3.0

2.4K 259 351
                                    

bir gün emeklerimin karşılığını alabileceğimin umuduyla devam ediyorum

oy sınırı:160
yorum sınırı:300
***

"minho..."

sayamadığım kadar uzun süredir bilgisayarın başında yapmam gereken projeyi incelerken artık pes ederek kapanmaya başlayan gözlerimi aralamamı sağlayan şey hyunjinin ağzından duyduğum kendi adımdı.

"hmm." mırıltımla birlikte gözlerimi ovuşturduğumda masanın karşısında ayakta bana utangaç bir şekilde bakan iki bedenden jisungun hyunjinin arkasında neredeyse saklanarak durduğunu fark ettiğimde istemsizce sırıttım.

"saat çok geç olmuş da...burda seninle birlikte yesek olur mu?"

sevgilisinin arkasından çıkmadan konuşan jisungun ses tonundaki gerginlik bana dahi işlerken ağrıyan boynuma elimi koyup kafamı salladım."olur.buzdolabında yemek vardı.ısıtırım da yeriz şimdi."

konuşurken bir yandan da bilgisayarımı kapatıyordum ki bir milim dahi kıpırdamadan durarak beni izleyen bedenlere karşı kaşlarımı kaldırdım.

"niye başka bir şey daha diyecekmişsiniz gibi bakıyorsunuz...çıkarın ağzınızdaki baklayı da rahatlayın "

"yok bir şey ya."

hyunjinin huysuz mırıltısı inandırıcı gelmese de onu üstelemek istemeden omzumu silktiğim gibi mutfağa doğru yöneldiğimde arkamdan gelen adım sesleriyle sırıttım.

aynı annelerini takip eden ördek yavruları gibiydiler...

"götümden ayrılmayacak mısınız?"

alayla sorduğum soruma yanıt gelmezken mutfağın kenarında sandalyelere oturduklarını görerek aramızdaki sessizliğin rahatsız ediciliği ile buzdolabını açtım.

iki tencereyi yavaşça tezgaha bırakırken çalan telefonumun titreşimi ile elimi cebime attım.
ekranda gördüğüm bildirimi önemli bulmayıp telefonu geri yerleştirirken yanımdaki karaltı ile irkildim.

"kimmiş yazan?"

hyunjin gözlerime bakarak tok çıkardığı sesiyle konuştuğunda cevap vermeye gerek duymadan bakışlarımı yüzünde gezdirip yarım bir şekilde güldüm.

kahverengilikleri ilk kıvrılan dudağıma sonra da gözlerime çıktığında sesli bir nefes verdi dışarıya. "istemiyorum cidden."

"ne?"

"seni paylaşmak istemiyorum."

huysuz sesi mızıkçı çocuklar gibi çıkarken bir anda ensemde hissettiğim nefesle minik parmakların belime doğru yerleştiğini hissettim.

"hyung...lütfen yeniden bizimle...."

jisung sözünü bitirmeden tenimi kavrayan parmaklarını sıkılaştırırken enseme yaslanan başından sıcaklığı derime nüfuz eden yanaklarının şişkinliğini hissettiğimde tezgaha sıkıca tutundum.

"jisung."hyunjin vücutlarımız arasında milimler bırakarak beni kavrayan jisungun koluna elini sanki durmasını istermişçesine yerleştirirken uzun süre sonra ikisiyle yeniden olan yakınlığım başımı döndürdü.

farklı kokuları burnuma dolarken aldıkları nefeslerin tenime vuruşları olduğu bölgeyi yaktığı için yutkundum.

"çok yakınsınız." dedim fısıldayarak."uzaklaşır mısınız?"

ikisi de sanki sesimi duymamışcasına ellerini üzerimden çekmezken beni kavrayan parmakları tutup rahat bi şekilde kendimi jisungun ve hyunjinin yüzüne doğru olacak şekilde hafif çapraz şekilde döndürdüm.

i need a big boy , minhyunsung/hyunhosungWhere stories live. Discover now