ÖZEL BÖLÜM

1K 40 41
                                    

Herkese merhaba.

Okurlarım,

Yanlış Pasaport 100.000 okumaya ulaştı. Benim aklımda hiçbir zaman bu sayılara gelebilecek olmam yoktu. Hep istedim fakat olacağını da pek ihtimal vermedim. Öyle olmadı, yapılan yorumlar, eklenen okuma listeleri ve beğeniler beni hep ümitlendirdi. 

En çok da size çok teşekkür ederim. Kıymetlisiniz.

Ve hep öyle olacaksınız, sizleri seviyorum.

Çiftimizi ya da Yanlış Pasaportu andıran bir şarkı bırakın. 💓

O zaman özel bölümü keyifle okuyun.

🧳🛫

"Du bist frei" Özgürsün.

Bir davam daha olumlu sonuçlanmıştı. Bir kadın daha özgür kalmasına yardımcı olmuştum. İçimi dolduran huzurla karşımdaki kadının sarılmasına karşılık verdim. Mesleğimin ikinci yılıydı. Büyük çabalar sonucunda mesleğim elimdeydi. Hayatımda öyle çok sitem etmiştim ki sonunda güzel bir şey olacağını ve rahata kavuşacağımı biliyordum. Öyle de olmuştu. Mutlu bir hayatım vardı, bir ailem.

Kapıyı açıp dışarıya çıktığımda, adliyeden ayrılmıştım. Dışarıya çıktığımda rahat bir nefesi içime çekmiştim. Başım tepemdeki güneşe kaymış ve gözlerim kapanmıştı. Duyduğum küçük sesle gözlerim hemen açılmış ve sesin geldiği yöne çevrilmişti.

Yaz.

Bizim kızımızdı.

Kendisi yarın 6 yaşına girecekti.

Alperenin bana evlenme teklifinden hemen sonra evlenmemiştik. Okulumuzun bitmesini beklemiştik. Tabi bu sırada nişanlı kalmıştık. Bir heyecan bir heyecan diye diye o gün geldiğinde stresten ölmek üzere gibi hissetmiştim. İnsanın başına gelmeyince anlayamıyordu bu işleri. Ne zor işmiş evlilik hazırlığı falan. Gerçekten yorucu bir hafta olmuştu. Ama o düğün gecesinin fotoğraf çekimine geldiğimizde derin bir oh çekmiştim. Düğünümüz ve dahası dört dörtlük yani istediğim gibi ilerlemişti. Sevdiğim insanların da bunda büyük bir katkısı vardı, büyük emekleri. Gerçekten istediğim gibi ilerlemiş kararlarımıza karşı çıkacak da bir ailemiz olmadığı için hepimiz eğlenmiştik.

Fakat unutmamak lazımdı ki düğünümüz aşırı kalabalık olmuştu. Ben bu kadar tanıdığımızın olduğunu bilmiyordum Alperenlere zaten değinmek istemiyordum. Çok kalabalık bir akraba çevresi vardı.

Paralar, altınlar, bilezikler...

Son olana biraz değinmek istiyordum. Benim ailem de olmak üzere bir sürü bileziğim olmuştu. Ve inanın hiç benlik değildi. Ailelerimize ayıp olmasın diye ilk zamanlar biraz kolumda takılı kaldılar. Şıkır şıkır kolumda hareket etmeleri beni güldürüyordu. Alperen de benimle bu konuda bayağı dalga geçmişti. Tabi sevmediğimi de biliyordu. Yani ben biraz kolye, küpe, bileklik insanıydım. Anladığınız üzere bilezik benlik değildi. Ama Alperen'in her akrabasında muhakkak en az iki bilezik bulunuyordu.

Biraz akrabalarından çekmiştim. Çok fazla meraklı insanlardı, benim tarafımda da vardı tabi ki. Düğün zamanımızda fazlaca işimize karışmak isteyen olmuştu. En sinir olduğum şey de buydu, evlenen biz değil miydik? Biz de Alperenle kimseyi umursamayıp kendimiz ne istiyorsak öyle ayarlamıştık. Yurt dışında yaşamasak her gün evime kahve içmeye gelecek insanlardı. Ah! Düşüncesi bile çok korkunçtu.

"Baba bak, annem geliyor."

Onun o heyecanlı sesi gülümseme sebep olurken babasının yanında hızla bana doğru koşuşturmaya başladı. Yanıma gelmesine izin vermeden küçük bedenini kucakladım. Saçlarından mis gibi kokular geliyordu demek ki daha yeni yıkanmış ve öyle buraya gelmişti. Yüzüne baktığımda, mutluluğu okumak pek de zor değildi. Up uzun saçlarının ön tutamları arkadan tutturulmuş, yine üzerinde tatlı bir kıyafet vardı. Arada alışverişe çıktığımızda ona seçme şansı tanıyorduk, kendi istediğini kendi alıyordu.

Yanlış Pasaport|Yarı TextingWhere stories live. Discover now