2.9

2K 227 162
                                    

oy sınırı:160
yorum sınırı:250

***

minho:

"kanka belki de orospu çocuğunun tekidir seni eline alıp parmağında oynatmaya çalışıyordur...yani hemen güvenme ona.bizimkileri dinleme."

chan çalıştığımdan dolayı bakışlarımı odakladığım ekrandan gözlerimi çekmem için çenemi tutarak başımı yukarı kaldırdığı gibi konuştuğunda gözlerimi devirdim.

"bunu söylemek için mi geldin sen buraya?"

"yok... felixle buluşucam da ufak bi borç almam gerekiyor senden."

"başımda dikilmesene o zaman.çekmeceden al işte yavrum orda duruyor hep." maili son kez kontrol edip gönderdiğim sırada konuşurken saçıma yerleşen elle irkildim.

"sonra ödeyeceğim söz."

çekingen sesi ve saçımı hafifçe okşayan parmaklarıyla chanın utandığını anlarken gülerek başımı ona çevirdim.

"salak niye utanıyorsun? geri ödemene de gerek yok ayrıca."

kuzenim gözlerini devirse de gülümseyerek salondan ayrıldığında ben de kaç saattir başında olduğum laptopun önünden kalktım.

sırtımın ve gözlerimin ağrısını umursamamaya çalışarak kahve yapmak adına mutfağa girdiğimde chan da cüzdanına yerleştirmeye çalıştığı parayla kapıya doğru yöneldi.
"kanka gidiyorum ama yarın sabah gelicem...şu san mıdır nedir o piç hakkında konuşcaz.en son nasıl benim haberim olur..."

"chan mal mısın? iki gün önce buluştum çocukla zaten."

"olsun ben her detayı duymak istiyorum. benden izinsiz hiçbir adım atamazsın o çocuğa."

gergin çıkarmaya çalıştığı sesindeki korumacı tavrı gülmemi sağlarken kaşlarımı havalandırdım."siktir git.artistlik yapma bana."

ses tonumla chanın kahkaha sesi kulağıma dolarken gülmeye devam eden arkadaşım birkaç huysuz mırıltıyla evden çıktıktan sonra tezgaha süt doldurduğum cezveyi koymuştum ki birkaç dakika sonra çalan zille birlikte gözlerimi devirdim.

hızlı adımlarla girişe gidip hızlıca kapıyı açtığımda gelenin chan olduğuna o kadar emindim ki "ne unuttun yine yavşak?" dediğim gibi mutfağa geri yöneldim.

düğmeye iki kere basıp cezveyi ocağa yerleştirdiğimde kapıya doğru baktığım zaman içeri kimsenin geçmediğini görerek kaşlarımı çattım.

"chan...gelsene mal."

bağırmama karşılık geri yanıt gelmezken gözlerimi büyültüp ocağı bırakarak kapıya doğru yürüdüm.

ellerini önünde birleşmiş halde duran jisung ve hyunjin dişleriyle ezdikleri alt dudaklarıyla girişte gözüken iki beden bana çekingen bir edayla bakarken öylece kalakaldım.

"şey...gelebilir miyiz?"

jisungun az çıkan sesi ve konuşurken hızlıca benden kaçırdığı gözlerine cevap veremeden içeriden gelen taşma sesiyle birlikte neredeyse koşarak mutfağa ulaştım.

i need a big boy , minhyunsung/hyunhosungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin