18. Alışveriş Merkezi Tabelası

49 3 0
                                    

Geldik geldik,yeni bölümle geldik.

Biliyorum hayatım mükemmel yazıyorum ve watty tarihinin en farklı baş yapıtı. 👠👠📦📦

Betül'ün depresyon dönemi beni bile sıkmıştı artık,haber edin Queen döndü.  👠✨💅

Evet küçük bebeleri pistten alalım hemen,peçeteleri de bir köşeye atıyoruz.

Heyecanlı,bol kaçmalı ve düşmeli bölümlerimiz geldi. He canım son 3 bölüm kendimize geldik. Telafi edilir canım benim,edilir. Bunun birde ikinci kitabı var siz birde onu görün.

Bu alıştırmaydı sadece,👠🤓

Haydi yallah okuyun. Bu arada oy verip yorum yapmayanları cinler yiyormuş ben öyle duydum.

Kaynak: Sinan Engin'in gür ve uzun saçları.

****

          18

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



          18. Alışveriş Merkezi Tabelası

"Seven insan sevmemek için sebep aramaz, sevilmek ve sevmek için sebep arar. Sevgi nedir bilmeyen insan ise sevmemek için çaba harcar,sevmek için hiç çaba harcamaz ve genelde alıcı taraf olur. Hep sevgi ve ilgi ister ama hiç karşılık vermez,ona göre o hep en haklı olandır. Haklı olduğu içinde karşı tarafı dinlemez bile çünkü o her ne olursa olsun haklıdır. Sevmeyen insan çöp tanesiyle bile kavga çıkartır ama seven insan sevdiğine sarılırken beline ok saplansa yıkılmazdı sarılmaya devam edebilmek adına.Bu nedenledir ki seven ve sevmeyen ayrımı yapmak kolaydı,ki insanlar bu konuda da ikiye ayrılır;sevenler ve seviyor gibi yapıp insanı sömürenler. Seven tarafa denk geldiyseniz sizin savaşınız artık bitmiş demektir,ama seviyor gibi olan o kişiye denk geldiğiniz zaman merak etmeyin çok kısa bir sürede anlardınız bunu. Herkes sevilmek isterken kimse sevmezdi bu fani dünyada,oysa sevmeden sevilemezdi ki insan karşısındaki çiçek olsa. Alan verir dünyası ya bu,sevgi almak istiyorsan önce sevgi vermen gerekirdi karşındakine. Bir çiçek yeterdi sevdayla yanıp tutuşan kula,dünyaları versen içi soğumazdı açgöz olana. Severdi yine de o bahçede bir çiçek gibi açıp sulanmasada,sevemezdi güneş ona yansada,çiçek solsa da köklerini sarardı o kuru toprağa,nehirin ta kendi de olsa sevmeyen sevemezdi,ilaç olamazdı sana ve ruhuna. Tutunmak gerekir derler hep daha iyisi için,ben ise sev derdim tutunmak için hayata. Sev dostum sev. Sev azizim sev. Ama adam gibi sev,güzel sev ki ilaç olasın hem kendi yarana hem de başkasının bu geçmez dediği yarasına.Sevince dağlar yıkılırdı yol olurdu önünde, kurak topraklar çiçek açar alırdı seni en ortasına. Çünkü azizim sevince iyileşmeyen yara,geçmeyen iz ve bitmeyen acı kalmazdı ne sende ne de onda,hep dediğimiz gibi azizim,her ne olursa olsun sen hep sev, çünkü;Seversen Geçer'di."

Hayat başı ve sonu belirsiz bir bulmaca oyunu gibiydi,siz devam etmek için bir adam atıyordunuz ama kendinizi çöküşte bulmanız çok sürmüyordu. Ya da devam etmemek ve pes etmek adına bir karar aldığınızda kendinizi hayatın zorlu oyunun içinde bulmanız da çok sürmüyordu. Sanırım bu benim için de böyle ilerliyordu, odadan çıktığım zaman amacım Ali'lerle beraber dışarı çıkıp artık sorumluluklarımı üstlenmek ve üstümdeki o depresyon havasını dağıtmaktı. Ali'nin bana haklı olarak tavır koyması ve onlarla gitmemi istememesi beklediğim bir durumdu,zaten bu yüzden yedek anahtarı mutfaktaki dolaptan izinsiz ödünç almıştım. Gözlerimi uyku bürüse ve karnım aç olsa da merdivenleri inerken bir sıkıntı yoktu benim için. Belki de dışarıda bir yerlerde yemek yiyebilirdim artık insansız işleyen mekanlarda,canavarlara yakalanıp onların akşam yemeği olmazsam tabi.

Seversen Geçer/ +18 (düzenleniyor)Where stories live. Discover now