"Bölüm 15"

1.8K 177 121
                                    

Sınıfa doğru yürürken son anda vazgeçip bahçeye çıktım.Nefes almaya ihtiyacım vardı.Bahçenin en köşesinde boş olan çardağa doğru yürüdüm.

Bütün yükler neden bana yükleniyordu? Ben bilmeden bir şeylere sebep mi oluyordum? Annemin günahının cezası niye bana kesiliyordu?
Ben istemezdim ki aralarının kötü olmasını... Kim isterdi ki...

Çardağa oturduğumda bir kaç kez daha derin nefesler aldım.Bakışlarım biraz ötede koşar adım oturduğum çardağa doğru gelen Zeynele kaydı.

İster istemez dudaklarımı dişledim ağlamamam gerekiyordu.

"Güneş..."dedi Zeynel yanına otururken.

"Hı?"dedim ellerimle göz yaşlarımı silerken.

"Gel buraya"dedi Zeynel,ben daha ne olduğunu anlamadan kendine doğru çekti, başım göğüsüne yaslanırken bir kolunu omzumun üzerinden sarmıştı.
Sarılmasıyla birlitke ağlamam daha da şiddetlenmişti.Odun gibi durmak istemediğim için kollarımı beline sardım.

"Şşs tamam ağlama ne olur"dedi,bir eli saçlarımı okşuyordu,"vallahi ne yapacağımı şaşırıyorum..."

"Tamam ağlamıyorum"dedim burnumu çekerken.

"Evet baya ağlamıyorsun!"dedi Zeynel kinayeyle.

"Ağlamıyorum ulan!"dedim geriye çekildim ve göz yaşlarımı sildim.

"Ağlama ulan sen hiç ağlama..."dedi Zeynel.Ben gözlerine baka kalırken,o sırıtıyordu.sakin güneş,heycanlanmak yok.

"Yanakların mı kızardı senin?"dedi Zeynel alayla.Dahademin ağlıyordum ama şimdi onun sayesinde gülmeye başlamıştım.Değişik bir etkisi vardı üzerimde adını bir türkü konuşmadığım veya koymak istemediğim bir etki...

"Pislik!"dedim omzuna bir tane geçirirken.

"Tamam demedim bir şey!"dedi çocuk gibi ellerini havaya kaldırırken.

"Güneş..."

Pınar ablanın sesini duymamla birlikte bakışlarım, sola kaydı.Çardağın dibine kadar gelmişti.Bir kaç metre ötede de bizimkiler duruyordu çağan abi hariç.

"Efendim?"dedim.

"Konuşabilir miyiz?"dedi pınar abla.

"Konuşalım"dedim, Zeynel yanımdan kalkıp diğerlerinin yanına giderken, pınar abla yanıma oturdu.

"Şimdi.... Nasıl başlasam inan bilmiyorum ama bazı şeyleri dosdoğru bilmeye hakkın var..."dediğinde pür dikkat onu dinliyordum.

"Annen fatihleri terk ettikten 2-3 ay sonra hayatlarına girdim... Üst katlarında taşınarak.Gizli evlendikleri için aileler konuşmuyorlarmış onlarla,Fatih annenin onu terk ettiğini kimseye söylemediği için ailesi ile hala görüşmüyordu"dedi.

Nasıl yani anneannem annemle konuşmuyor muydu?Gizli evlendikleri için hemde.

"Bir gün çağan ateşlendi,ben evde eşi var sanıyordum ama çağan çok ağlayınca aşağı inmek istedim.İndimde baktım terk edilmişler.İki tane el kadar çocuk fatih hem çalışıp hem ilgilenmeye çalışıyor..."dediğinde ister istemez üzülmüştüm.Allah bilir ne zor geçmiştir o günler.

"Bende el kadar bebekken yetimhaneye bırakılmışım... Anneleri terk etti dediği an emir ve çağanla bir bağ oluştu sanki aramızda, görünmez bir bağ..."dediğinde daha çok şaşırmıştım.Pınar abla yetimhanede mı büyümüştü?

"Çağanın ateşlendiği geceden sonra daha sık görüşmeye başladık,emir ve çağana o kadar bağlanmıştım ki,bazen ben bakıyordum fatih işe gittiğinde.Sonra zamanla fatihle birbirinizi sevdiğimizi anladık.Aslında önce ben anladım.Fatih hala içinde eski eşini özlüyor mu diye düşünüyordum.Ama o eski eşini sileli çok olmuştu."dedi,bir kaç saniye durup nefes aldı.

𝓞𝓶𝔃𝓾𝓶𝓭𝓪𝓴𝓲 𝓨𝓾𝓴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin