7

5.4K 78 0
                                    

Yalın

-Ne demek söylemedin?

Sercan bana yarı kızgın yarı anlayışlı bir tonda konuştuğu zaman yüzüne bakmaya bir son verip omuzlarımı silkmiştim.

Kolum alçıda olduğu için bana yardıma gelmişti ama sanırım pişman olmuştu...

Ona parkta söylemediğime dair işaret yaptığım zaman Devaya karşı bir bahane bulup tuttuğu gibi beni eve getirmişti ve aralıksız yarım saat boyunca da beni azarlıyordu.

Dediklerinde aşırı derecede haklıydı, buna asla lafım yoktu ama bir yerde beni de anlaması gerekiyordu...

Tamam belki çoğu insanın gözünde haksız olabilirdim ve kötü biri gibi görünebilirdim ama olay pek de öyle değildi...

İşler benim açımdan da zordu ve cahilliğimin verdiği zararı yeni yeni vicdanım tadıyordu, önceden Devayı görmediğim için bu konuyu kendi içimde açıp hiç hesaplaşma yapmamıştım ama ne zaman onunla iletişime geçsem bütün bedenim acı içinde kasıp kavruluyordu.

Onu görmediğim zaman her şey çok kolaydı, hayatıma rahatlıkla bakabiliyordum ama şimdilerde işler daha kötüydü çünkü geceleri uyuyamayacak seviyeye gelmiştim.

Vicdanım uykusundan uyanmış ve bana her anlamda baskı uygulamaya başlamıştım, Deva ile karşılaşmamaya çalışsam da her Allahın günü yüzünü görüyordum ve adam bugün bana sarılmıştı...

Benden haz etmediğini biliyordum ve hareketlerinden anlayabiliyordum ama ona karşı bunu suçlayamazdım.

Bedenimdeki histen kurtulmamın tek şansı Devaya karşı her şeyi söylenmekti ama bu o kadar da kolay değildi.

Evet işler onun için de oldukça kötüydü ama şu an ben kendi açımdan düşünmek zorundaydım, böyle bir olayı söylemek...

Boğazımın düğümlendiğini hissederken aklımdaki düşğncelerimin beni boğduğunu fark etmiştim. İşler oldukça saçma sapan bir hâl alıyordu ve benim bir an önce Devaya bunu söylemem gerekiyordu yoksa ben bu vicdanla yaşayamazdım.

Gözlerim tekrar dolduğu zaman Sercan, omzumu patpatlayıp ayağa kalkmıştı.

"Bence yarın sakin kafayla düşünelim, sen de yoruldun yarın iş başı yapacaksın raporun bitiyor." Sercan, bir baba edası ile konuşup saçlarımı okşadığında ben de onu ikiletmeden ayağa kalkmıştım.

Haklıydı, raporum bitiyordu ve yarın askeriyeye dönüyordum. He şeyi sakin kafayla düşünmek en iyisiydi yoksa burada sabaha kadar içim dışıma çıkana kadar ağlardım...

(Y/n = Yalın, uzun zamandır Deva'yı görmediği için o konuda vicdanı rahattı ama ikisi tekrar konuşmaya başlayınca Yalın hatasını anlayıp vicdan azabı çekmeye başladı.

Yaptığı şeyi asla asla savunmuyorum ama olayları onun tarafından da yazmak zorundayım o yüzden iki taraf için de zor.

Umarım anlamışsınızdır)

****

Deva

Merdivenlerden patır patır sesler geldiği zaman korku ile elimdeki kitabı bırakıp yavaş adımlarla daire kapısını açıp doğruca sesin geldiği tarafa baktığım zaman yerde iki seksen yatan Yalın'ı görmem ile yanına koşmam bir olmuştu.

Gece uyuyordu ve ne kadar sessiz olsamda merdivenlerden düşme sesi çok yüksek gelmişti ve kızımın uyanması an meselesiydi.

"Hey, ne oldu iyi misin?" Yalın'ı döver gibi hırpalaya hırpalaya kaldırıp merdivenlere oturttuğumda zorlukla derin bir nefes almıştım.

Hali oldukça kötü gözüküyordu ve neredeyse onu bir haftadır görmüyordum ve elinin sargısı hâlâ duruyordu.

"İyiyim bıvak beyi" kelimeler ağzından aşırı komik bir şekilde çıktığı zaman onun bu haline gülümsemiştim.

Anlaşılan kendinden geçecek kadar içmişti ve ağlamaktan kızarmış gözleri bunu doğrular nitelikteydi, diğer bir olaysa üzerinden gelen iğrenç kokuydu.

"Merdivenlerden düşmeseydin dediğini yapardım ama seni öyle bırakamam." Onun kolunun altına girip ayağa yavaş bir şekilde kaldırdığım zaman bütün ağırlığını bana vermiş ve hıçkırmaya başlamıştı.

Neye bu kadar üzülüp kendinden geçtiğini merak etsem de bunu sonraya saklayacaktım...

****

Yalın, evinin anahtarlarını askeriyede unuttuğu için onu kendi evime sokmuşum ve o kadar gürültüye rağmen Gece şansıma hâlâ uyanmamıştı.

Yalın'ı kusturmaya çalışsam da bu eylemimde başarısız olmuştum ve ağlamaları hâlâ susmak bilmiyordu.

Ayılması için acı kahve yapsam da ona bir türlü içerememiştim.

Allahtan konuşması düzelmişti ama baygın bakışları beni korkutma başlamıştı.

"Sana bir şey söylemem lazım, ama bunu Devaya sakın söyleme.
" Beni, yanına daha çok çekip gözlerimin içine bakarak konuştuğu zaman kızarmış gözlerine bakmıştım.

Beni kim olarak gördüğünü tam olarak anlamasam da dediği şey beni ürkütmüştü.

Kafasının yerinde olmadığını biliyordum bu yüzden Gece'nin odasını kilitlemiştim, Yalın'ın uyumasını sağlarsam ben de yatmaya gidecektim.

Bugün burada kalacaktı, anahtarları olmadığı için sokakta kalmasına izin veremezdim.

"Dinliyorum." Onun bitik halini baştan sona süzerek konuştuğum zaman içime bir şeylerin oturduğunu fark etmiştim, onu bu kadar kötü bir hale neyin getirdiğini dakikalar geçtikçe daha da merak etmeye başlamıştım.

"Deva ile askerdeyken birlikte olduk ve o oldukça sarhoştu ve ben iğrenç bir herif olduğum için onu kullandım, onun aciz olmasından yararlandım ve bana yapışmasından korktuğum için de ertesi gün erkenden kalkıp bardaki kamera kayıtlarını sildirdim, bunu ona hiç söylemedim. "Konuşmalarını hıçkırıkları kestiği an duyduklarımın hayal mi gerçek mi olduğunu ayırt etmekte zorlanmaya başlamıştım.

" Onu görmeden önce her şey o kadar kolaydı ki *hıck* şimdi vicdanım rahat durmuyor ve ona bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Parkta söyleme fırsatım vardı ama korktum yapamadım..." Ağlaması iç çekmelere döndüğü zaman yanından anında kalkmıştım.

Birden bire kalktığım için onun, beni tutan elleri iki yana düşüp kafası arkaya doğru yatmıştı.

O uyumaya başladığı zaman duyduğum şeyler midemi bulandırmaya başlamıştı...

******




Deva (Mpreg) bxb ✅Where stories live. Discover now