arkasını dönerek koşturmaya başladığında uluyarak sürüye eve dönmek için emir verdi.

Sonunda eve dönüyordum.

LÜTFEN YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN DÜŞÜNCELERİNİZ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ 🥰🥰🥰


SAFKAN - Mührün Pençesinde Where stories live. Discover now