Yalın
Sercan, yanıma kurulmuş bir şekilde askeriyede olan olayı anlatıp gülmeye başladığı zaman onunla birlikte ben de gülmüştüm ama Deva tehditkar bir ses tonunda sahte bir şekilde öksürdüğü zaman gülüşüm yüzümde donmuştu.
Neredeyse fırsat geldikçe böyle yapıyordu ve bu biraz beni ürkütüyordu...
Ah bir de çok fena uykum vardı ama askeriyede olan olaylar daha heyecanlıydı ve dedikodudan pek geri kalmaya niyetim yoktu, yarın da izinli olduğum için uyurdum onun acelesi yoktu ama birden bire küt diye gitmem an meselesiydi bir de resmen bir gün işten erken ayrıldım diye olmayan olay kalmamıştı...
Gerçi hep böyle olurdu ve buna şaşırdığım için kendimden utanmam gerekiyordu...
Ne zaman işe gitmesem olay üstüne olay olurdu ama ben varken de yaprak bile kıpırdamazdı cidden şansıma sokaydım.
Yalın'ın zorlamaları yüzünden zar zor kahvaltı yapmıştık ve Gece bu olaylar olurken okula gitmişti.
Eh giderken de beni de Devayı da öpmeyi ihmal etmemişti, bu oldukça hoşuma gitmişti.
Tam bir aile olmuşuz gibi hissediyordum ve bunu karşımdaki adama yani Sercan'a söylesem hayatta inanmazdı zaten geldiğinden bu yana sürekli beni, evime geçmemiz için sıkıştırıp duruyordu ama Deva anlamadığım türden buna izin vermiyordu.
Deva'nın da deli gibi uykusu vardı ama gavur inatlı bizi salmıyor sürekli de sahte öksürüklerle bana göz dağı vermeye çalışıyordu.
Ondan çekiniyor muydum? Evet çekiniyordum.
Bir on dakika önce, Sercan ile Venüs beraber bulaşıkları yıkayıp tekrar yanımıza geldiğinde Sercan başlamıştı askeriyede olan her şeyi ortaya dökmeye.
Arada bir Sercan heyecanlı heyecanlı konuşurken elini bacağıma değdirdiği zaman Deva, öldürücü bakışlar atıp öksürmekle yetiniyordu ve bu beni aşırı derecede geriyordu.
Kıskanıyor muydu emin değildim ama benim aklım hâlâ beni öptüğü kısımdaydı, ara ara tam unuttum derken yine aklıma geliyordu ve ben, ister istemez heyecanlanıyordum.
Sercan'dan kıskanmasına gerek yoktu çünkü beyefendi benim her şeyimi biliyordu, üstüne üstlük benim sırrımı söylemem için fazlaca dil dökmüştü. Tabii bir diğer önemli nokta ise benim yakın arkadaşımdı.
Sercan "Dimi kanka?" derken elini bacağıma koyup sıktığı zaman sessizce yutkunmuştum çünkü Deva öksürük krizine girmişti.
Sercan'ın neyden bahsettiğini bilmesem de kafamı sallayıp onu onaylamıştım, ben konudan çoktan kopmuşum ama bunu çaktırmaya pek niyetim yoktu.
-Aynen reis.
Gerginliğim sesime yansırken Sercan tek kaşını kaldırıp bana odaklanmıştı.
Kafamı çekinerek Deva'nın oraya çevirdiğim zaman Venüs, Deva'ya su uzatıyordu.
-Deva, hasta olduysan bir doktora gitsene kardeşim. Sabahtan bu yana öksürüp duruyorsun Allah korusun bir şey falan olur.
Sercan, endişeli bir şekilde konuşurken kafamı olumsuz anlamda sallamıştım.
Garibim ne de iyi niyetliydi...
"Gerek yok iyiyim, Yalın mutfağa gelebilir misin ilaçlarını göstermem lazım sonra da uyurum artık." Deva, sudan bir yudum alıp bardağı tekrar Venüs'e uzattığında Venüs ile göz göze gelmiştim.
Eliyle boğazını keser gibi yapıp dudaklarını oynatarak 'bittin sen' demişti, bu kız cidden benim sinirlerimi bozup korkutmak için dünyaya gelmişti.
Sercan'a baktığım zaman bana anlamamış gözlerle bakıyordu ve bir şey demeden oturduğum yerden sendeleyerek kalkmıştım.
-Aman dikkat et, yardım edeyim mi?
Sercan da benim, kolumu tutarak benimle beraber ayağa kalktığı zaman Deva resmen koşarak yanımıza gelip Sercan'ın kolunu kopartmak ister gibi benden çektirmişti.
"Ben yardım ederim, siz oturun" Deva, koluma girdiğinde Sercan gülmüştü, gülüşünü çok iyi biliyordum ve eve geçince hesap kesim zamanı kara deftere yazılmıştı...
Uykusuzluktan geberiyordum ama şu an her iki taraftan da gelen korkum daha ağır basıyordu, bir an önce eve geçip Sercan'ı da atlatıp uyumak istiyordum.
Gerçi eve gider gitmez Sercan tarafından sorguya çekilecektim ama şu an sanırım daha büyük ve tehlikeli bir sorunum vardı.
Deva beni dövecekti.
****
